Tasarruf Enerji Hanım'dan

23 Aralık 2012 Pazar günü yayınlandı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, dünya nüfusunun neredeyse dörtte birinin elektrik enerjisi kullanamadığına dikkat çekerek, “Biz, ışıl ışıl aydınlanmış şehirlerde, parlak vitrinlerin önünden geçerken, evlerimizde her türlü elektrikli aracı kullanırken hayatında hiç elektrik düğmesine basmamış insanlar var.

Biz, bir düğmeyi çevirerek ocağımızda tenceremizi kaynatabilirken, hayatında hiç ocak görmemiş milyonlarca kadın var” dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı inisiyatifiyle enerji verimliliğinin sağlanması ve bireylere anlatılması amacıyla oluşturulan "Enerji Hanım" projesi, Çırağan Sarayı'nda düzenlenen toplantıda tanıtıldı. Toplantıya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve çok sayıda davetli katıldı.

Toplantıda konuşma yapan Emine Erdoğan, bilinçli bir şekilde tüketmeyi öğrenmek ve bunu ailenin diğer fertlerine öğretmenin öncelikle ev hanımlarına düştüğünü belirterek, “Ülkemizin geleceğini doğrudan etkileyen bir konuda böyle bir çalışma yapılması toplumsal bilinç oluşturulması açısından son derece önem arz etmektedir. Bilinç her şeyden önce aileden başlar. Hepimiz biliyor ki, ailede bilinçli bir şekilde tüketmeyi öğrenmek bunu ailenin diğer fertlerine öğretmek ev hanımlarına düşmektedir" dedi.

Hanımlardan bu kampanya için destek isteyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Bunu esirgememelerini özellikle rica ediyorum. Bilinçli enerji tüketimi sayesinde yapacağımız küçük birikimler, hiç kuşkusuz ülkemizin geleceğini, bizden sonraki nesillerin istikbalini, özellikle de dünyamızın gidişatını etkileyecektir. Gelecek nesillere pırıl pırıl bir dünya bırakabilmek bugün sahip olduğumuz pek çok kaynağımızı daha uzun süre kullanabilmek, ancak ve ancak bilinçli bir şekilde enerji tüketimiyle mümkün olacaktır. Unutmayalım ki, üretimde süreklilik, enerjide tutumla yani tasarruflu harcamayla sağlanabilir. Biz bu anlayışla enerji verimliliği konusunda ülkemiz ve milletimiz açısından bir farkındalık oluşturabilmek amacıyla enerji verimliliği kampanyasının oldukça fayda sağlayacağını ümit ediyoruz” Emine Erdoğan, dünya nüfusunun yüzde 10'dan fazlası, yaklaşık 900 milyon kişinin günlük 1 doların altında harcama yaparak hayatlarını sürdürdüğünü belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı, 3 milyar kişi günlük sadece 2,5 dolar harcama yaparak hayatlarını sürdürüyor. Çok daha çarpıcı bir rakam vermek istiyorum, dünya nüfusunun yüzde 80'i, 5 milyar kişinin üzerinde bir nüfus, günlük 10 dolar ve altı harcama yaparak hayatını sürdürüyor. Dünya genelinde en yoksul yüzde 40, gelirin yüzde 5'ini kullanıyor. Buna karşılık dünya genelinde en zengin yüzde 20, gelirin yüzde 75'ini kullanıyor. Bir başka ifadeyle dünyanın elinde 100 lira varsa, 5 lirasını 40 kişi, 75 lirasını da sadece 20 kişi paylaşıyor.” UNICEF verilerine göre, her gün 22 bin çocuğun açlık nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Erdoğan, en iyimser tahminlere göre de dünya genelinde ilkokul çağındaki 72 milyon çocuğun okula gidemediğini ve bunların yüzde 57'sini de kız çocuklarının oluşturduğunu söyledi.

Emine Erdoğan, dünyada 2,2 milyar kişinin yemek pişirmek için odun, kömür ve hayvanlardan elde ettikleri biyolojik yakıtı kullandığını vurgulayarak şunları söyledi: “Dünyada 1,6 milyar kişi, yani dünya nüfusunun neredeyse dörtte biri, elektrik enerjisine sahip değil, elektrik enerjisi kullanamıyor. Biz, ışıl ışıl aydınlanmış şehirlerde, parlak vitrinlerin önünden geçerken, evlerimizde her türlü elektrikli aracı kullanırken hayatında hiç elektrik düğmesine basmamış insanlar var. Biz, bir düğmeyi çevirerek ocağımızda tenceremizi kaynatabilirken, hayatında hiç ocak görmemiş milyonlarca kadın var. Biz, böyle bir manzaraya sırtını dönerek, hayatını devam ettirenlerden asla olamayız. Bizim kültürümüz, medeniyetimiz, inançlarımız böyle bir eşitsizliğe, böyle bir adaletsizliğe göz yummayı asla onaylamaz. Dünya üzerindeki bu eşitsizliğe, bu adaletsizliğe karşı yürütülecek en önemli mücadele; tasarruftur. Elimiz elektrik düğmesine her gittiğinde elektriği hiç kullanmamış kardeşlerimizi göz önüne getirmek zorundayız. Elimiz ocağın düğmesine her gittiğinde hiç ocak görmemiş, odundan tezekten başka hiçbir enerji kaynağı kullanmamış kardeşlerimizi hatırlamak zorundayız. Bir çamaşır makinesinin, bulaşık makinesinin düğmesine basarken dünyadaki kaynakların adaletsiz dağılımından ve açlıktan dolayı hayatını kaybeden masum yavruları düşünmek zorundayız.”

ÇOK BASİT TEDBİRLERLE BÜYÜK KAZANÇ ELDE EDİLEBİLİR

Bakan Şahin de, çok basit tedbirlerin büyük kazançlara dönüşeceğini ifade ederek, “Özellikle sanayide küçücük adımlarla sanayide yüzde 20 ulaşımda yüzde 15 bina ve hizmet sektöründe yüzde 30 bir tasarruf beklediğimiz potansiyel var. Bu potansiyeli hayata geçirebilmemizin karşılığında ambalajın 1,7 karşılığında bir tasarruf söz konusu olacak. Böyle baktığımız ve bu kadar hacim içerisinde kazancımız olan yerde en büyük tüketici ailelerimiz. Çünkü 120 metrekarelik bir evin içerisinde 4 kişilik bir ailenin aile ihtiyacını gidereceklerin toplamına baktığınız zaman bunların 8 bin kilovat saatlik bir gideri var. Hanımlar çamaşır makinesini çalıştırırken ne kadar tasarruf olacağını bilmesi gerekiyor ki bu sayaç ay sonunda bize para olarak geri dönsün ülkemize de okul ve baraj olarak geri dönsün. Çok basit tedbirlerin bile çok büyük kazanca dönüşeceğini bilmemiz gerekiyor.” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da, Türkiye’de ölçülebilir somut adımlar atılması gereken 15 milyar TL’lik minimum bir enerji tasarrufundan söz ettiklerini vurguladı. Bunun ev hanımlarımızı, sanayicilerimizi, tüccarlarımızı, çocuklarımızı ilgilendiren çok önemli boyutları olduğunu anlatan Bakan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye’de ölçülebilir somut adımlar atılması gereken 15 milyar TL’lik minimum bir enerji tasarrufundan söz ediyoruz. Türkiye 2023 yılına kadar mutlaka yıllık en az 15 milyar TL’lik bir tasarrufu sağlayacaktır. Enerji yoğunluğunu azaltıp hak ettiğimiz refah seviyesini artırmış olacaktır. Çok fazla yapacak işlerimiz var ve bunu toplumla beraber kucaklamış olacağız. Ben aynı işletmelerde ülkelerde olduğu gibi ev hanımlarımızın bu konuda çok fazla katkı koyacağına inanıyorum”