28 Mart 2012 Çarşamba günü yayınlandı
Balyoz davasının tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Ergin Saygun, hakkındaki iddiaları reddetti.
Hiçbir darbe planının içinde yer almadığını söyleyen Saygun, 1. Ordu Komutanlığı’nda 5-7 Mart tarihlerinde yapılan seminere katıldığını kabul etti. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesini talep eden Saygun, “1.Ordu’daki seminere emir verildiği için katıldım.” dedi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen Balyoz Planı Davası'nın 87. duruşması Silivri Cezaevi Yerleşkesi'ndeki yapıldı. Orgeneral Bilgin Balanlı, emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Orgeneraller Çetin Doğan ve Ergin Saygun'un da aralarında bulunduğu 250'si tutuklu, 365 sanıklı duruşmaya, dünkü oturumda salonu terk eden sanık avukatları katılmadı. Sanık avukatlarının mahkemeye sunduğu reddi hakim dilekçesi ise mahkeme tarafından 'Mahkemeyi uzatma amaçlı olduğu aşikar' gerekçesiyle reddedildi. Bir önceki duruşmada, rahatsızlığı nedeniyle bugüne kadar süre isteyen emekli Orgeneral Ergin Saygun'a savunmasını yapması için söz hakkı verildi.
Emniyette verdiği ifadesini kabul etmediğini dile getiren Saygun, iddianamenin geçersizliği yönünde görüş bildiren tüm sanık ve avukatlarına katıldığını ifade etti.
Bazı çevrelerde, kendilerine ithafen 'Türkiye'nin kalın bağırsakları temizleniyor' ifadelerinin kullanıldığını hatırlatan sanık Saygun, "Bağırsaktaki pislik muamelesi görüyoruz. İddianameye yazıp da ispat edemediğiniz suçlamalar neden oluyor?" dedi.
Balyoz ve benzeri darbe planlarının içerisinde yer almadığını öne süren Saygun, 1.Ordu Komutanlığı'nda, 5-7 Mart 2003 tarihlerinde yapılan seminere katılıp sunum yaptığını kabul etti. Söz konusu seminerde EMASYA yerine farklı bir oluşum gerçekleştirilmesi için fikir beyan ettiğini belirten Saygun, "İddianamede sıkıyönetim ilanı için uğraştığım yazıyor. Bu seminer zaten olası bir sıkıyönetim sonrası içindi. Seminerdeki görevlendirmeler ise olası bir sıkıyönetim halinde askerin nerelerde konumlanacağını belirlemek içindi." ifadelerini kullandı. Suçlamaların yöneltildiği zaman diliminde, 3.Kolordu Komutanı olarak görev yaptığını hatırlatan Ergin Saygun, söz konusu zaman diliminde kolorduyu NATO kriterlerine uygun hale getirmek için uğraştıklarını söyledi.
3.Kolordu'nun o sıralarda, artık milli birlik olmadığını ve NATO'ya tahsis edildiğini kaydeden Saygun, "NATO hazırlıkları yüzünden 3. Kolordu'nun darbe yapmaya vakti yoktu. Bundan vaktimiz olsaydı yapardık gibi bir anlam çıkartılmasın. Biz meşru zeminden çıkmayı, darbe yapmayı asla düşünmedik." şeklinde konuştu.
İddianamede yer alan Balyoz belgelerinin sahte olduğunu iddia eden Saygun, Balyoz planını henüz kimsenin görmediğini dile getirdi. İddianamede 2003 yılında yapıldığı iddia edilen listelerin, aslında 2006 yılında oluşturulduklarını öne süren Saygun, "Plan seminerlerinin kasetleri, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'a, Başbakan tarafından verilmiştir. Oysaki bu seminer hakkında görüşü sorulan MİT ve polis bilgimiz yoktur demiştir. Bu durumda bu kurumların da tarafsızlığı tartışılmalıdır. Ayrıca, Aytaç Yalman'ın tanık olarak dinlenmesini istiyorum" dedi.
Hakkındaki iddiaların somut belgeler değil farazi bilgiler olduğunu savunan Saygun, Balyoz planının konuşulduğu hiçbir toplantıya katılmadığını, 1.Ordu'daki seminere ise emir verildiği için katılıp, sunum yaptığını anlattı.
1.Ordu Komutanlığı'ndaki seminere, 3.Kolordu'dan katılacak kişilerin hepsini kendisinin seçtiğini dile getiren Ergin Saygun, subayların sayıyı doldurmak için seçildiklerini ileri sürdü. Ayrıca bu tip seminerlere katılan genç subayların sunumlar yaparak kendilerini göstermeleri yönünde teşvik ettiklerini belirten Saygun, "Suçlandığım olaylarla hiçbir bağım yoktur. Seminere katıldım. Seminerin içeriğinin tartışıldığı toplantılara da katıldım. Ayrıca bu toplantılarda fikrimi de beyan ettim." ifadelerini kullandı.
Emniyetteki sorgusunda kendisine sinagog ve HSBC bombalama eylemlerini yapıp yapmadığının sorulduğuna dikkat çeken sanık Saygun, "Patlamalar sırasında nerede bulunduğumu sordular. Önce bunu şaka sandım. Ama sonra ciddiyetlerini anladım. Kazara İstanbul'daydım desem patlamalar benim üzerime kalacaktı. Bu iddialar çok anlamsız." yorumunda bulundu.
Şahsına yönelik iddiaların somut delillerine dayanmadığını öne süren Saygun, Balyoz planı hakkında maddi bir delil olmadığını, ayrıca 1. Ordu'da yapılan seminerlere katılmasının da herhangi bir suç unsuru taşımadığını dile getirdi .