Bakan Bozdağ'dan Kılıçdaroğlu'na 'kayyum' göndermesi: Kime yalan söylüyor?

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bozdağ, "Ben sandığa katılımın üst düzeyde olacağını düşünüyorum. Bir oy ile kazanacak gibi sandıklara gidilmeli" dedi. Ümit Özdağ'ın Kılıçdaroğlu'na desteği ve HDP'nin tavrını da değerlendiren Bozdağ; "Bir yandan kayyum uygulamasını şartsız kaldıracağız deyip de öte yandan kayyum uygulaması devam edecek açıklaması yaptığında Kılıçdaroğlu iki sözden iki tarafa verdiği sözden birinde yalan söylüyor demektir. Kime yalan söylüyor? Sayın Özdağ’a mı yalan söylüyor Yoksa HDP’li Yeşil Sol Partili muhataplarına mı yalan söylüyor" ifadelerine yer verdi.

Bakan Bozdağ'dan Kılıçdaroğlu'na 'kayyum' göndermesi: Kime yalan söylüyor?
Bakan Bozdağ'dan Kılıçdaroğlu'na 'kayyum' göndermesi: Kime yalan söylüyor?
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Şanlıurfa'da Haber Global TV'nin sorularını yanıtladı. Sandık çağrısı yapan Bozdağ, "Bir oy ile kazanacak gibi sandıklara gidilmeli" dedi.

Bozdağ katıldığı bir televizyon programında şunları söyledi:

"Yeşil Sol Partinin de yularının kimin elinde olduğu açık. Dolayısıyla bunların yularını elinde tutanlar Her şeye rağmen Kılıçdaroğlu'na destek açıklamasını yaptıracaklar. Destek açıklaması yaptırılacak diye düşünüyorum. Benim kanaatim daha açıklama duymadım. Çünkü PKK terör örgütüne silah desteği, eğitim desteği PYD, YPG'ye veren güçleri bütün Türkiye biliyor. Bizde biliyoruz. Dolayısıyla onların hedefi de Cumhurbaşkanımızı yıkmak. İndirmek yerine Kılıçdaroğlu getirmek.

KILIÇDAROĞLU KİME YALAN SÖYLÜYOR?

PKK'nın hedefi de o, FETÖ'nün hedefi de o. Bütün onlar dolayısıyla PKK'nın kontrolü de orada olduğuna göre talimat muhtemel talimat belli. Her şeye rağmen ne derlerse desinler her şeye rağmen kerhende olsa Kılıçdaroğlu kararı verdirecekler. Çünkü yeşil sol parti ve HDP'nin ben yöneticilerinin bir iradesi hür ve serbest iradeyle istişare edip değerlendirme yaptıklarını düşünmüyorum Öyle yapmış olsalar şimdi şu anda Kılıçdaroğlu'nun onlara verdiği sözlerin hepsini Kılıçdaroğlu şimdi çöpe atmış durumda. Daha onların yeşil sol partili seçmenleri HDP'ye oy veren seçmenlerin oyuna ihtiyacı olduğu bir dönemde başka bir oya da ihtiyaç olduğu için oraya hemen satıverdi. Şimdi o zaman oyuna ihtiyacı kalmadıktan sonra dönüp onlara bakar mı? Bakmaz. Onlar da bunu görüyorlardır. Muhtaçken onları satan ihtiyacı kalmadıktan sonra onlara dönüp bakar mı? Onlar da bunu değerlendirecek kadar akıllı insanlar Öyle görüyorum. O yüzden de onlar bir yandan kayyum uygulamasını şartsız kaldıracağız deyip de öte yandan kayyum uygulaması devam edecek açıklaması yaptığında Kılıçdaroğlu iki sözden iki tarafa verdiği sözden birinde yalan söylüyor demektir. Kime yalan söylüyor? Sayın Özdağ'a mı yalan söylüyor Yoksa HDP'li Yeşil Sol Partili muhataplarına mı yalan söylüyor.

O ZAMAN HANGİ KILIÇDAROĞLU İKTİDAR OLACAK

Bir defa çok açık. Bir sürü Öcalan'a özgürlük dönemi dediler. İmralı'nın kapılarını kıracağız dediler Şimdi o zaman oraya verdiği söz başka demek ki sözler var. O zaman bu tarafa verdiği başka sözler var. Acaba hangi Kılıçdaroğlu söylüyor? HDP'li Pervin Buldan ve Mithat Sancar'la kapalı kapılar ardında görüşüp mutabakat yapan Kılıçdaroğlu'nun o verdiği sözler mi doğdu? Yoksa Sayın Özdağ'la görüşüp altına imza attığı sözler mi doğru? Eğer iki söz de doğruysa o zaman ortada iki ayrı Kılıçdaroğlu var. Bir yandan Kandil'i başına yıkacağım diyen bir Kılıçdaroğlu öte yandan Kandil'in bir dediğini iki etmeyeceğim diyen bir Kılıçdaroğlu'dur. O zaman hangi Kılıçdaroğlu iktidar olacak? Millete oy verdiği takdirde. O yüzden de benim gördüğüm HDP yöneticileri Yeşil Sol Parti yöneticileri ve ona oy veren onların dediği istikamette oy kullanan vatandaşlarımız buradaki ikili riyakar siyaseti çok net görüyorlar. O yüzden de vatandaşlar bir kısmı belki sandığa gitmeyecektir. Bir kısmı belki farklı tercih yapacaktır. Ama ben Kandil'in aldığı talimat gereği Yeşil Sol Parti'ye de bugün benzer şekilde her şeye rağmen Kılıçdaroğlu'na destek açıklaması yaptıracaklarını tahmin ediyorum. Orada HDP yeşil sol Parti yöneticilerinin bağımsız politika üretme kabiliyetleri yok"