Batı'nın 'Boğaziçi' üzerinden demokrasi dersi vermeye kalkışmasına Türkiye'den peş peşe tepkiler

Dışişleri Bakanlığı, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylara ilişkin "Türkiye’nin içişlerine müdahale etmeye kalkışmak kimsenin haddi değildir" açıklamasında bulundu. Son dakika haberine göre ise AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, konuya ilişkin "ABD Dışişleri'nin açıklaması diplomatik teamüllere aykırıdır, iç işlerimize müdahale anlamına gelmektedir. Bu açıklama siyasi bir açıklamadır ve demokrasi konusunda bir hassasiyet olarak kabul edilemez. Bu açıklamayı içişlerimize müdahale olarak görüyor ve reddediyoruz." dedi. Çelik, "Demokrasi konusunda hassasiyet göstermek istiyorlarsa; öncelikle PKK'nın silah altına aldığı çocuk savaşçıları görmezden gelmemeliler. Ayrıca ABD Dışişleri, Diyarbakır Anneleri'nin vicdan nöbeti hakkındaki soruları geçiştirmemelidir. Demokratik hassasiyetin gereği bunlardır." açıklamasında bulundu.

Batı'nın 'Boğaziçi' üzerinden demokrasi dersi vermeye kalkışmasına Türkiye'den peş peşe tepkiler
Batı'nın 'Boğaziçi' üzerinden demokrasi dersi vermeye kalkışmasına Türkiye'den peş peşe tepkiler
Dışişleri Bakanlığı, yurtdışındaki bazı çevrelerin Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olaylarla ilgili yaptığı açıklamalara ilişkin, 'Yasadışı yollara tevessül eden grupları kışkırtıcı ve illegal eylemleri teşvik edici bir dil kullanmama konusunda söz konusu çevreleri uyarıyoruz' açıklamasını yaptı.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada Türkiye'de toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğünün anayasal güvence altında olduğu vurgulandı. Güvenlik güçlerinin, bugüne kadar her olayda olduğu gibi, bundan sonra da kanunların verdiği yetkiyle görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye devam edeceğine dikkat çekilerek şöyle denildi:

'Üniversite dışından ve terör örgütü iltisaklı çevrelerin olaylara sızma ve kışkırtma girişimleri tespit edilmiş olup, protesto hakkını aşan bu yasadışı eylemlere karşı kanunlarımız çerçevesinde gerekli ve orantılı önlemler alınmaktadır. Yasadışı yollara tevessül eden grupları kışkırtıcı ve illegal eylemleri teşvik edici bir dil kullanmama konusunda söz konusu çevreleri uyarıyoruz. Yakın dönemde de 'gelişmiş' demokrasi olarak adlandırılan pek çok ülkede yönetimler aleyhine en küçük bir itiraza karşı dahi masum ve sivil vatandaşlara karşı güvenlik güçlerinin orantısız şiddet görüntüleri halen hafızalardadır. Hal böyleyken, Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olayları ve Türkiye'nin bu olaylarla hukuk çerçevesinde yürüttüğü mücadeleyi görmezden gelerek ülkemize demokrasi ve hukuk dersi vermeye kalkanlara aynaya bakmalarını tavsiye ediyoruz. Türkiye'nin içişlerine müdahale etmeye kalkışmak kimsenin haddi değildir. Türkiye, Anayasa'da güvence altına alınan temel hak ve özgürlükleri koruma konusundaki iradesini gerçekleştirmekte olduğu reform adımlarıyla göstermekte olup, bununla birlikte terör örgütleri ve terörle iltisaklı çevrelerin bu alanlardaki istismarına karşı mücadelesini sürdürmekte de kararlıdır.'

BİR TEPKİ DE AK PARTİ SÖZCÜSÜ ÇELİK'TEN

'AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: ABD Dışişleri'nin açıklaması diplomatik teamüllere aykırıdır, iç işlerimize müdahale anlamına gelmektedir. Bu açıklama siyasi bir açıklamadır ve demokrasi konusunda bir hassasiyet olarak kabul edilemez. Bu açıklamayı içişlerimize müdahale olarak görüyor ve reddediyoruz.
Demokrasi konusunda hassasiyet göstermek istiyorlarsa; öncelikle PKK'nın silah altına aldığı çocuk savaşçıları görmezden gelmemeliler. Ayrıca ABD Dışişleri, Diyarbakır Anneleri'nin vicdan nöbeti hakkındaki soruları geçiştirmemelidir. Demokratik hassasiyetin gereği bunlardır.

ABD makamlarına öncelikle ülkelerindeki resmî güvenlik güçleri tarafından yapılan sistematik ırk ayrımcılığı ile mücadele konusunda hassas olmalarını öneriyoruz. Türkiye'deki gelişmeler hakkında açıklama yaparken içişlerimize müdahale anlamına gelen bir dilden kaçınmalıdırlar.

ABD VE BM'DEN SKANDAL AÇIKLAMA

Skandalların ardından ABD ve BM Türkiye karşıtlığından birleşti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, 'Türkiye'deki 'barışçıl' gösterileri yakından takip ediyoruz ve LGBT karşıtı söylemleri ağır biçimde kınıyoruz.' ifadelerini kullandı. BM'den yapılan açıklamada ise 'Yetkililerin homofobik ve transfobik yorumlarını ve LGBTi+ bireylere karşı gerçekleştirilen nefret ve ayrımcılık suçlarını kınıyoruz.' sözleriyle skandala imza atıldı.