'Türk Findigi'nin Genleri Bolu'da Koruma Altinda

Bati Karadeniz Arastirma Enstitüsü Müdürü Dr. Mustafa Arslan: 'Dogal yasam alanindaki agaçlar kaybolsa bile burada biz bu gen kaynaginda bunlari muhafaza ediyoruz. Herhangi bir ihtiyaç durumunda tohumdan ya da asi kalemi alarak dogal yayilis alaninda üretebilecegiz' 'Ülkemizdeki bilim insanlari hatta uluslararasi camiada da elimizdeki bu sonuçlari ve degerleri paylasiyoruz. Bilim dünyasina katki da sunuyoruz'

Orman Genel Müdürlügüne bagli Bati Karadeniz Arastirma Enstitüsü Müdürlügünce 9 bölgeden toplanarak Bolu'da dikilen ve meyve vermeye baslayan Türk findigi agaçlari, türün geninin korunmasinin yani sira tip ve eczacilik alaninda arastirmalar yapilmasina imkan sagliyor.

Bati Karadeniz Arastirma Enstitüsü Müdürlügü 2004 yilinda baslattigi çalismayla Anadolu'da bulunan Türk findigi popülasyonunu belirledi.

Bolu, Ankara, Çorum ve Kastamonu basta olmak üzere 9 bölgedeki Tük findigi türlerini arastiran Enstitü müdürlügü yetkilileri, hazirladiklari proje kapsaminda topladiklari findik örneklerini Bolu'da olusturulan arastirma bahçesindeki fidanlara asilayarak çogaltti.

Proje kapsaminda 2008 yilinda Karacasu beldesi yolu üzerindeki Bolu Belediyesi fidanliginda yetistirilmeye baslanan Türk findigi meyve vermeye basladi.

Hem Anadolu'da yetisen Türk findigi türlerinin hepsinin ayni bahçede bulunmasi hem de genetik olarak ana agaçlarla birebir ayni özellikleri tasimasi açisindan önem tasiyan fidanlik, Türk findiginin meyve ve yapraklarinda bulunan yararli maddelerin arastirilmasinda da kullaniliyor.

Fidanlikta yer alan Türk findigi türleri üzerinde arastirma yapan bilim insanlari ve Enstitü yetkilileri, meyve ile yapraklarda bulunan önemli asit ve maddelerin hangi dönemde daha çok oldugu, bu maddelerin ne zaman kullanilmasi gerektigi yönünde çalismalar gerçeklestiriyor.

- "Bilim dünyasina katki da sunuyoruz"

Bati Karadeniz Arastirma Enstitüsü Müdürü Mustafa Arslan, gazetecilere, çalismanin hem Türk findiginin gen yapisinin korunmasi hem de arastirilmasi açisindan önemli oldugunu söyledi.

Bati Karadeniz bölgesindeki Türk findigi popülasyonunun ex-situ yöntemiyle koruma altina alinmasi ve genetik çesitliliginin arastirilmasi çalismasi kapsaminda önemli çiktilar elde ettiklerini aktaran Arslan, çalismanin, bu türün yayilis alani disinda farkli bir yerde gen kaynagini korumak anlamini tasidigini kaydetti.

Arslan, 2004 yilinda ve öncesinde Türk findiginin dogal yayilis alanlarini tespit ettiklerini dile getirerek," Oradan tohum örnekleri aldik. Sonrasinda tekrar araziye giderek ana agaçlardan asi kalemleri aldik. Ürettigimiz fidanlarin üzerine asi kalemlerini asiladik. 9 popülasyona ait alan gezilerek 45 klon, tipa tip ayni fertler üretmek için çalistik. Türk findigini farkli yöntemlerle de üretebilirdik. Biz burada asi kalemini tercih ederek ana bireyleri temsil eden tipa tip olan bireylerle bahçeyi kurmus olduk." diye konustu.

Arslan, olusturduklari bahçenin türü koruma anlaminda da hizmet verdigini dile getirerek, "Projeye baslarken dogal yayilis alanlarini garantiye almak için bir çalisma yaptik. Dogal yayilis alanlarini tespit ettik ve bu alanlarda dogal ormanlarda bu türün kesiminin yasaklanmasini teklif ettigimiz genel müdürlügümüz bunu uygun buldu. Dogal yasam alanindaki agaçlar kaybolsa bile burada biz bu gen kaynaginda bunlari muhafaza ediyoruz. Herhangi bir ihtiyaç durumunda tohumdan ya da asi kalemi alarak dogal yayilis alaninda üretebilecegiz." ifadelerini kullandi.

Olusturduklari bahçede bulunan Türk findiginin tip ve eczacilik alaninda yapilan arastirmalarda da kullanildigini anlatan Arslan, "Ülkemizdeki bilim insanlari hatta uluslararasi camiada da elimizdeki bu sonuçlari ve degerleri paylasiyoruz. Bilim dünyasina katki da sunuyoruz. Türk findigindaki farkli popülasyonlarin yapraklanma, çiçeklenme, meyve verme zamanini bir takvim sürecinde takip ediyoruz. Daha sonra bunlari bilim camiasiyla paylasacagiz. Diger taraftan yapraklari ve meyvesinde bulunan yararli maddelerin degisimine aylik olarak bakiyoruz. Bunun sonucundan bu yararli maddeleri hangi aylarda ve dönemlerde daha yüksek oranda verdigini ve hangi popülasyonun daha yüksek verdigini tespit ederek eczacilik sektörü için gerekli olan bazi hammaddeleri saglayacagiz." degerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA