Disisleri Bakani Çavusoglu, Sirbistan'daki Politika Gazetesine Konustu Açiklamasi

'Sirbistan ile tarihimizin en iyi dönemini yasiyoruz' 'Yeni Pazar Baskonsoloslugumuzun resmi açilisini yarin degerli dostum Nikola Selakovic ile birlikte yapacagiz. Böylece Türkiye, Yeni Pazar’da Baskonsolosluk açan ilk ülke olacak. Baskonsoloslugumuzun aramizdaki kültürel ve insani baglari güçlendirerek iliskilerimize son derece olumlu katkilari olacagina inaniyorum' '(Afganistan'da) Güvensiz bir ortam yeni bir göç dalgasini tetikleyebilir. Dolayisiyla uluslararasi toplum Afganistan konusunda birlik ve dayanisma içinde hareket etmeli. Nüfusun yarisi acil insani yardima ihtiyaç duyuyor. Uluslararasi toplumun yardim ve destek çabalarini arttirmasi gerekiyor. Yardimlarin halka ulastirilmasi için BM ve diger yardim kuruluslarinin çalismalarinin kesintisiz sürdürülmesi sart' 'Kadina karsi siddet insan haklari ihlalidir. Dünyanin neresinde vuku bulursa bulsun kadina karsi siddet ve aile içi siddetle mücadele hepimizin görevi ve amacidir'

Disisleri Bakani Mevlüt Çavusoglu, Sirbistan ile Türkiye arasindaki iliskiler açisindan tarihin en iyi döneminin yasandigini söyledi.

Çavusoglu, Sirbistan'in Politika gazetesine verdigi mülakatta, Türkiye-Sirbistan iliskileri, Afganistan'da Taliban'in ülke genelinde kontrolü ele almasinin ardindan yasanan gelismeler, Türkiye'nin Avrupa Birligi'ne (AB) üyelik süreci, Istanbul Sözlesmesi, ABD ve Rusya ile iliskiler hakkinda degerlendirmelerde bulundu.

Sirbistan ile iliskilerin her alanda hizla gelistigine dikkati çeken Çavusoglu, "Ikili iliskilerimiz açisindan tarihimizin en iyi dönemini yasiyoruz. Sayin Cumhurbaskanimizla Sirbistan Cumhurbaskani Sayin Aleksandar Vucic arasinda samimi bir dostluk mevcut. Iki ülke cumhurbaskanlarinin vizyoner tutumlarinin ve aralarindaki güven ve dostlugun iliskilerimizin bu düzeye ulasmasinda büyük rolü var." ifadelerini kullandi.

Çavusoglu, üst düzey ziyaretlerin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgininin beraberinde getirdigi kosullara ragmen devam ettigini kaydederek, "Bu yil Basbakan (Ana) Brnabic ve mevkidasim (Nikola) Selakovic’i Güneydogu Avrupa Is Birligi Süreci (GDAÜ) Zirvesi ve Disisleri Bakanlari Toplantisi vesilesiyle ülkemizde agirladik. Insaat, Altyapi ve Ulastirma Bakani (Tomislav) Momiroviç yine geçen haziran ayinda ülkemizi ziyaret etti. Temmuz ayinda Kültür ve Turizm Bakanimiz Mehmet Nuri Ersoy Belgrad’i ziyaret etti. Önümüzdeki dönemde de Sirbistan Meclis Baskani Ivica Dacic ülkemizi ziyaret edecek. 2021 yili bitmeden Sayin Vucic’i Yüksek Düzeyli Isbirligi Konseyinin üçüncü toplantisi vesilesiyle ülkemizde agirlamak istiyoruz. Ziyaretim büyük önem verdigimiz bu toplantiya da hazirlik niteligi tasiyor." seklinde konustu.

- "Türkiye, Yeni Pazar’da Baskonsolosluk açan ilk ülke olacak"

Iki ülke arasindaki is birliginin gelistirilmesi adina bir Mutabakat Muhtirasi imzalandigini animsatan Çavusoglu, "Ikili iliskilerimizi tüm boyutlariyla ele aldik. Bölgesel gelismeleri degerlendirdik. Bu vesileyle, Yeni Pazar Baskonsoloslugumuzun resmi açilisini yarin degerli dostum Nikola Selakovic ile birlikte yapacagiz. Böylece Türkiye, Yeni Pazar’da Baskonsolosluk açan ilk ülke olacak. Baskonsoloslugumuzun aramizdaki kültürel ve insani baglari güçlendirerek iliskilerimize son derece olumlu katkilari olacagina inaniyorum." dedi.

Çavusoglu, Balkanlarin baris, istikrar ve refahinin Türkiye için çok önemli oldugunu belirterek, "Sirbistan Güneydogu Avrupa’nin baris ve istikrari bakimindan anahtar ülkelerinden biri. Sirbistan ile mükemmel düzeydeki iliskilerimizin bölgesel baris ve refaha katkida bulundugunu görüyoruz ve bundan memnuniyet duyuyoruz." degerlendirmesinde bulundu.

Ekonomik ve ticari faaliyetlerin iliskilerin lokomotifini olusturdugunu vurgulayan Çavusoglu, 2019 yilinda güncellenerek yürürlüge giren Serbest Ticaret Anlasmasi'nin, ticaretin daha da gelismesini sagladigini ve ikili ticaret hacminin geçen yil salgina ragmen 1,5 milyar dolara ulastigini söyledi.

Çavusoglu, ticaret hacminin, bu yilki hedefi olan 2 milyar dolari yakalayacak gibi göründügüne isaret ederek, "Orta vadedeki amacimiz, Sayin Cumhurbaskanlarimiz tarafindan konulan 5 milyar dolar hedefine ulasmak." dedi.

Tekstil, otomotiv yan sanayi, müteahhitlik, bankacilik, turizm, toptan ve perakende satis gibi alanlarda faaliyet gösteren Türk is adamlarinin Sirbistan’daki yatirimlarinin büyüklügünün yaklasik 250 milyon dolara ulastigini aktaran Çavusoglu, "Bu rakamin yalnizca 10 yil önce 1 milyon dolar oldugunu hatirlatmak isterim. Bugün sirketlerimiz binlerce kisiyi istihdam ediyor. Çok önemli projeleri üstleniyorlar. Tasyapi firmamiz, Sayin Cumhurbaskanlarimizin Baris Projesi olarak tanimladiklari Belgrad-Saraybosna Otoyolu'nun Sirbistan bölümünü üstlendi. Çalismalar basariyla devam ediyor. ENKA ise bir Amerikali firmayla birlikte Morova koridorunu yapiyor. Diger projeler ile birlikte bugün, müteahhitlik firmalarimiz 820 milyon dolara ulasan 40 proje üstlenmis durumda." seklinde konustu.

Çavusoglu, Türk firmalarinin, Sirbistan’in Cuprija, Kraljevo, Leskovac, Smederevo, Vladicin Han, Velika Plana, Pirot, Stara Pazova, Sremska Mitrovica dahil farkli yerlerinde yatirim yaparak faaliyet gösterdigini belirterek, "Saglik sektörüne önemli bir yatirimla adim attik. Bir firmamiz ikinci büyük yatirimini Vranje’de yapma karari aldi ve bu nedenle Cumhurbaskani Vuçiç, bu firmamizin CEO’suna devlet nisani verilecegini duyurdu. Halkbank Sirbistan’in pek çok yerinde subeler açti. Sirketlerimizin bu basarisi gögsümüzü kabarttigi gibi aramizdaki ekonomik is birliginin derinlesmesine de katki sagliyor." ifadelerini kullandi.

Iki ülke arasindaki ekonomik ve ticari iliskilerin gidisatindan son derece memnun olduklarini dile getiren Çavusoglu, ulasilan seviyenin daha ileriye götürebilecegini ve bunun için hukuki altyapinin mevcut oldugunu, iki tarafta da istek, kararlilik ve imkan oldugunu kaydetti.

- "Afganistan’da artik yeni bir gerçeklik var"

Afganistan'da Taliban'in iktidara gelisine de deginen Çavusoglu, "Afganistan’da artik yeni bir gerçeklik var. Ancak simdi Afganistan’da baris, huzur ve istikrarin tesis edilmesine odaklanmaliyiz. Öncelikli olarak halkin can ve mal güvenliginin korunmasi için otorite bosluguna meydan verilmemesi gerekiyor. Bu çerçevede, tüm Afganlarin kendini ait hissettigi kapsayici bir yönetim kurulmasini arzuluyoruz. Geçmisteki hatalardan ders çikarilarak kapsayici anlayisla hareket edilmesi, Afganistan’da sürdürülebilir barisin tesisine katki saglayacak." açiklamasinda bulundu.

Çavusoglu, Afganistan’da basta El Kaide ve DEAS olmak üzere terör gruplarinin yeniden siginak bulmamasi gerektigini vurgulayarak, Taliban tarafindan daha önce verilen taahhütlerin yerine getirilmesinin bu baglamda önemli oldugunu söyledi.

Afganistan’daki terör gruplarinin çogalmasinin bölgesel istikrar için de ciddi yansimalari olacagini belirten Çavusoglu, "Güvensiz bir ortam yeni bir göç dalgasini tetikleyebilir. Dolayisiyla uluslararasi toplum Afganistan konusunda birlik ve dayanisma içinde hareket etmeli. Nüfusun yarisi acil insani yardima ihtiyaç duyuyor. Uluslararasi toplumun yardim ve destek çabalarini arttirmasi gerekiyor. Yardimlarin halka ulastirilmasi için BM ve diger yardim kuruluslarinin çalismalarinin kesintisiz sürdürülmesi sart." diye konustu.

Çavusoglu, Türkiye'nin Afganistan’da kapsayici bir hükümet kurulmasina, ülkede baris ve huzur ortaminin tesis edilmesine katki saglamaya hazir oldugunun altini çizerek, "Bu mülahazalarla Kabil'de Büyükelçiligimizin faaliyetlerine devam etmesi öngörülüyor. Ayrica, Taliban'in talebi dogrultusunda Kabil havaalaninin açik kalabilmesi için teknik destek verilmesine yönelik görüsmeler yürütüyoruz." dedi.

- "ABD ile fikir ayriligi yasadigimiz tüm basliklari yapici ve gerçekçi bir sekilde ele almayi amaçliyoruz"

Türkiye'nin ABD ve Rusya ile iliskilerini degerlendiren Çavusoglu, Türkiye'nin ABD ile iliskilerinde hassas bir dönemden geçtigini ancak iliskilerin tarihi boyunca zaman zaman inis çikislarin yasandigini ve buna ragmen, ABD ile müttefiklik iliskilerinin her zaman gelismeye devam ettigini animsatti.

Çavusoglu, bugün de çesitli görüs ayriliklari bulunmasina ragmen, ABD ile ikili iliskilerin zengin is birligi potansiyeline sahip olduguna dikkati çekerek, "Çikarlarimizin önemli bölgesel ve küresel meselede örtüstügü ve çok boyutlu ortakligimizin basta Avrupa-Atlantik bölgesi olmak üzere genis bir cografyanin baris ve istikrarina geçmiste oldugu gibi önemli katkilar yapabilecek bir nitelige sahip oldugu açik. Bu itibarla, basta PKK/PYD/YPG ve FETÖ gibi terör örgütlerine yaklasim ve S-400 tedarikimizle baglantili tek tarafli yaptirimlar olmak üzere fikir ayriligi yasadigimiz tüm basliklari yapici ve gerçekçi bir sekilde ele almayi ve ikili iliskilerimizi olumlu gündemimiz çerçevesinde gelistirmeyi amaçliyoruz." degerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in, ABD Baskani Joe Biden’la 14 Haziran NATO Liderler Zirvesi marjinda Brüksel’de yapici bir ortamda gerçeklestirdigi görüsmede, iliskilerin tüm boyutlarinin kapsamli bir sekilde degerlendirildigini aktaran Çavusoglu, "S-400 konusuyla ilgili görüslerimizi ABD’li muhataplarimiza anlatmaya devam ediyoruz. Bu meseleyi ve diger tüm konulari diyalog ve diplomasi yoluyla ele alarak çözüme kavusturmak istiyoruz." ifadesini kullandi.

Çavusoglu, Rusya ile iliskilerin de ikili ve bölgesel düzeyde yogun bir içerige sahip oldugunu belirterek, karsilikli saygi temelinde ikili is birligini olumlu bir seyirde tutmaya önem verdiklerini söyledi.

Türkiye'nin bölgesel planda, Avrupa-Atlantik güvenligi için de önem tasiyan birçok sorunda Rusya ile diyalog halinde oldugunu kaydeden Çavusoglu, bölgesel konularda bazi farkli yaklasimlarin bulundugunu ancak diyalog yoluyla ortak paydalarda bulusmaya, sorunlara çözüm bulmaya gayret ettiklerini vurguladi.

Çavusoglu, "Sinirimizin hemen ötesindeki sorunlarin çözümü için olumlu katki saglayacak tüm aktörlerle is birligi içindeyiz. Rusya, bu bölgelerde sahadaki etkili bir aktör konumunda. Rusya’nin yapici katkisini saglamak bölgemizdeki sorunlarin çözümü açisindan gerekli. Türkiye’nin Rusya ile olumlu iliskileri, uluslararasi ve bölgesel güvenlik açisindan önemli katkilar sunuyor. Bunun daha iyi anlasilmasi gerektigini düsünüyoruz." diye konustu.

- "Reformlarimizi sürdürmek konusunda irademiz tam"

AB'nin Türkiye'ye insan haklarina saygi duyulmasi noktasinda sik sik çagrida bulunmasini nasil yorumladigi sorusuna cevaben Çavusoglu, "Ülkemizin, insan haklari, demokrasi ve hukukun üstünlügü alaninda uluslararasi yükümlülüklerine bagliligi tamdir. Reform çalismalarimiz dahil attigimiz tüm adimlarda bu ilkeleri gözetiyoruz. Yapici ve iyi niyetli olmasi kaydiyla tüm elestirilere açik oldugumuzu her zaman belirtiyoruz. Bununla beraber, 2005 yilinda baslayan katilim müzakerelerimizde toplam 35 müzakere faslindan 14’ünün üyelik sürecimizle ilgisi olmayan siyasi nedenlerle müzakereye dahi açilamamis olmasi, AB'nin inandiriciligi ve üyelik müzakerelerindeki samimiyeti konusunda Türkiye’nin genelinde bir güven bunalimina yol açti." degerlendirmesinde bulundu.

Çavusoglu, Türkiye'nin Cumhurbaskani Erdogan liderliginde basta yargi olmak üzere farkli alanlardaki reform çalismalarini hiz kesmeden sürdürdügünün altini çizdi.

AB’nin genisleme politikasi kapsaminda yer alan ülkeler arasinda en eskisi olan Türkiye'nin, üyelik müzakereleri sürecinde siyasi blokaja tabi olmayan fasillarin hemen hemen tamamini müzakereye açtigini hatirlatan Çavusoglu, bununla birlikte, her aday ülke için katilim müzakereleri bakimindan temel fasillar olarak nitelendirilen 23. (Yargi ve Temel Haklar) ile 24. (Adalet, Özgürlük ve Güvenlik) fasillarin, siyasi nedenlerle, bazi üye ülkelerin vetosu nedeniyle bloke edilmis olmasinin, AB’nin bu konudaki elestirileri açisindan ciddi bir çeliski oldugunu belirtti.

Çavusoglu, Türkiye'nin reformlari sürdürme konusunda iradesinin tam olduguna dikkati çekerek, "AB'nin de benzer bir iradeyi, Türkiye’nin AB üyeligi önündeki siyasi engelleri kaldirmasi konusunda sergilemesini bekliyoruz." dedi.

- "Kadina karsi siddet ve aile içi siddetle mücadele hepimizin görevi ve amacidir"

Türkiye'nin kadin haklarini koruyan Istanbul Sözlesmesi'nden çekilmesi konusuna da deginen Çavusoglu, "Kadina karsi siddet insan haklari ihlalidir. Dünyanin neresinde vuku bulursa bulsun kadina karsi siddet ve aile içi siddetle mücadele hepimizin görevi ve amacidir." diye konustu.

Çavusoglu, Kadinlara Yönelik Siddet ve Aile Içi Siddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Iliskin Avrupa Konseyi Sözlesmesi'nin, kadina karsi siddetle mücadele etme temel amaciyla hazirlandigini aktararak, "Bununla birlikte, Sözlesme içerigindeki bazi unsurlar ve çesitli uygulamalar sadece ülkemizde degil, Avrupa Konseyi ve AB üyesi pek çok ülkede hassasiyet yaratmis ve elestirilere neden olmustur. 47 üyeli Avrupa Konseyinde anilan sözlesmeye herhangi bir çekince koymadan taraf olan ülke sayisi 10 ile sinirli kalmistir. Ülkemizin kapsamli degerlendirmeler neticesinde Sözlesmeden çekilmesi, kadina karsi siddetle mücadeleden ödün verme olarak yorumlanmamali." ifadesini kullandi.

Türkiye'nin 2012 yilindan bu yana yürürlükte bulunan Ailenin Korunmasi ve Kadina Karsi Siddetin Önlenmesine Dair Kanun basta olmak üzere gerek yasal çerçeve gerek uygulama bakimindan son derece ileri konumda ve önemli bir deneyime sahip ülke olduguna isaret eden Çavusoglu, bugüne kadar kadina yönelik siddetle mücadele konulu üç ulusal eylem planinin uygulandigini, dördüncü eylem planinin ise 1 Temmuz 2021 tarihinde açiklandigini aktardi.

Çavusoglu, Türkiye'nin, kadinlarin yasam standartlari ve haklarinin iyilestirilmesi, toplumsal konumlarinin güçlendirilmesi ve yasamin her alanina tam ve esit katilim saglamalarina yönelik kararli tutumundan kimsenin süphesi olmamasi gerektigini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA