Elektrikli Otomobillerin Lityum Ihtiyaci Jeotermal Kaynaklardan Karsilanacak

Basta elektrikli araçlarin batarya sistemleri olmak üzere; cep telefonlari, tabletler ve bilgisayarlarin sarj ekipmanlarinin temel hammaddesi olan lityumda, Türkiye’nin ithalata bagimliligini azaltacak çok önemli bir adim atildi. Uzun süredir devam eden Ar-Ge çalismalari olumlu sonuç verirken, temiz enerji kaynaklarinda en yüksek oranda baz güç konumunda olan jeotermal, lityumun üretilmesinde de kullanilacak.

Elektrikli Otomobillerin Lityum Ihtiyaci Jeotermal Kaynaklardan Karsilanacak
Türkiye’nin disa bagimli oldugu lityumun yerli üretimi ile ilgili açiklama yapan Jeotermal Enerji Dernegi (JED) Yönetim Kurulu Baskani Ali Kindap, “Türkiye’de basta yerli otomobilimiz TOGG olmak üzere; yerli olarak üretilen cep telefonlari, tabletler ve bilgisayarlarin sarj ekipmanlarinda kullanilan lityum ihtiyacimiz bin 500 ton seviyesinde. Jeotermal kaynaklardan kesfedilen lityum miktarimiz ise 25 bin ton. Dolayisiyla 20 yil boyunca basta elektrikli araç üretimi olmak üzere ülkemizin lityum ihtiyacini, kesfettigimiz sahalardan elde edebilecegiz” açiklamasinda bulundu.

“Üretecegimiz araçlarin lityum ihtiyacini kesfettigimiz sahalardan saglayabilecegiz”

Jeotermal kaynakli enerji üretim tesislerinden elde edilen lityumun, Türkiye’nin yerli elektrikli otomobil hamlesine ve yerli enerji depolama teknolojilerine de büyük katki saglayacagini vurgulayan Kindap, dünyada jeotermal kaynaklarda bulunan lityum potansiyeli ile kiyaslandiginda Türkiye’nin oldukça zengin oldugunun altini çizdi. Kindap, yerli lityum üretimi ile bu alanda ihracat pazarinin da olusabilecegini sözlerine ekledi.

JED Yönetim Kurulu Baskani Ali Kindap, su degerlendirmeyi yapti: “Jeotermal madencilik, son zamanlarda gelisen en önemli sektörlerden biri. Dünyanin farkli ülkelerinde örnekleri var. Son yillarda tüm dünyada elektrikli araç kullaniminin yayginlasmasi ile en çok ragbet gören madenlerden birisi de lityum. Özellikle otomotiv sektöründe, elektrikli otomobillerin batarya sistemlerinde; elektronik cihazlarin sarj ekipmanlarinda bu madenin önemli bir yeri var. Her bir otomobilde yaklasik 6-7 kilogram lityum ihtiyaci oldugunu biliyoruz. Önümüzdeki dönemde 250 bin elektrikli araç üretilmesini hedefledigimizi söyleyebiliriz. Türkiye’nin elektrikli otomobillerin batarya sistemleri ve elektronik cihazlarin sarj ekipmanlari için ihtiyaci olan lityum miktari yillik bin 500 ton seviyesinde. Maddi karsiligi bugünkü degeri ile yaklasik yillik 100 milyon dolar olan bu ihtiyacin Türkiye’de nasil üretilecegi noktasinda dernek olarak bir takim arastirmalar yaptik. Jeotermal kaynaklarimizin içerisinde önemli bir miktarda lityum yer aldigini fark ettik. Bununla ilgili uzman firmalarla bir araya gelip laboratuvar testleri yaptirdik ve böyle bir teknolojinin üretilebilecegini gördük. Testlerin verdigi olumlu sonuçlara dayali bir ünite kurduk. Jeotermal sularimizdaki lityumu ayristirabilecegimizi gördük ve bunu ekonomik bir sekilde üretmek için saha testi asamasina geçtik. Bugün Izmir, Aydin, Manisa, Denizli ve Çanakkale’de kesfettigimiz sahalarda çok önemli miktarda potansiyel oldugunu görüyoruz. Türkiye’de bunun disinda lityum üretilebilen kaynak yok, sadece jeotermal kaynaklardan elde edilebiliyor. Su an öngördügümüz miktarin ekonomik karsiligi ise 2 milyar dolara ulasiyor. Lityumda disa bagimliligin ortadan kaldirilmasinin önemine dikkat çekerken bu müjdeyi sizin araciliginiz ile vermek isterim.”

“Sadece lityum degil, baska madenler de var”

Türkiye’de jeotermal enerjinin sadece elektrik üretiminde degil; konut isitmasindan termal turizme, jeotermal seraciliktan meyve ve sebze kurutmasina kadar çok farkli alanlarda kullandigini hatirlatan Ali Kindap, “jeotermal madencilik” uygulamalari ile yerin 3 bin ilâ 4 bin metre altindan çekilen akiskanda lityum disindaki diger kiymetli maden ve minerallerin de ayristirilacagini kaydetti.

Türkiye’nin jeotermal kaynaklardan lityum üretimini gerçeklestirmesi ile bu alanda dünyada tek ülke olacagina isaret eden JED Yönetim Kurulu Baskani Ali Kindap, ABD basta olmak üzere jeotermal kaynaklardan farkli madenleri elde eden ülkeler oldugunu, ancak kaynaklarinin Türkiye’deki lityum zenginligi açisindan yeterince zengin olmadigini kaydetti.



Türkiye’nin bu alandaki zenginligini avantaja çevirerek, ilerleyen süreçte ihracat yapma potansiyelinin de yüksek olduguna dikkat çeken Kindap, su degerlendirmeyi yapti:

“Jeotermal enerjiden elektrik üretiminde dünyada 4’üncü, Avrupa’da ise 1’inci siraya ulastik. Bin 700 Megavat kurulu güç ile Türkiye’nin toplam elektrik üretimde yüzde 3,5 paya sahibiz. Türkiye’nin jeotermal enerji kapasitesini sonsuz kelimesi ile tanimlayabiliriz. Tükettigimiz toplam enerjinin tamamini bile jeotermalden saglayabilecek potansiyelimiz var. Ama o potansiyeli kullanabilmek için bazi yeni teknolojilere ihtiyacimiz var. Su andaki hizimizda gitsek bile Türkiye’nin 2053 Net Sifir hedefleri çerçevesinde jeotermal sektörü olarak elektrik tüketiminin yüzde 11’lik payini karsilayabilecegimizi düsünüyoruz. Asil önemlisi, Türkiye’nin tüm konutlarinin isitmasinin dogalgaz yerine jeotermalle yapilabilecegini iddia ediyoruz. Jeotermal seracilik kisa vadede çok önemli uygulama alanlarindan biri olacak. Bu bir anlamda da kontrollü tarimdir. Seraciligin en önemli girdilerinden birisi enerji girdileridir. Biz jeotermal kaynaklarimizi elektrik üretimi ve isitma olarak kullaniyorken, kalan enerjiyi de seracilikta, sebze ve meyve kurutmada kullanabilir, ülkemizi tarimsal üretimde kendi kendisine yeten noktaya tasiyabiliriz.”
Kaynak: İHA