12 Mayıs 2013 Pazar günü yayınlandı
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç'ı makamında ziyaret etti.
Bozdağ, milletvekilleriyle ilgili ek düzenlemeden imzalarını çeken CHP, BDP ve MHP'yi sert bir dille eleştirdi.
Bozdağ, valilik ziyaretinin ardından gazetecilerin alkol, milletvekilleriyle ilgili düzenlemeden muhalefet partilerinin geri çekilmesi, Türk pasaportu taşıyan sanatçı Kenan Işık'ın Belçika'da alıkonulması ve Bulgaristan'daki Hak ve Özgürlük Partisi liderine Türkçe konuştuğu için para cezası verilmesiyle ilgili soruları yanıtladı.
Milletvekillerinin özlük haklarının iyileştirilmesini kapsayan düzenlemeye tüm partilerin grup başkan vekillerinin ortak imza attığını, bu imzaların partilerin genel başkanlarının bilgisi dışında olmadığını vurgulayan Bozdağ, daha sonra MHP, CHP ve BDP'nin geri çekilmesinin doğru olmadığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, geçen hafta içerisinde mecliste grubu bulunan siyasi partilerin grup başkan vekillerinin ortak imzasıyla vekillerle ilgili kanun teklifinin meclis başkanlığına sunulduğunu belirterek şöyle konuştu: "Grup başkan vekilleri bir yere imza atarsa bu imza onun imzası olmaktan öte genel başkanların imzasıdır. İstişare ederek imzalarını atarlar. Bütün grup başkan vekilleri teklifte yeralan konuların doğru ve gerekli olduğuna inandıkları için imza atmışlardır. Komisyonda da tüm vekiller olumlu görüş bildirmiştir, komisyon raporu kabul etmiştir. Sonra MHP, BDP ve CHP grup başkan vekilleri imzalarını çektiler ve kamuoyuyla paylaştılar. Doğru bir yaklaşım değil. Yanlış olduğuna inanıyorsanız altına imzanızı atmayacaksınız. Doğru olduğuna inandığınız şeyin arkasında sonuna kadar duracaksınız”
AK Parti olarak milletimizin aleyhine olan hiçbir şeyin altına imza atmadıklarını, atmayacaklarını anlatan Bekir Bozdağ, muhalefet partilerinin kendi attıkları imzanın arkasında duramadığını söyledi.
Bozdağ, bunun muhalefet partilerinin durumunu göstermesi bakımından önemli olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendi attıkları imzanın arkasında duramayan bir siyaset anlayışı ile karşı karşıyayız. Silah mı dayadılar kafanıza imza atın diye. Biz yanlışa rıza göstermeyiz diyorsanız baştan imza atmayacaksınız. Doğrudur diyorsanız o zaman da altına imza attık, sonuna kadar duracağız diyeceksiniz.”
Türkiye'deki muhalefetin zikzakları çok olan, doğruların arkasında durmayı beceremeyen bir yaklaşımda olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, basında yer alan eleştirilerin de parlamentoyu itibarsızlaştırmaya dönük yaklaşımlar olduğunu söyledi.
TEKLİF YASALAŞIRSA İMKANLARDA YARARLANMASINLAR
Bozdağ, geri çekilen partilerin teklif yasalaştıktan sonra kendilerine sunulacak haklardan yararlanmak istemedikleri yönünde bir beyanda bulunmaları gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu: "Ama maalesef her dönemde parlamentonun itibarını zedelemek isteyenler olmuştur. Maalesef bu olay parlamentoyu itibarsızlaştırmak isteyenlerin karalama kampanyasına dönüşmüştür. Parlamentoyu itibarsızlaştırmaya yönelik eleştirilerdir basındaki. İtibarsızlaştırmak isteyenler olmuştur her dönemde. Bir karalama kampanyasına dönmüştür. Teklifte yeralanların ikisi hariç tamamı kanunlarda ayrı ayrı yer alan vekillere bugüne kadar uygulanan konulardır. İki tanesi yenidir. Çağrıda bulunmak istiyorum, bu kanun teklifi yasalaştığı takdirde CHP'liler samimiyse verilen imkanlardan istifade etmemeleri lazım. Geçici hüküm koyun biz bundan yararlanmayalım demeleri lazım. İmzalarını çektikleri kanunlardan yararlanmaya devam ediyorlar. Perdenin önünde nasıl konuştuysak perdenin arkasında da öyle konuşacağız. Biz bunun doğru olduğuna inanıyoruz. Meclis genel kurulunda sırası geldiğinde görüşeceğiz.”
ALKOLE SINIRLAMA GETİRMEDİK
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, alkollü içeceklerle ilgili sınırlamalar getiren düzenlemelerin de yasak manasına gelmediğini belirtti.
Yaptıkları şeyin Avrupa ülkeleri ve ABD'deki standartları Türkiye'ye getirmekten ibaret olduğunu dile getiren Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alkollü içeceklerle ilgili konuda bir kanun teklifi verildi dün. Alkollü içecekleri yasaklayan bir düzenleme sözkonusu değil. Yapılan düzenleme ABD, İngiltere gibi başka ülkelerde yeralan standartları Türkiye'ye taşımak. Bu konuda herhangi bir yasaklama yok.”
KENAN IŞIK'A YAPILANI KINIYORUM
Bekir Bozdağ, Belçika'ya giden Türk pasaportu taşıyan sanatçı Kenan Işık'ın 20 dakika bekletilmesini kınadıklarını belirterek, Türk pasaportunun dünyanın her yerinde itibar gören bir pasaport haline geldiğini söyledi.
Türkiye'nin yurt dışında yaşayan vatandaşlarının durumunun düne göre iyileştiğini anlatan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti: "70'den fazla ülkeyle Türkiye'nin vizesiz girişi çıkışı serbest hale gelmiştir. Dünle mukayese edilemeyecek. Maalesef Belçika buna dahil. Arzu edilmeyen uygulamalarla zaman zaman karşı karşıya kalıyoruz. Sayın Işık'ın başına gelen de bu. Kınıyorum. Türk pasaportu dünyanın her yerinde itibar gören bir pasaport haline geldi. Bugün gelinen noktada gerçekten yurt dışında itibar kazanmış bir noktadadır. Zaman zaman böyle münferit, bazen memurların bazen ülkelerden kaynaklı hadiseler oluyor. Ama bunlar Türkiye'nin geldiği noktayı örtmez. Türkiye artık güçlüdür. Ona uygun muamele görecektir.”
BULGARİSTAN'I KINIYORUM
Bulgaristan'daki seçimler öncesi miting gerçekleştiren Hak ve Özgürlükler Partisi (HÖH) Lideri Lütfi Mestan'a Türkçe konuştuğu için 2 bin 500 avro para cezası kesilmesine tepki gösteren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Bulgaristan'ı bu davranışından dolayı kınadı.
Bozdağ, Bulgaristan'da soydaşlarımızın sayısının yüksek olduğunu belirterek şunları söyledi: "Oradaki soydaşlarımız yaşadıkları toplum içinde daha aktif ve etkin pozisyonda yeralsınlar. Siyasi katilımda da ülkenin yönetiminde daha etkin noktaya gelsinler. Dünyanın neresinde olursa olsun Türkçe konuştuğu için Türk olduğu için ceza verilmesini kabul etmiyoruz. Yunanistan'da da. Konu AİHM'e gitti. Mahkeme haksız görmesine karşın Yunanistan maalesef hâla uygulanamadı. Sadece Müslüman değil aynı zamanda Türk'tür. Biz onlara Batı Trakya'daki Müslüman Türk diyoruz. Yunanlılar Türk kelimesini kullanmıyor diye Türklükten mi çıktı Hayır. Kıyamete kadar orada Müslüman Türk olarak varlıklarını koruyacaklardır. Ceza almasını buradan kınıyorum, eleştiriyorum. Kanunlar ne zaman çıktı ona da bakmak lazım. Türklerin aleyhine bazı düzenlemeler Bulgaristan'da oldu. Oradaki vekiller bu düzenlemelerin olmaması için uğraşmalı. Bu düzenleme ceza olarak geri yansıyor şimdi. İnşallah bundan sonraki süreçlerde Türklerin aleyhine bir düzenlemenin olmayacağı bir siyasi ortam olur”
Diyanet İşleri Başkanı'nın 'İzmir'in dindarlığı farklı. İrfan geleneğine ihtiyacı var' şeklindeki açıklamaları hakkında ne düşündüğü sorulan Bekir Bozdağ, bu soruya da şu yanıtı verdi: “Ben, İzmir'in çok muhteşem insanlardan oluşan muhteşem bir kent olduğunu düşünüyorum. İzmirin insanları değerli insanlardır, başımızın tacıdır. Diyanet İşleri Başkanımızın sözlerini maalesef çarpıtmışlardır. Ve çarpıtmaya devam ediliyor. En son Yurt gazetsi bir afiş koydu, haberi verirken müftüyle İzmir onurlandı demiş. Her yıl nisan ayının ilk haftası kutlu doğum haftası olarak kutlanıyor. Bu haftada bir konu belirler Diyanet İşleri Başkanlığı. Bu afişleri tüm il ve ilçelerde duyuru amaçlı asılır. Bu yılki konu da, Hz Peygamber Efendimiz ve İnsanlık oldu. Peygamberimizin insanlığa neler kattığı ile ilgili oldu. Kadınlara, yaşlılara, annelere, babalara neler yaptığı hakkında. Tüm Türkiye'de anlatılan bir afiş. Yurt gazetesi bunu aldı. 'Müftü İzmir'i onurlandırdı' diye verdi. Bu tamamıyla İzmir'deki kardeşimizin AK Parti hükümetine karşı muhabbeti azaltmak için uydurma bir kampanyanın ürünüdür. İzmir'de sanki İzmirli kardeşlerimizi rencide eden bir iş gibi yansıtılmak istendi. Bu gazetenin CHP'nin yan organı olduğunu bilmenizi isterim." Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bir anket yaptığını anlatan Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı: "Aslında anketi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yaptı. Türkiye'nin 26 ilinde aynı sorular soruldu. 26 ilimizden birisi de İzmir idi. Nasıl verdiler? İzmir'de dindarlık ile ilgili anket yapılıyor. Yalan. Vallahi iftira, billahi iftira. Kara propaganda yapıyorlar. Belediyecilik hizmeti yapılamayınca toplumu kutuplaştırmak için her konuyu çarpıtarak, iftira olarak gündeme getirip İzmirlilerle partimizin kurduğu gönül köprüsünü yıkmak istiyorlar. İzmirlilerin buna izin vermeyeceğine inanıyorum. İzmirliler kendileriyle gönül köprüsü kuranları bilecek niteliktedir.”