HANGİSİ DOĞRU? HZ. NUH'UN GEMİSİ AĞRI DAĞINDA MI? YOKSA ŞIRNAK CUDİ DAĞINDA MI?

Ümit ÖZDEMİR

Ümit ÖZDEMİR

Geçenlerde Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan ile Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka'nın sosyal medya hesaplarından Hz. Nuh'un şehri paylaşımları halk arasında tartışmalara neden oldu. Ancak bu tartışmalar yıllardır farklı platformlarda sürekli yapılmakta ve genellikle de turistik amaçlı olduğu görülmektedir. Nitekim herkes kendi bölgesinde olduğunu söyleyerek, turistlik gelir elde etme düşüncesindedir.

Peki bu konu hakkında Kur'an-ı Kerim'de ve kutsal metinlerde neler söylenmektedir? Hz. Nuh'un hikayesi nasıl anlatılmaktadır? Hz. Nuh'un gemisi, tufan olayından sonra gerçekten nerede durmuştur? Araştırmalar ve arkeolojik çalışmalar bu konu hakkında neler söylemektedir? Gelin bu soruların yanıtlarını ilmi ve bilimsel verilerle hep birlikte inceleyelim!

HZ. NUH'UN HİKAYESİ!

Hz. Nuh, kavmini putperestlikten uzaklaştırıp tek olan Allah'a inanmaya yani tevhid inancına döndürmek için gönderilen bir peygamberdir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de Hz. Nuh'un Allah tarafından seçildiği, kendisine vahyedildiği, kavmine peygamber olarak gönderildiği, 950 yıl kavminin arasında kaldığı ve kavmini Allah'a kulluğa davet ettiği belirtilmektedir.

Hz. Nuh kavmini Allah'tan başkasına ibadet etmemeleri hususunda uyarmış, aksi takdirde başlarına gelecek azabı kendilerine haber vermiştir. Yoldan çıkmış olan kavmi Hz. Nuh'a inanmadığı gibi onunla dalga geçerek onu yalancılıkla suçlamışlardır. Ancak, Hz. Nuh uzun mücadeleler sonunda kavminin putperestlikten vazgeçmediğini görünce, inanmayanların cezalandırılması için Allah'a dua etmiş ve Allah'da Hz. Nuh'un duasını kabul ederek inkarcıların tufanla helak edileceğini ve sadece iman edenlerin kurtulacağını bildirmiştir.

Allah, bu süreçte Hz. Nuh'a bir gemi yapmasını emretmiş ve Hz. Nuh gemiyi yapmaya başlamış ancak gemi inşa edilirken Hz. Nuh'un kavmi de kendisiyle alay etmeye devam etmiştir. Ayrıca rivayetlere göre gemi yapması istenince Hz. Nuh tahtayı nereden bulacağını sormuş, bunun üzerine ona ağaç dikmesi emredilmiştir. Hz. Nuh da meşe ağaçları dikmiş ve kırk yıl geçtikten sonra bu ağaçları keserek gemiyi yapmıştır. Geminin inşası bitince de her hayvan türünden birer çift ve iman eden aile fertleri gemiye bindirilmiştir. Sonra tufan olayı gerçekleşmiş ve Hz. Nuh ile ona iman edenler kurtulurken, eşi ve oğlu inanmayanlarla birlikte boğulmuşlardır. Kur'an-ı Kerim'de ayrıca Hz. Nuh'un oğlu için dua ettiği, ama bunun kabul edilmediği de belirtilmektedir.

KUR'AN-I KERİM VE TARİHÇİLER CUDİ DAĞI DİYOR!

Kur'an-ı Kerim'de Hz. Nuh'un gemisinin tufandan sonra Cudi dağına oturduğu belirtilmektedir. Nitekim bu konu ile ilgili ayette Allah şöyle buyurmaktadır:

“Ey arz, suyunu yut ve ey gök -suyunu- tut! denildi. Su azaldı, iş bitirildi. Gemi Cudi üzerine oturdu.” (Hud, 44.)

Bu konu da eski dinler tarihi kitaplarıda incelendiğinde, geminin cudi dağına indiği bildirilmektedir. Örneğin; Arapların Heredotu olarak bilinen gezgin ve tarihçi el-Mesudi bu konuyu 'Muruc ez-Zeheb' adlı eserinde şöyle anlatmaktadır:

Hz. Nuh ve iman edenler, gemiye Mart ayının on dokuzuncu gününe rastlayan Cuma günü bindiler. Allah yeryüzünü beş ay boyunca su altında tuttu. Sonra Allah'ın emri ile sular çekilmeye başladı ve gemi de Cudi dağının üzerinde durdu. Sonra Hz. Nuh ve ona iman edenler gemiden indi. Hz. Nuh'un yanında üç oğlu Sam, Ham ve Yafes ve oğullarının üç hanımı, kırk erkek ve kırk kadından oluşan ümmeti vardı. Hepsi birlikte dağın eteğine inip orada bir şehir kurdular. Bu şehre de 'semanin' adını verdiler. Bu isim Arapça'da 'seksenler' anlamına gelmekte ve peygambere iman eden seksen kişiyi temsil etmektedir. Hz. Nuh ve iman edenlerin yerleştikleri bu Cudi dağı da 'Musul' bölgesindeki 'Cezire-i İbni Ömer' yani günümüzdeki adı ile Cizre ve yakınlarındaki bölgedir. Ayrıca Hz. Nuh'un gemisinin oturduğu bu dağ, Dicle nehri kıyısına sekiz fersah (ölçü birimi) uzaklıkta bulunan bir dağın adıdır.

Mesudi'nin bu bilgilerini destekleyen birçok bilgi de bulunmaktadır. Nitekim Cizre'de Yafes (Hz. Nuh'un oğlu) adında bir bölgenin olmasıdır. Ayrıca Cudi dağının üzerinde 2000 metreyi aşan dört tepe bulunmaktadır. Bu tepelerden biri de gemi anlamına gelen 'Sefine' tepesidir. Bu tepeye Nuh peygamberi ziyaret tepeside denilmektedir. Ayrıca günümüzde halen o bölgede halk arasında 'heştiyan' yani Kürtçede 'seksenler' adında bir köyün olduğuda bilinmektedir. Bu köy muhtemelen yukarıda da bahsi geçen, Hz. Nuh ve ümmetinin kurduğu 'semanin' şehrinin günümüzdeki devamıdır.

AĞRI DAĞINA KİM ARARAT DAĞI DİYOR?

Ağrı dağına, Ararat ismini verenler başta Ermeniler olamak üzere Yahudi ve Hıristiyan topluluklardır. Çünkü onlar açısından bunun hem dini hem de siyasi sebepleri bulunmaktadır. Nitekim kendi ellerindeki Tevrat'ın, Tekvin bölümünde Ararat ifadesi geçmekte ve Hz. Nuh'un gemisinin buraya oturduğu belirtilmektedir. İlgili Tevrat pasajında geçen ifadeler de şöyledir: 'Gemi yedinci ayın, on yedinci gününde Ararat dağlarına oturdu'(Tekvin, 8:4) Ancak burada gözden kaçırdıkları önemli bir durum bulunmakta! Çünkü ilgili pasajda, çoğul ifade kullanılmakta ve bahsi geçen dağın da Ağrı dağı gibi tek ve sarp bir dağ olmadığı, aksine Cudi dağı gibi sıralı dağlar olduğudur.

ARARAT BİR DEVLET ADIDIR!

Yapılan araştırmalarda elde edilen bilgilere göre; Ararat dağlarının Urartuların toprakları içinde yer alan ve Cudi dağını da içine alan dağlar silsilesi olduğudur. Nitekim bu konu hakkında önemli olan bir bilgi de Ararat kelimesinin, Kitab-ı Mukaddes'te bir ülkenin adı olarak geçmesidir. Yani Ararat, günümüzdeki Doğu Anadolu bölgesinde hüküm süren tarihi Urartu devletinin adıdır.

Peki Urartu nasıl Ararat oldu?

Asur dilinde aslı “Uruatri” olan “Urartu” kelimesi, İbranice yazılan Kitab-ı Mukaddes'te yanlış seslendirme neticesinde “Ararat” şeklini almıştır. Bundan sebep Tevrat'ın Aramice ve Süryanice tercümelerinde geminin indiği dağdan 'Ture Kardu' yani 'Kürt dağları' olarak bahsedilmekte ve burasının da Kur'an-ı Kerim'de bahsedilen Cudi dağı olduğu, Süryani yorumcular tarafından da söylenmektedir. Dolayısıyla Ararat dağlarının, bugünkü Ağrı dağı yerine, Van gölünün güneyindeki eski Urartulara ait dağlar olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır.


Konu ile İlgili Kur'an-ı Kerim Ayetleri: Al-i İmran, 33; Nisa, 163; Nuh, 1-28; Ankebut, 14; Yunus, 71; Hud, 25-48, 32; Şuara, 106-110, 118-119; Zariyat, 46; Necm, 52; Şuara, 116; Araf, 59-63; Kamer, 9; Tahrim, 10;

Konu ile İlgili Kitab-ı Mukaddes Bölümleri: II. Krallar, 19:37; Yeşeya, 37:38; Yeremya, 51:27.

Tevrat'ın Tahrifi ile İlgili Bilgi İçin: Ümit Özdemir'in 'Bu Sorular Adamı Dinden Çıkarır' kitabını inceleyiniz.

Şırnak Üniversitesi Uluslararası Hz. Nuh ve Cudi Dağı Sempozyumu 27-29 Eylül 2013 | Araştırmacı Yazar Abdullah Yaşın.

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cudi, Ağrı, Şırnak, Ararat, Tufan ve Nuh Maddeleri.