Savunma Sanayi Fuarı'nda Ne Gördüm?

YouTube kanalımda sık sık konuştuğum bir konu var: Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki yükselişi. Bunu bazen bir haberle, bazen bir fuar izlenimiyle, bazen de bir kamuoyu tepkisi üzerinden aktarıyorum. Ama hepsinin merkezinde şu gerçek var: Türkiye artık bu işi yapıyor. Hem de çok iyi yapıyor.

Geçtiğimiz günlerde katıldığım IDEF Savunma Sanayii Fuarı, bu başarının ete kemiğe bürünmüş haliydi. Baykar`dan ASELSAN`a, Roketsan`dan Sarsılmaz`a kadar devler yine oradaydı. Ancak bu yıl fuarda dikkatimi en çok çeken şey, büyük firmalar kadar küçük ve orta ölçekli firmaların sergilediği atılımlar oldu. İnanın bazıları AR-GE`ye öyle yatırım yapmış ki, sabırla çalışılmış yılların emeği sonunda meyve veriyor.

Bunun en güzel örneği: Alpin. Yıllardır insansız helikopter üzerinde çalışan bu firma, sonunda ciddi mesafeler kat etmiş. Bir şeyin “dünden bugüne” olmadığını en iyi bu örnek anlatıyor. Aynı şekilde, 1880 yılında kurulmuş Sarsılmaz da, köklü geçmişinin üzerine ciddi yatırımlar koyarak bugünlere gelmiş. Savunma sanayi “devlet parasıyla bir gecede büyüdü” diyenler varsa, gelip fuarlarda birkaç saat geçirsinler, umarım ezberleri bozulur.

Tayfun, Gazap, Şimşek-2: Türkiye'nin Sessiz Gücü
Fuarda öne çıkan ürünlerden biri Tayfun füzesi oldu. Menzili gizli tutuluyor ama söylentilere göre Tel Aviv`e kadar ulaşabilecek kapasitede. Roketsan bunu açıklamıyor. Açıklamasın da zaten. Bu silahların bir kısmı yalnızca Türk ordusuna özel üretilecek. İhracatı yok. Bu da stratejik bir hamle.

Bir diğer dikkat çeken sistem Şimşek-2. 700 kilometre yüksekliğe çıkabilen bu sistem, uzaya ulaşan kapasitede. 1.5 ton faydalı yük taşıyabiliyor. Bu bir askeri uydu olabilir, keşif cihazı olabilir. 2029'da tamamlanması bekleniyor ama bugünden bile heyecan uyandırıyor.

Gazap ise hem Türkiye'de hem Avrupa basınında çok konuşuldu. TSK standında sergilenen bu yeni sistem, sadece teknoloji değil, psikolojik üstünlük açısından da önemli.

``Next`` Gibi Mecralara İhtiyacımız Var
Bugün sosyal medya bir savaş alanı. X gibi platformlar, anında fişinizi çekebilir. Özellikle İsrail konusunda konuştuğunuzda içerikler engelleniyor. İşte bu yüzden yerli mecralara ihtiyaç var. Selçuk Bayraktar`ın kurduğu Next platformu bu ihtiyaca cevap veriyor. Ben de oradayım, sizleri de beklerim.

Bazı şeyleri rahat rahat konuşabilmek, özgürlük kadar bağımsızlıkla da ilgili. Next, bu bağlamda sadece bir sosyal medya değil, aynı zamanda bir direniş alanı.

FETÖ ve Dijital Savaş
Bursa`daki yangını çıkaran kişinin FETÖ bağlantılı olması, bu yapının hâlâ aktif olduğunu gösteriyor. Sosyal medyada, Atatürkçü ya da muhalif gibi görünen bazı hesapların arkasında da aynı yapı var. Gençler bu konuda çok dikkatli olmalı. FETÖ, artık sadece gizli toplantılarda değil, timeline'larımızda dolaşıyor.

Sözde muhalif ama geçmişinde “Hizmet hareketi var, FETÖ yok” diyen tiplerin paylaşımlarıyla algı yaratılıyor. Gençler bunlara RT atıyor, favlıyor, büyütüyor. Ama işin arkasını araştıran neredeyse yok. Sosyal medya Türkiye'nin %2`si. Ama bu %2 algıyı yönetebiliyor. Dikkatli olmak zorundayız.

Bu Alan Türkiye'nin Niş Gücü
Savunma sanayii karın doyuruyor mu? Evet, doyuruyor. Çünkü ihracat yapılıyor. Üstelik dışarıdan ithalat yapmadığınız için paranız da dışarı çıkmıyor. Her iki yönden kazanç. Türkiye'nin bu alandaki başarısı tartışmaya kapalı. Eksikleri, geliştirilecek tarafları elbette var. Ama bu başarının üzerine inşa edilecek çok daha büyük bir gelecek var.

Son söz: Bu sektöre ``ekmek çıkmaz`` diyenlere inat, buradan çıkan ekmekle binlerce aile geçiniyor. Genç mühendisler çalışıyor, teknisyenler emek veriyor, ihracat rakamları artıyor. Savunma sanayii artık Türkiye`nin yüz akı.

Yeter ki görmesini bilelim.