Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

Obeziteye, Kalbe, Şekere...

7 Mart 2012 Çarşamba günü yayınlandı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, tam buğday ekmeğinin yaygınlaştırılmasını teşvik ettiklerini bildirdi

Ankara Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikasının bir çok kurum ve kuruluşla ortaklaşa düzenlediği ''Tam Buğday Ekmeği Yaygınlaştırma'' Sempozyumu, Rixos Otelinde yapıldı.

Tam buğday ekmeğini teşvik ettiklerini belirten Eker, gıda güvenliği ile ilgili Ocak ayında 102 yönetmelik tebliğ yayımladıklarını, ekmek tebliğinin de bunlardan biri olduğunu hatırlattı. Ekmek tebliği ile standart ekmekte kepek oranının artırdıklarını, tuzu yüzde 20-25 civarında azalttıklarını anlatan Eker, tebliğe göre, ekmek satışı yapılan her yerde, mutlaka tam buğday ekmeğinin de bulundurulması mecburiyeti getirdiklerini, yani tüketicinin gözü önüne buğday ekmeğinin de konulacağını söyledi.

Hijyenle ilgili aldıkları tedbir kapsamında ekmeğin her yerde satılmayacağını, yani kasapta, pazarda ekmek satışı olmayacağını ifade eden Eker, ekmek üretimininde çalışanlar insanların da hijyen eğitimi alacağını, bu kapsamda kendilerinin Fırıncılar Federasyonu ile protokol imzaladıklarını kaydetti. Bunun dışında TMO'nun yeni bir çalışma yaptığını anlatan Eker, ''Ekmek mübarek dedik, ekmek nimet dedik, bu nimetin yeri çöplük değildir. Öpüp başımıza koyup, bir duvarın üstüne bıraktığımız, aman buna kimse basmasın diye içimizin titrediği mübarek ekmeği israf etmemeliyiz. İhtiyacımız kadar almalı, ihtiyaç kadar tüketmeliyiz. Onun için TMO bununla ilgili bir kampanya hazırlığı yapıyor. Ekmekte israfı önlenmeye dönük bir kampanyayı etkin bir şekilde yürütmemiz lazım. Dünyada 7 milyar insan var her gün 1 milyar insan uykuya aç gidiyor. Yetersiz beslenmeden dolayı her gün binlerce çocuk ölüyor, dünyada 1 milyar insanın aç bulunduğu dünyada, geriye kalan 6 milyar için o dünya asla güvenli bir yer olmaz'' şeklinde konuştu.

Eker, şöyle devam etti: ''Herşey aslına döner, eskiden insanlar yiyeceklerini kendileri temin ederdi, kendileri hazırlardı, kendi ektiklerini biçer, hazırlarlar, harman yapıp, öğütürler ekmek yapıp yerlerdi. O zaman bütün gıdalar gerek üretim safhasında, gerekse hazırlık safhasında doğal şekliyle üretilirdi. Sonra ne oldu kentleşme, şehirleşme, topluluklar halinde yaşama ve bunun getirdiği zorunlu bir takım kitlesel üretim süreci başladı. İnsanlar artık kendileri için değil, başkaları için üretmeye başladı. İşin içine bir çok yeni safha girdi, yeni halka girdi, zincir uzadı, endüstri, sanayi, ticaret, pazarlama zinciri, uzun süre muhafaza, stok gibi konular devreye girdi. Bütün bunlar yapılırken düzenleme denetlemeler yapılıyor. Toplum sağlığını temin etmek, muhafaza etmek için bir sürü tedbir alınıyor. Buna rağmen insanlar daha çok para kazanmak amacıyla iş yapıyorlar, maliyetleri azaltacaklar, ne yaptılar, gibi düşünceler gelişti. Danalar ahırdan çıkınca zıplayarak çıkıyor deniliyor ya işte buğdayın önemli kısmını, kepeği onlar tüketti, yem olarak kullandı. İçinden kepeği alınmış olan buğday bakiyesi daha çok şeker ve nişasta. Şehirdeki insan beyaz ekmek diye tükettiği, buğday ununun nişasta ve şeker kısmı, içine de fazlaca tuz koyuyorlar. Bedensel olarak da daha az egzersiz yapan, az kalori yakan şehir insanı, bu ekmekle birlikte, kepeksiz nişasta ve şekerden ibaret ekmeği tüketmekle sağlığı giderek bozulur hale geliyor. Tansiyon, şeker obezite gibi bir çok hastalığın insanı tehdit eden hale geldi. Herşey aslına rücu eder hikmetli bir sözdür, modern insan bir süre sonra bu tarz hayatın çok da doğru olmadığını, insana zarar verdiğini, bundan dönüş yapma gerektiğini düşünmeye başladı.''

Türkiye'de ekmek, makarna, bulgur, tohum, yem dahil yılda 18 milyon ton buğday tükettiğini bildiren Eker, ''eskiden 19 milyon ton buğday ürettiğimiz yıl da vardı, 1997-1998'de. Fakat kalite düşük olduğu için ayrıca yerli ürettiğimiz ekmeklik buğdayın içerisine yüzde 10 ithal buğday, yüzde 90 yerli buğdayla karıştırarak bu fırınlara öyle verilirdi niye çünkü kalite düşüktü. Bugün Türkiye'nin böyle bir sorunu yok bu sorun çözüldü'' diye konuştu. Kaliteli buğday üretimi için sertifikalı buğday tohumluluğunu destekleme kapsamına aldıklarını anlatan Eker, bunun dışında daha önceden havadan yapılan süne mücadelesini yer aletlerine geçirdiklerini ve etkili sonuç aldıklarını söyledi. Türkiye'nin 2011 yılında buğday üretiminin 21 milyon 800 bin ton olduğuna işaret eden Eker, son 6 yıl içerisinde Türkiye'nin dünya ülkeleri içerisinde buğday unu ihracatında ya bir ya iki numaralı ülke olduğunu, dünyada en çok buğday unu satan ülkenin Türkiye olduğunu kaydetti.

Destekleme ödemeleri kapsamında 1,9 milyar liranın dün akşam itibariyle çiftçilerin hesabına yatırıldığını anlatan Eker, 25 Mart'da 1 milyar 60 milyon liranın daha çiftçilerin hesabına geçeceğini, böylelikle yaklaşık 3 milyar liranın bu ay içinde çiftçilerin hesabına geçeceğini bildirdi. Eker, toplam bir yıl içinde çiftçilere ödenecek desteğin 7,4 milyar lira olduğuna işaret ederek, bunun yaklaşık 6 milyar liralık kısmının Haziran ayı sonu itibariyle ödenmiş olacağını sözlerine ekledi.


HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı