INGEV Ve IPM'nin Acthuman IV Raporu 'Istihdamdan Üretime Iklim Politikalarina Entegrasyon'U Tanimladi

Rapordan: 'Türkiye’de yesil istihdam yaratma konusunda kilit sektörler enerji, imalat, tarim, insaat, ulasim hizmet ve atik yönetimi' 'Yesil isler yaratma konusunda KOBI'lerin istihdama çok büyük bir katkisi var. Yesil is olanaklarinda kadin istihdaminin olumsuz etkilenmemesi için politikalarda sektörel farkliliklar göz önüne alinmali' 'Yesil istihdam olustururken Türkiye’de tarim nüfusunun gittikçe yaslanmasi dolayisiyla gençleri tarim sektörüne yönlendirecek politikalar olusturulmali' INGEV Baskani Vural Çakir: 'Iyi yasamin daha fazla tüketmek, daha marka tüketmek, daha pahali tüketmek, buna bagli olarak statü atlamak olmadigi, çok ve pahali tüketimin övünülecek ve özendirilecek degil ayiplanacak bir durum oldugu dönüsümünü saglayabilmeliyiz'

Insani Gelisme Vakfi (INGEV) ve Sabanci Üniversitesi Istanbul Politikalar Merkezi (IPM) ortak girisimi olan ActHuman Sosyal Kapsama Inisiyatifi, "istihdamdan üretime iklim politikalarina entegrasyon”u tanimlamak ve sosyal politika önerileri sunmak amaciyla hazirladigi ActHuman IV raporunun detaylarini paylasti.

Çevrimiçi düzenlenen basin toplantisinda, yesil is ve yesil ekonomi özelinde hem sosyo-ekonomik hayattaki hizli dönüsüme yönelik bilgiler, hem de güncel ve geçmise dönük karsilastirmali veriler katilimcilara aktarildi.

Toplantida konusan INGEV Baskani Vural Çakir, "Paris Anlasmasi ve Avrupa Yesil Mutabakati artik Türkiye’nin kalici gündemi. Bu kalici gündemi siki bir sekilde izlerken samimiyet düzeyini de sürekli güçlendirmeliyiz. Iyi yasamin daha fazla tüketmek, daha marka tüketmek, daha pahali tüketmek, buna bagli olarak statü atlamak olmadigi, çok ve pahali tüketimin övünülecek ve özendirilecek degil ayiplanacak bir durum oldugu dönüsümünü saglayabilmeliyiz. Medya ve marka dünyasi kendine yeni bir 'charter' yaratabilmelidir. Tüketimle mutlulugu özdeslestiren, statü atlama vaadine dayali iletisimi sona erdirebilmeliyiz." dedi.

Bütün insanlarin sürekli daha fazla tüketmeye yönlendirildigine vurgu yapan Çakir, "200 milyondan fazla sirketin sürekli karli büyümeye odaklandigi bir tüketim ortami, sürdürülebilirligi daima tehdit edecektir. Paris Anlasmasi'nin uygulamaya sokulmasi, Avrupa Yesil Mutabakati gibi adimlar iklim krizi ile mücadelenin artik dünyanin ve Türkiye’nin kalici gündemi haline geldigini gösteriyor. Bir yandan bu kalici gündemi siki bir sekilde izlerken samimiyet düzeyini de sürekli güçlendirmeliyiz." diye konusuldu.

Iklim krizi ile mücadelenin önemli bir konusunun da zaten korkunç bir sekilde esitsizlik üreten sistemin yeni bir esitsizlik alani yaratmamasi oldugunu kaydeden Çakir, çalismalarin iklim degisikliginden etkilenmeye en açik insanlarin dünyanin en yoksullari oldugunu gösterdigini vurguladi. Çakir, yeni bir esitsizlik alaninin da gelismis ülkelerle digerleri arasinda olmamasi gerektigini belirterek, söyle devam etti:

"Iklim krizi ile mücadele gelismis ülkelerle gelisenler arasina set çeken yeni bir dünya anlayisina dönüsmemelidir. Gelismis diye tanimladigimiz ülkelerin kalkinma süreci ve küresel diye tanimladigimiz sirketlerin küresellesme süreci bugünkü kriz noktasina geliste önemli bir rol oynamistir. Avrupa Yesil Mutabakati bu açidan da dikkatle izlenmesi gereken bir inisiyatif. Türkiye, ihracatinin yüzde 41,3’ünü AB’ye yapiyor. AB ise gittikçe daha az ithalat yapma ve ihtiyaçlarini AB içinde karsilama esasli bir stratejiye yöneliyor. Yesil Mutabakat asamali olarak AB’ye yapilacak ihracatin karbon nötr olmasi gibi kurallar öngörüyor. Türkiye’nin AB Yesil Mutabakati'na uyumu ise ayrica reel bir ekonomik gereklilik. Özellikle KOBI’lere yönelik destek programlarinin gelismesine ihtiyaç var."

- "Yesil mutabakatin çalisilmasi gereken en önemli konusu kirilgan gruplarin istihdami"

Sabanci Üniversitesi IPM Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman da, "Yesil dönüsüme Türkiye'nin uyum saglamasi çok önemli. Biz INGEV ve IPM ortakliginda yesil dönüsümün istihdama etkisinin ne olacagi, yeni bir esitsizlik degil bilakis yeni is olanaklariyla birlikte nasil çalisilmasi gerektigi üzerinde durduk. Bunu yaparken de genel olarak istihdam kadar önemli olan kirilgan gruplarin istihdami temelde yer aldi. KOBI'lerin uyumu ve adaptasyonu üzerinde de bir uyum haritasi çizmek istedik. Yesil mutabakatin çalisilmasi gereken en önemli konusu kirilgan gruplarin istihdam olasiliklarinin artirilmasi." seklinde konustu.

Sunumu MEF Üniversitesi Ögretim Üyesi Doç. Dr. Nazli Karamollaoglu tarafindan yapilan raporun sonuçlarindan öne çikanlar ise su sekilde:

"Dünya genelinde devletlerin 2020’de yaptigi toplam tesvik ve toparlanma harcamalarinin sadece yüzde 2,5'i sürdürülebilirlik kapsaminda. Türkiye’de yesil istihdam yaratma konusunda kilit sektörler enerji, imalat, tarim, insaat, ulasim, hizmet ve atik yönetimi. Yesil is yaratma sürecinde döngüsel ekonomi, tedarik zinciri kanali ve ikiz dönüsümün rolü büyük. Yesil isler yaratma konusunda KOBI'lerin istihdama çok büyük bir katkisi var. Yesil is olanaklarinda kadin istihdaminin olumsuz etkilenmemesi için politikalarda sektörel farkliliklar göz önüne alinmali. Yesil istihdam olustururken Türkiye’de tarim nüfusunun gittikçe yaslanmasi dolayisiyla Türkiye’de gençleri tarim sektörüne yönlendirecek politikalar olusturulmasi kritik öneme sahip. Gençler için en yüksek potansiyele sahip yesil is sektörleri ise tarim, enerji, insaat, turizm ve çevre hizmetleri. Yesil istihdami olusturmak için mesleki ve teknik egitim müfredatlari güncellenmeli, yesil isin uygulanabilecegi sektörler için yol haritalari olusturulmalidir. Türkiye’de yesil dönüsümün gerçeklesebilmesi için bu alandaki tesvikler artirilmali ve tesvik mekanizmalari saglanmalidir."
Kaynak: AA