Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

Roth: Avrupa da Suriyelileri kabul etmeli

10 Ağustos 2012 Cuma günü yayınlandı Alman 'Birlik 90/Yeşiller Partisi' Başkanı ve Alman Parlamentosu Milletvekili Claudia Roth, Türkiye'nin tek taraflı olarak Suriye'de hareket etmesinin doğru olmadığını düşündüğünü söyledi.

Alman 'Birlik 90/Yeşiller Partisi' Başkanı ve Alman Parlamentosu Milletvekili Claudia Roth, Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Roth, Alman Büyükelçiliği'nde gündeme ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

Roth, Türkiye'ye geliş nedeninin konu olarak belli olduğunu belirterek, şartların şu anda daha gergin olduğu bir durumla ilgili olarak Türkiye'de bulunduğunu söyledi.

Roth, Suriye'ye bölgesindeki duruma ilişkin olarak kendi beklentisinin, uluslararası topluluğun Esad'a karşı çağrıda bulanarak şiddetten vazgeçmesi olduğunu ifade etti.

Suriye'de bir insani felaketin olduğunu belirten Roth, Suriye'den kaçan 300 bin insan olduğunu ve Suriye içinde de bir buçuk milyon insanın bir iç göç halinde olduğunu anlattı. Roth, Avrupa ülkelerine ve özellikle de Almanya'ya bir çağrıda bulunduğunu bildirerek, "Onlar tarafından da mültecilerin kabul edilmesi gerektiğini altını çiziyorum" dedi.

Alman gazetecileri ile birlikte kampa bir ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Roth, o kamplarda Türk gazetecilerin de gezmesi gerektiğini ve orada yapılan iyi hizmetin görülmesi gerektiğini söyledi.

Hatay'da yapılan görüşmelerde Suriye'de yaşanan savaşın ekonomik olarak Hatay'a ve bölgeye çok büyük etkiler verdiğini öğrendiklerine dikkati çeken Roth, Hatay ve bölgenin ihracat ve üretim açısından son derece merkezi bir konuma sahip olduğunu söyledi.

Roth, "Oradaki savaş şartları komşu ülkeleri de ekonomik olarak çok yoğun bir şekilde etkisi altına almış" diyerek, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in o bölgeye giderek ekonomik kriz değerlerini ve boyutlarını öğrenmesiyle daha faydalı olabileceğini söyledi.

Roth, "Burada bir trajedi söz konusu. 40 senedir diktatörlük altında yaşayan ve Arap Baharı bizde de olacak umudunu taşıyan insanlar. 'Trajedi' diyorum, çünkü gerçekten bu savaşta yaşananlarda Suriye halkının sırtında bazı ülkelerin menfaatleri de çatışıyor. Örneğin Rusya, Çin, Suudi Arabistan ve Katar. Burada gerçekten bir tehlikeden de söz etmek istiyorum. Burada bir çatışma unsuru veya tehlike söz konusu olabilir. Dinler arası çatışmaya gidecek şekilde gelişmelerin kendini gösterebileceğini düşünüyorum. Çünkü burada mezhepler arasında Aleviler-Sünniler-Şiiler ve etnik kökenliler arasında bu gidişatın o şekilde bir durum çıkacak gibi gözüküyor" diye konuştu.

"SUUDİ ARABİSTAN'LA KOALİSYON İÇERİSİNE GİRMENİN ÇOK DOĞRU OLDUĞUNU SÖYLEYEMEYECEĞİM"

Türkiye'nin dış politikada 'komşularla sıfır sorun' politikasıyla hareket ettiğini hatırlatan Roth, Türk politikasının daha çok Sünnilere yönelik girişimlerle düşünceler ortaya koymasının yanlış anlaşılmalara da neden olabileceğini söyledi.

Roth, "Suudi Arabistan'la da bir koalisyon içerisine girmenin de çok doğru olduğunu da söyleyemeyeceğim. Sonuç itibarıyla Suudi Arabistan bundan belli bir dönem önce tanklar da kullanarak Bahreyn'deki demokratikleşmeyle ilgili olan girişimi bastırdı. Suudi Arabistan'ın da demokratik bir ülke olduğunu da söyleyemeyiz" dedi.

"KÜRT SORUNU ARTIK NİHAİ BİR ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALI"

Roth, cemevlerinin kurulmasına ilişkin olarak, "İç siyasette böyle bir görüş ortaya koyarak bunu daha sonra dış siyasete farklı uygulamanın da çok doğru olmadığını düşünüyorum" şeklinde konuştu

Türkiye'nin yürüttüğü dış politikanın şu anda çok da inanılır olduğunu düşünmediğine dikkati çeken Roth, Suriye'deki çatışmayla bağlantılı olarak Türkiye'nin önemli bir rol üstlenebilmesi için Kürt sorunun artık nihai bir çözüme kavuşturulmasıyla ilgili ilerlemelerin kaydedilmesi gerektiğini vurguladı. Roth, son yıllarda Türkiye'nin daha da demokratikleşmesi için çaba gösterdiklerini belirterek, güçlü ve demokratik bir yapıya sahip olan Türkiye'nin hem Yakındoğu ve Ortadoğu hem de Arap Baharı'nı başlatan ülkeler için çok güçlü bir örnek olacağını söyledi.

Roth, "Bu kapsamda basın ve fikir özgürlüğünün Türkiye'de tamamen yerleşmiş olması gerekiyor ve Türkiye'de gazetecilerin fikirlerini ve düşüncelerini yazdıkları için hapse atılmaması gerek" diye konuştu.

"Örnek olarak gösterilemeyecek bir durum daha var” diyen Roth, “Daha önce şiddet uygulayan ve işkence yapan bir polisin daha sonra İstanbul'da üst düzey bir göreve getirilmesi gibi. Türkiye'de çok güçlü kadınların olduğunu da ifade etmek istiyorum. Burada kadın haklarına karşı herhangi bir girişim başlatılması durumunda, o hakların zayıflatılması gibi durumlarda hangi hükümet olursa olsun mutlaka uluslararası düzeyde politikalarla karşılacaktır" dedi.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Roth, "Umarım bu çalışma çıkmaz sokakta son bulmaz çünkü uzun yıllardan beri ele alınmış bir konu. Tamamlanır ve yeni bir anayasa ortaya çıkmış olur. Umudum ve beklentim o. Çünkü, güçlü bir anayasa son derece önemlidir. Türkiye yeni bir anayasayla Avrupa Birliği açısından da örnek olarak algılanacaktır" dedi.

Roth, açıklama sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Suriye halkının sırtında bazı ülkelerin menfaatleri çatışıyor' dediniz. Buna Türkiye'yi de dahil ediyor musunuz" sorusuna, Roth, "Amerika'yı da Türkiye'yi de sayıyorum aslında. Ama burada Avrupa'yı da sayıyorum. Çünkü AB'nin burada ortak hareket ederek Suriye'ye yönelik Suriye'deki demokratik süreci nasıl başlatılabilir, destek verilebilir gibi bir ortak politika ortaya koyması gerekiyor" cevabını verdi

Türkiye'nin tek taraflı olarak Suriye'de hareket etmesinin doğru olmadığını düşündüğünü ifade eden Roth, Alman hükümetine, Türk hükümetine ve AB'ye konuyla ilgili olarak bir çağrıda bulundu. Roth, "Burada hem siyasi hem diplomatik araç gereçler kullanarak mutlaka baskı yapılması gerekiyor, sadece Suriye'ye değil İran ve Rusya ya da baskı özellikle Türkiye tarafından baskı yapılması gerekiyor. Türkiye-Rusya ilişkilerinin çok özel boyutta olduğunu düşünüyorum. Özellikle Türkiye'nin Rusya'dan Nükleer santral alma girişimini düşününce tüylerim diken diken oluyor. Bu saydığım bütün ülkeler Suriye'deki vahşetin durması ve demokratik sürecin başlatılması için adımlar atması gerekiyor" şeklinde konuştu.

Roth, bir soru üzerine, "Türkiye mülteciler konusunda neden yardım taleplerini kabul etmiyor onu anlamıyorum. Birleşmiş milletler, mülteciler komiserliği, insan hakları kuruluşları gibi birçok kuruluş Türkiye’ye yardımda bulunmak istiyor ama Türkiye bu yardımları kabul etmiyor" diye konuştu.

"MECLİS'TE BDP GENEL BAŞKANI DEMİRTAŞ İLE GÖRÜŞTÜM"

Başka bir gazetecinin, "BDP ve Leyla Zana ile görüştünüz mü" sorusuna Roth, "Sabah saatlerinde Dışişleri Başkan Yardımcısı Naci Koru ile görüştüm bundan sonra Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşeceğim sonrasında HAS Parti ile görüşeceğim. Buraya gelmeden önce Mecliste BDP Genel Başkanı Demirtaş ile görüştüm yanında çok sevdiğim dostum Ahmet Türk de vardı ve buda beni çok mutlu etti. Bu akşamda Leyla Zana ile birlikte olacağım ve Yeşiller Partisi ile görüşmem var" cevabını verdi.

Roth, "BDP ile yaptığı görüşmelerde PKK konusunda uyarılarının olup olmadığının' sorulması üzerine, "Müzakerelerin yapıldığı bir müzakere hazırlığı içinde olunduğu söylendi ve en son olarak protokole her iki tarafın imzasının atılması noktasında Türk hükümetinin geri adım attığı ve uzlaşılan konulara sadık kalmadığı bilgisini aldım" dedi

Hem Türk hükümetine hem de PKK'ya yaptığına dikkati çeken Roth, 1986 yılından beri Türkiye ile ilgili politikalar içinde olduğunu ve o günlerden bu güne kadar çok kan ve gözyaşı aktığını belirtti.

Şiddete son vererek tekrardan uzlaşma masasına oturulması gerektiğini söyleyen Roth, uzlaşılan konular hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Roth, "Türkiye ülke olarak Kürtlerin yaşadığı Suriye, İran, Irak gibi ülkelerin yanında Kürtlerin rahatlıkla yaşadığı bir ülke konumuna gelebilsin ve Kürt gerçeği artık kabul edilsin. Şemdinli’de bu tip olayların olduğunu öğreniyoruz bunların bir son bulması gerekir" dedi.

Roth, konuşmasında şunları kaydetti: "Biz dün Hatay'daki kampları gezerken zor durumdaki insanları gördük. Biz Almanya hükümeti olarak Lübnan ve Türkiye’ye sormalıyız bizim ülkemize gelmek isteyen mülteciler var mı çünkü Suriye asıllı birçok Alman vatandaşı var. Belki de zor durumda olan mülteciler Almanya’daki akrabalarının yanında olmak isteyecek. Biz şu kadar kişi alırız ama Hıristiyan olsun dememiz doğru olmaz zor durumdaki bir insana yardım ederken etnik kökenini ya da dinini ön planda tutamazsınız. Bay Cowder’ın İncili tekrardan gözden geçirmesini öneriyorum." Roth, Şemdinli'de PKK terör örgütünün yaptığı operasyonlara ilişkin olarak, "Şiddetten herkesin uzak kalması, şiddeti durdurması ve müzakerelere dönülmesi gerekiyor aynı zamanda uzlaşma konularının hayata geçirilmesi gerekiyor. Daha önce denenmiş 2,5 yıl sürmüş ama imzalanmamış bu yüzden görüşmelerin yeniden başlaması gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.


HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı