"SURİYE ARTIK ESKİYE DÖNEMEZ"

DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi geçtiğimiz günlerde önemli bir açıklama yaptı:

“Suriye artık eskiye dönemez. Demokratik ve adem-i merkeziyetçi bir sistem kurulmalı. Her şeye hazırız ama savaşın önüne geçmeye çalışıyoruz.”

Bu söz, bölgedeki tansiyonu anlamak için kritik bir ipucu niteliğinde. Abdi`nin “savaşın önüne geçmeye çalışıyoruz” ifadesi, bir temenni olmaktan çok, yaklaşan bir fırtınanın habercisi gibi. Önümüzdeki günlerde Suriye sahasında yalnızca gölge savaşlara değil, daha açık ve “renkli” çatışmalara da şahit olabiliriz.

Geçenlerde bir güvenlik uzmanıyla yaptığım sohbette bana, “Çelik Kubbe araçlarının rengine dikkat ettin mi?” diye sordu. Düşündüm, evet, bir değişiklik vardı. Bu detay, aslında sistemin nerede kullanılacağının ipucunu veriyordu. Türkiye, Suriye`de yaşanabilecek her türlü senaryoya önceden hazırlanıyor ve adımlarını buna göre atıyor.

Önümüzdeki dönemde Suriye topraklarında yalnızca yerel gruplar değil, birçok devletin dolaylı ya da doğrudan karşı karşıya geldiğini görebiliriz. Büyük bir yıkım mı olacak? Açıkçası bunun cevabı henüz belli değil. Fakat bir gerçek var ki göz ardı edilmemeli: Golan Tepeleri`nden gelen bir tehlike yaklaşıyor.

Bu noktada stratejik bir senaryo çizelim: Bir devletin yıkılmasından ziyade bir milletin yıkılması, tarihin en acı tablosudur. Bugün hâlâ “siyonist akıl” dediğimiz küresel strateji, alışageldiğimiz planı uyguluyor: önce böl, sonra parçala, en sonunda yönet. Fakat bu sefer farklı bir durum söz konusu olabilir. Bu, ne bir blöf ne de bir taktik manevra. Golan Tepeleri`nden Suriye`ye doğru yönelen tehlike, tüm Ortadoğu`nun kaderini etkileyebilecek büyüklükte bir gelişmenin habercisi olabilir.

Suriye`deki çatışmalar, yıllardır büyük güçlerin satranç tahtasında piyon gibi kullanılan halkları perişan etti. Artık mesele sadece Suriye`nin geleceği değil, tüm bölgenin dengeleri. Önümüzdeki günler, hem bölgesel aktörlerin hem de küresel güçlerin niyetlerini daha net ortaya koyacak. Bizlere düşen, olup biteni dikkatle izlemek ve bu sessiz fırtınanın nereye doğru eseceğini doğru okumaktır.