Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

''Gönderecek komutan kalmadı''

27 Ocak 2013 Pazar günü yayınlandı Başbakan Erdoğan, 24 TV'de canlı yayınlanan ''Sansürsüz Özel'' programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Başbakan Erdoğan, kabine revizyonunun ardından ilk kez açıklama yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, haftalardır beklenen kabine revizyonunu gerçekleştirdi ve 4 bakanı değiştirdi. İçişleri Bakanlığı'na Muammer Güler, Kültür ve Turim Bakanlığı'na Ömer Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na Nabi Avcı, Sağlık Bakanlığ'na Mehmet Müezzinoğlu getirildi. Kabine revizyonunda tercih daha önce hiç bakanlık yapmayan isimlerden yana kullanıldı.

Başbakan Erdoğan, kabine revizyonunun ardından başlayan tartışmalara son noktayı 24 Tv ekranlarında yayınlanan Sansürsüz Özel programında koydu.

24 Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut Moderatörlüğü'nde ekrana gelen programda Mustafa Karaalioglu, Fehmi Koru, Sibel Eraslan ve Beril Dedeoğlu'nun sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, kabine revizyonunun ardından ilk kez açıklama yaptı.

Değişikliklerle ilgili akıllara olumsuz bir durumun gelmemesi gerektiğini söyleyen Erdoğan,'Bakanlıklar kalıcı değil, geçicidir' dedi.

Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar şöyle:

'Kabinede değişimi gerektiren bir durum yakalarsanız değişiklik yaparsınız.Kabine'deki revizyon arkadaşlarım için olumsuz bir yaklaşım olarak değerlendirilmemeli. Kabineler göreve başladığından sonra ilanihaye görev yapar diye bir kayıt yok. Süreç içerisinde gerçekten zaman zaman bir meslekte bakıyorsunuz zayıflama oluyor, bir performans düşüşü oluyor.

Zaman zaman bakıyorsunuz toplumla olan ilişkilerde bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Tabii bizim de gerçekten sorumluluk mevkisinde olan bir başbakan olarak, kabinede eğer değişimi gerektiren bir şeyi yakalıyorsanız, sevk-i idareci olarak da bunu yapmak zorundasınız.

Bu hiçbir zaman arkadaşlarımdan farklı noktada, Allah göstermesin, olumsuz yaklaşım tarzı olarak değerlendirilmemeli. Onlar ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koydular.

Örneğin Sağlık Bakanımız uzun yıllar bu görevi başarıyla sürdürdü. Milli Eğitim'de Ömer Bey'le başladığımız 4+4+4 dediğimiz bir süreci Nabi bey ile sürdüreceğiz.

Kültür ve Turizmi birleştirdik. Sebebi kültür turizmini artırmaktı. Bunu kültür ve sağlık turizmiyle de birleştirdik. 2012'de 32 milyonla patladı. Biz bunu tabii yeterli bulmuyoruz. Turizm daha da iyi bir noktaya gidecek. İstanbul'a otel yetiştiremiyoruz. Antalya'da şimdi dört mevsim turist görebilirsiniz.

İçişleri Bakanımız da aynı gayreti gösterdi. Ama bir değişim olması, bakanların kalıcı değil geçici olduğuna inanan bir partiyiz. Bu arkadaşlarla farklı bir süreci başlatacağız, bazı değişimler şart.'

'BÜROKRASİ ÖNÜNÜZÜ TIKIYOR'


'Daha farklı bir performans ortaya koymamız lazım. Bazı değişimler yapmamız lazım' diyen Başbakan Erdoğan, bürokrasinin önlerinde engel oluşturduğunu kaydederken, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Marmaray'da 3 yıl geciktik. Ama çok basit bir yerde bürokrasi önünüzü tıkıyor. Kanun Hükminde Karaname ile biz bir adım attık, tabiat varlıkları ile kültürü ayırdık. Tarih ve kültür varlıkları bir arada olunca hızlı gidemiyorsunuz. Bazıları karşı çıkıyor. Diyorsunuz ki,'Burada bir Taksim kışlası vardı. Bununla Taksim'i zenginleştireceğiz'. Karşı çıkıyorlar. Bunun Aslı 150-160 yıl önce böyle yapılmış. İstiklal Caddesi Barok mimarisinden geçilmiyor. Taksim'i kaldıracak mıyız? Belediye Başkanı olduğum zaman Vitali Hakko'ya dedim ki'İstiklal Caddesi'ni koruyalım' Vakko binasına bir giydirme yaptılar. İstiklal Caddesi'nde aslına tam ters bir yapı oldu. Biz aslına uygun yapı olsun diyoruz. Bize'hayır öyle olmaz, böyle olmalı' diyorlar. Trafiği tamamen yerin altına alıyoruz. Kullanım noktasında belli bir kısmı rezidans olabilir, müze olabilir. Avrupa'da meydanlar vardır. Bizim öyle bir meydanımız yok. Aynı şey diğer bazı bakanlıklarda var.'

FREN DEĞİL GAZ


Başbakan ekonomideki fren-gaz tartışmalarına da değindi. Frene basma taraftarı olmadığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

''Çok daha süratli gitmemiz lazım, vaktimiz dar. Türkiye'nin ayağa kalkmasında, şu anda biz güçlüysek, bunu özellikle vurguluyorum. Biz yatırımda, bazı arkadaşlar yatırımda frene basmak falan diyor. Frene basmadık, esasen ben bir başbakan olarak asla frene basılmasına taraftar değilim. Dikkatli gideriz, dozunda gideriz ama aralıksız devam etmek durumundayız.''

TERÖR SORUNU


Terör sorunu hakkında konuşan Başbakan Erdoğan, “Şuanda bir çözüm sürecinin içindeyiz. Bu süreçte her türlü enstrümanı kullanmaya hazırız. Ana muhalefet partisi ‘biz bu işi çözmek istiyoruz, iktidar istemiyor' dediler. Bunlar palavra. Bunlar daha millet nedir ulus nedir bunun tanımını bilmiyorlar. Biz millet tanımını yaptık; onu da öğrenemediler. Tıpkı asabiyet nediri öğrenemedikleri gibi. Ama öğrenecekler zamanla. Ama biz yine de teklifimizi yineliyoruz. Bunun çözüm yeri Meclis'tir. Bazı BDP'li arkadaşlar beni arıyor. ‘Biz size inanıyoruz' diyor. E bana inanıyorsanız sert açıklamalarınıza ara verin. Konuşmalarınızı yumuşatın. Barışı savunan Kürt Başkan konuşmasının sonunda, ‘benim Kürt vatandaşımı bombalıyor' diyor. Biz teröristi bombalıyoruz. Benim vatandaşımı, askerimi, polisimi tarayanları biz de ininde mağarasında bombalıyoruz. Benim polisimi şehit eden teröristi tabi ki bombalarım. Bu bizim sorumluluğumuz. Bizim dönemimizde terör konusunda yeter ki silahlar bırakılsın, gömülsün istiyoruz. Biz öldürmeye değil, yaşatmaya mecburuz. Bulunduğumuz makam bize bunu emrediyor, değerlerimiz bunu emrediyor. Göreve geldiğimizden bu yana ne söz verdiysek onu yaptık. Olağanüstü halin kaldırılmasını istediler, kaldırdık. TRT Şeş'i 24 saat televizyon yayını getirdik. Bunların yapılmasına rağmen, politikalarda bir değişiklik yapılmadı denilirse haksızlık olur. Şu an da benim Kürt kardeşimin mi sorunu var, Kürt sorunu mu var? Bunun tanımını yapmakta zorlanıyoruz. Bu bir tür ayrımcılığa götürüyor insanı. Buna düşmemek gerekiyor. Burada ısrarla söylüyorum. Ben Kürt kardeşimi seviyorum, biz şu anda Kürtçülüğe de Türkçülüğe de Lazcılığa da karşıyım. Ama ben Kürt kardeşimi seviyorum. Yaradılırken kimin ne olduğu belli değil ki. Burada benim özellikle söylemek istediğim, ayrımcılığa düşmemektir. Programımızda da bunu belirttir. İster Kürt sorunu, ister Güneydoğu sorunu deyin. Biz bunu baştan zaten kabul ediyoruz. İktidar olarak biz toplu olarak 30 milyon dolar bölgeye yatırım yaptık. Batı ile Doğu arasındaki ayrımcılığı yıktık” dedi.

ANA DİLDE SAVUNMA

Ana dilde savunma hakkının TBMM'de kabul edilmesiyle ilgili konuşan Başbakan Erdoğan, “Ana dilde savunma demeyelim, kelimelere dikkat edelim. En iyi şekilde kendini nasıl ifade edebiliyorsa öyle etsin. ‘Bu iş resmi dil talebini getirir' diyorlar. Geçin bu işleri. Bu ülkenin resmi dili Türkçe. bitti” değerlendirmesinde bulundu.

İMRALI GÖRÜŞMELERİ


Teröristbaşı Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan, “Bu konuda bizler istişaremizi yapıyoruz. Ne zaman gidilmesi gerekiyorsa, MİT ve Adalet Bakanlığı karar veriyor. Bu bir süreç. Sosyolojik ve psikolojik olarak neyi gerektiriyorsa ona göre adım atmamız gerekiyor. Nabız ne gerekiyorsa onu yapmamız gerekiyor. İlla bir iki kişinin gideceği anlamına gelmez. Kiminle bu süreç gidecek ona bakmamız gerekiyor. Zamanla bu süreç bir tahrike dönüyorsa, biz aynı biçimde yolumuza devam edemeyiz. Ben bir başbakan olarak buna nasıl dikkat ediyorsam, senin de dikkat etmen gerekiyor. İlla o değil eğer başka birisi temsil ediyorsa o gider. Son dönemdeki görüşmelerde olumlu gelişmeler var. Aslında diğer 5 televizyona sahipti. Ben adalet bakanına ‘oraya bir televizyon koyun' talimatını daha önce vermiştim. Konulmadığını duyunca tekrardan sordum. ‘Radyo dinleyeceğine televizyon' izlesin. Bunun zaten cezası belli. Hücre diye bir şey yok. Yatağı var şimdi televizyonu da var. Bu yavru muhalefeti rahatsız edebilir. Kucaklaşma diyor çirkin çirkin akla hayale gelmedik şeyler. Sayın Bahçeli'nin bu tür şeylerini yanlış buluyorum. Bu ülkenin huzuruna destek değil. Biz burada risk aldığımızın farkındayız. Ülkem için bu riski almaya hazırım. Bana terör örgütü liderini evde mahkum edelim diyene akil adam diyemem” dedi.

BAŞKANLIK SİSTEMİ


Başbakanlık sistemiyle ilgili çalışmaların ne aşamada olduğunu sorulması üzerine Erdoğan şöyle konuştu:"Bizim derdimiz bu ülkede bu tartışılsın. Belediyeler olsun, STK'lar olsun tartışılıyor. Bizde STK'larla olsun üniversitelerle olsun konuşuyoruz. 'Dünyada 100'ü aşkın ülkede başkanlık sistemi var. Geri kalmış ülkeler, ileri ülkelerde var. Hepsi aynı değil. Biz bunları alırız, olumlu, olumsuz taraflarını, kendi geleneke ve göreneklerimizle haczederek Türk tipi bir başkanlık sistemi yaparız. Bunu çeşitli yazarlar tiye aldı. Ben batının ilmini alırım. Sistemlerde Amerika, Rusya nasıl uyguluyor? Bunların hepsinde alacağım şeyler var. Bunların hepsi kendi değer yargıları ile oluşturulmuş sitemle oluştururuz. İnanın çok da kazançlı çıkarız. Bu ülkenin çok zengin bir geçmişi var. Hukuk tarihinden gelenek ve göreneğe kadar..."





HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı