ABD'li Zooarkeolog, Hattusa'da Hititlerin Hayvanlarla Yasamini Arastiriyor

Kuzey Karolina Üniversitesinden Chiristine Mikeska: 'Hayvan çesitliligi açisindan çok genis bir tür yelpazesi var. Normal bir yerlesimde bu kadar genis yelpazeye rastlamak mümkün degil. Bu da sehrin büyüklügünü gösteriyor' 'Evcil hayvanlar gibi yabani türler de yaygin. Mesela ormanlarda yasayan ayi kemikleri ve üç büyük geyik türüne ait kemikler bulduk. Hattusa'da ayrica nadiren de olsa büyük kedigillerin kemikleri de ortaya çikiyor'

KEMAL CEYLAN - ABD Kuzey Karolina Üniversitesinden zooarkeolog Chiristine Mikeska, Hititlerin baskenti Hattusa'nin ne kadar büyük bir sehir oldugunun, kazilarda bulunan hayvan kemiklerindeki çesitlilikten de anlasilabildigini söyledi.

Mikeska, 2019'da Hattusa'da Prof. Dr. Andreas Schachner baskanligindaki kazi ekibine katilarak, Hititlerin evcil ve vahsi hayvanlarla iliskilerine dair arastirma yapmaya basladi.

Burada geçirdigi 3 sezonda kazilarda elde edilen binlerce kemik parçasini inceleyen Mikeska, bulgulari kazi baskani Schachner ile paylasiyor.

Mikeska, AA muhabirine, çalismalarda elde edilen kemikleri analiz ederek Hitit toplumunda günlük yasamin isleyisine dair sonuçlara ulasmayi hedeflediklerini söyledi.

Hayvan kemiklerini öncelikle evcil ya da vahsi, evcilleri de küçükbas ve büyükbas olarak iki grupta inceledigini belirten Mikeska, "Hattusa'da hayvan çesitliligi açisindan çok genis bir tür yelpazesi var. Yani çok farkli hayvan türleri bulunuyor. Normal bir yerlesimde bu kadar genis bir yelpazeye rastlamak mümkün degil. Bu da sehrin büyüklügünü gösteriyor. Hattusa'nin ayrica kraliyet sehri olmasi ve ayni zamanda uzun süredir, yani 1960'li yillardan itibaren arastiriliyor olmasi da farkli türlerden kemikler bulunmasini saglamis olabilir." ifadelerini kullandi.

Arastirmada Hititlerin hayvan kullanimini da incelediklerini dile getiren Mikeska, söyle devam etti:

"Burada buldugumuz kemiklerin bir mezbahadan mi yoksa bir yemekten mi kaldigini ayirt etmeye çalisiyoruz. Kemiklerin üzerinde kesi izleri bulunuyor. Bundan insanlarin hangi hayvani ne sekilde kestigini, hangi yasta kestigini ve hangi parçalari kullandigini ögrenebiliyoruz. Tunç Çagi'nda insanlar ayni, yakin dönemlerimize kadar oldugu gibi hayvanlari hem yemek için, ayni zamanda yününü, sütünü kullanmislar. Tarlada çekme gücünü de kullanmislar."

Elde edilen binlerce yillik kemiklerden hayvanlarin ne sekilde kullanildiginin yani sira neler yasamis olabileceklerini, yakalandiklari hastaliklari, hatta siddete maruz kaldigina kadar pek çok konuda fikir edinebildiklerini anlatan Mikeska, "Örnegin kemiklerin büyüklügünden hareketle köpeklerde oldugu gibi degisik irklar tespit edilebiliyor. Böylece köpeklerin degisik kullanimlar için de beslendigini söylemek mümkün. Av için, sürüleri korumak için veya sadece sokak köpeklerinin çöp tüketerek yasadigini tespit edebiliyoruz. Bu tür ayrimlar yapabilmek, bu bilgileri ögrenmek mümkün." dedi.

- Büyük kedigillerin kemikleri de çikiyor

Mikeska, kazilarda yabani hayvan kemiklerine de ulastiklarina dikkati çekerek, sunlari kaydetti:

"Evcil hayvanlar gibi yabani türler de yaygin. Mesela ormanlarda yasayan ayi kemikleri ve üç büyük geyik türüne ait kemikler bulduk. Hattusa'da ayrica nadiren de olsa büyük kedigillerin kemikleri de ortaya çikiyor. Bu bulgular akla birçok soru getiriyor. Niye burada, bir sehir içinde büyük kedigillerden bahsetmemiz gerektigi konusunda düsünmemiz gerekiyor. Burada kus türlerine ait kemikler de söz konusu. Bazilari büyük ihtimalle yemek için kullanildi ama bazilarinin ritüellerde kullanildigi düsünülebilir."

Kaynak: AA