Önce Mesai Arkadasi Daha Sonra Ise Refakatçi Oldular

Kahramanmaras merkezli depremlerde enkaz altinda kalan ve iki bacagini kaybeden hemsire Büsra Atalay’in 30’a yakin meslektasi kendisinin refakatçileri oldu.

Önce Mesai Arkadasi Daha Sonra Ise Refakatçi Oldular
Ankara Bilkent Sehir Hastanesinde 2 yildir hemsire olarak çalisan 27 yasindaki Büsra Atalay, kisa bir ziyaret için memleketi Adiyaman’a gitti. Kahramanmaras merkezli depremlere memleketi Adiyaman’da yakalanan Atalay, annesi ve babasiyla beraber enkaz altinda kaldi. Ilk depremde kendini hayat üçgenine alabilen ancak daha sonra ikinci depremde üzerine duvar yikilan Atalay, besinci gün sonunda enkaz altindayken arama kurtarma ekipleri tarafindan isi termalle fark edildi. Besinci günün sonunda kurtarildiktan sonra Bilkent Sehir Hastanesine tedavi için sevk edilen Atalay, 6 tanesi büyük operasyon olmak üzere birçok ameliyat geçirdi. Depremde üzerine duvar yikilmasindan dolayi iki bacagini kaybeden Atalay, enkaz altinda kaldigi süreyi ve tedavi sürecini Ihlas Haber Ajansi muhabirine anlatti.

“Annem, babam ve ben ayni evin içerisindeydik”

Atalay, Bilkent Sehir Hastanesinde 2 yildir hemsire olarak çalistigini ve kisa bir aile ziyareti için memleketine gittiginde depreme yakalandigini dile getirerek, “Gece saat geç oldugu için uykudaydilar. Ben de ayni sekilde uykudaydim. Deprem oldugu anda kalktim, kendimi hayat üçgenine alacaktim. Aldim aslinda ama ikinci sarsintida yine firlatti beni. Ondan sonra duvar yikildi üstüme, kalkamadim bir süre boyunca. Bagirdim ama annemlerden de ses yoktu. Annem, babam ve ben ayni evin içerisindeydik” diye konustu.

“Tanidik ses duymak güvende hissettirdi”

Besinci günün sonunda kurtarildigini ifade eden Atalay, “Isi termalle beni buldular. Sadece ilk 2 günü hatirliyorum. Ilkinde zaten bir bagiris oluyordu. Aslinda disaridan sesleri duyuyordum ama sanirim benim sesim disariya çok gitmedi çünkü biz besinci katta oturuyorduk. Ikinci günde de buradan birkaç arkadasimin bana seslendiklerini duydum. Açikçasi onlara da söylemistim. Tanidik ses duymak güvende hissettirdi. Kurtulabilecegimi hissettim gibi oldu. Ondan sonrasini hatirlamiyorum zaten” ifadelerini kullandi.

“Hala tedavi görüyorum”

Tedavi için sevk edildigi kendi hastanesi olan Bilkent Sehir Hastanesine geldiginde tüm tetkiklerinin yapildigini vurgulayan Atalay, “Doktorlarimiz, arkadaslarimiz, bashekimimiz, saglik hizmetleri müdürümüz hepsi sag olsunlar, çok yardimci oldular. Tetkiklerden sonra benim bir doktorumuz neyin nasil olacagina dair benimle konustu.

Esimle fikir alisverisinde bulunduk. Acil karar vermemiz gerekiyordu. O sekilde bir karar verdik. Sanirim 6 tane büyük operasyon geçirdim. Geri kalani da küçük ameliyatlardi. Hala da tedavi görüyorum” açiklamalarinda bulundu.

“Esim olmasaydi bu süreci atlatamazdim”

Esinin ilk günden itibaren kendini yalniz birakmadigini belirten Atalay, “O olmasa süreci biraz atlatamazdim çünkü ben ailemin hemen hemen hepsini depremde kaybettim. Süreçte yanimda olabilecek bir tek abim var. O da maalesef memleketimizde kalmak zorunda kaldi. Herhalde esim olmasaydi bu süreci atlatamazdim” dedi.

12-18 Mayis “Hemsireler Haftasi”na da deginen Atalay, “Kendi çalistigi klinikte yatiyor olmak basta biraz tuhaf gelmisti. Ben ve tüm saglikçi arkadaslarim özverili çalisiyoruz. Gecemizi gündüzümüze katip, insanlara faydali oluyoruz. Su anda da ayni sekilde arkadaslarim da benim için ayni seyi yapiyorlar. Bu büyük bir fedakarlik. Açikçasi bunun da göz ardi edilmesini istemem” degerlendirmesinde bulundu.

“3 gün boyunca hiç yemek yiyip, su içtigimi bile hatirlamiyorum”

Esini enkaz altindan çikarabilmek için 5 gün boyunca hiç durmadan çalistiklarini belirten esi Mustafa Arslan ise, sözlerine söyle devam etti:

“Zamanin ve saatin nasil geçtiginin hiç farkinda degildim. 3 gün boyunca hiç yemek yiyip, su içtigimi bile hatirlamiyorum. Ilk gün altinci katta iki tane kardesimizi sag çikardik. Ondan sonra digerlerine falan ulasmaya çalistik. Üçüncü gün, dördüncü gün derken süreç baya bir ilerledi. Sonra vinç, kirici ve çekiciyi getirmeye çalistik. Onlar da gelince altinci katin tablasini alip atmaya basladik. Tabii isin acemisi oldugumuz için, neyin nasil yapilabilecegini bilmedigimiz için ve çok hassas gerektigi için dikkat ederek ilerlemeye çalistik. Dördüncü gün altinci katin tablasini tamamen kaldirdiktan sonra esimin oldugu besinci katta tablalarin oldugu kisimlari hiltiyle delerek ulasmaya çalistik. Ona ulasamayinca da sabaha kadar çalistik. Ondan sonra 2-3 saat dinlenmeye geçtik. Besinci gün süreç her geçen gün zorlasinca biz de o tedirginlikle kurtulacaklari varsa da bu sekilde kaybedecegiz diye risk alip biraz daha ilerlemeye gittik. Ilerleyince de besinci gün ögle saatlerinde dogru bir sekilde esime ulastik. Ben ve kardesim enkazin basindaydik.”

Ayrica Arslan, ölene kadar esini hiç birakmayacagini ve her zaman yaninda olacagini ifade etti.

Arslan, böyle bir durumda esini yalniz birakma düsüncesinin aklina hiç gelmedigini ekledi.

"Bütün yogun bakim ekibi ve 30 meslektasi dua ederek bekledik"

Nöroloji ve Ortopedi Bölümü Saglik Bakim Hizmetleri Müdürü Ayse Gülkan ise 6 Subat günü ilk is olarak deprem bölgesinde hangi çalisma arkadaslarinin deprem bölgesinde olduklarini arastirmaya basladiklarini ifade ederek, “Yaklasik yarim gün sonrasinda da haber almaya basladik. Esi Mustafa Beyle iletisim kurmaya basladik ve kendisi olay yerinden bize bilgi veriyordu. Besinci günde Mustafa Bey’den haber geldi. Büsra’ya ulasildigini söyledi ve ben hemen Koordinatör Bashekimimiz Aziz Bey’den yardim istedim. Sag olsun kendisi bize bu süreçte çok destek oldu. Ambulans uçagi ayarladik. Arkadasimizi kendi hastanemize, hatta kendi çalistigi yogun bakima getirdik. O gece ameliyat ekibimiz hepsi hazir bekledi. Hastamizi hiç bekletmeden acil tetkiklerini yaptirip, ameliyat aldik. Ardindan da bütün yogun bakim ekibi ve 30 meslektasi dua ederek bekledik. Sag salim çikti. Tedavisi üç aydir devam ediyor, yine beraberiz. Insallah tüm süreci saglikla tamamlayip, yine beraber çalismaya da devam edecegiz” seklinde konustu.

Kaynak: İHA