İşte büyükelçilerin Osman Kavala skandalının perde arkası: İmzacı elçilerden şaka gibi bahane

Başkan Erdoğan'ın Osman Kavala bildirisine imza atan 10 ülkenin büyükelçisiyle ilgili "İstenmeyen adam ilan edilsinler" talimatının ardından Dışişleri Bakanlığı'nda acil toplantı yapıldı. Toplantı sonrası muhataplarla temasa geçilerek skandal bildirinin geri alınması açık bir dille istendi. ABD Büyükelçiliği’nde hazırlanan ilk geri adım metni örtülü ifadeler nedeniyle kabul edilmedi. Viyana Sözleşmesi'ne atıf yapılması için ısrar edildi ve sonuç alındı.

İşte büyükelçilerin Osman Kavala skandalının perde arkası: İmzacı elçilerden şaka gibi bahane
İşte büyükelçilerin Osman Kavala skandalının perde arkası: İmzacı elçilerden şaka gibi bahane
Gezi davasından tutuklu Osman Kavala'nın serbest bırakılması için Türkiye'nin içişlerine müdahaleye kalkışan ve bu amaçla skandal bir bildiriye imza atan 10 büyükelçinin geri adım
atma sürecinde yaşananlar şöyle:

Avrupalı elçilikler bünyesinde kurulan 'İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı' kapsamında faaliyet gösteren diplomatlar, taslak metin oluşturdu. Mutfak çalışmasını Danimarka Büyükelçiliği yaptı, ABD Büyükelçiliği de süreci koordine edince diğer büyükelçilikler de arkasına takıldı. 10 ülkenin daha çok ikinci adamları düzeyinde şekillenen skandal bildiri, AB üyesi olmayan başka büyükelçiliklerle de paylaşıldı. Metni provokatif bulan bazı ülkeler taraf olmak istemedi. Bazı büyükelçilikler Gelişmelere göre hareket ederiz cevabını verirken, kimileri 'Bu ifadeler siyasi kriz yaratabilir' diyerek kaygılarını dile getirdi.

SON DERECE CİDDİ

Erdoğan'ın Eskişehir'de büyükelçilerin istenmeyen adam ilan edilmelerine yönelik talimat verdiğini açıklamasının üzerinden yaklaşık 47 saat geçtikten sonra, büyükelçiler geri adım attı. Aradan geçen bu 47 saatte, büyükelçiler ile Dışişleri Bakanlığı arasında yoğun bir diplomatik trafik yaşandı. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Erdoğan'ın açıklaması sonrasında büyükelçiler peş peşe 'Erdoğan persona non grata konusunda ciddi mi' diye sordular. Bakanlık, 'Son derece ciddi' yanıtını verdi.

Bunun üzerine büyükelçiler yanlış anlaşıldıklarını belirterek, bu konuda bir düzeltme metni hazırlama önerisinde bulundu. Büyükelçiler, bakanlığa düzeltme metnini gönderdi. Metinde, 'açıklamayla yanlış anlaşıldıkları, yargı sistemine dair bir kaygı ve eleştiriyi ifade ettikleri' yer aldı. Dışişleri Bakanlığı, metni beğenmedi. Bakanlık, 'Bu metin yanlışlığı
ortadan kaldırmaz, sorunu çözmez. Sizin Viyana Sözleşmesi'ne bağlılığınızı ifade etmenizi istiyoruz' yanıtını vererek, metni kabul etmedi. Bakanlık, Viyana Sözleşmesi'ne açıktan uyulmasına dair taahhüt verilmesinde ısrar etti.

BU SON ŞANSINIZ!

Büyükelçiler ile diplomatik trafik Kabine toplantısının yapılacağı pazartesi günü sabahına kadar devam etti. Kabine toplantısına saatler kala trafik iyice hızlandı. Dışişleri Bakanlığı ile en son ABD Büyükelçisi temasa geçti. Dışişleri, ABD Büyükelçisi'ni, 'açıklamanın kabine toplantısı bitene kadar yapılması' konusunda uyardı. Dışişleri Bakanlığı, 'yanlışı düzelteceksiniz düzeltin yoksa kabine toplantısında karar çıkarsa bunun artık hiçbir şekilde geri dönüşü yok' dedi. Kabine toplantısı başladıktan yaklaşık yarım saat sonra, saat 15.30 sularında beklenen açıklama, sosyal medya üzerinden geldi. Erdoğan'ın, Eskişehir'de saat 16.30'da yaptığı açıklamanın üzerinden 47 saat geçtikten sonra, büyükelçiler
geri adım atarak, Dışişleri Bakanlığı'nın istediği gibi Viyana Sözleşmesi'ne uymayı bir kez daha teyit ederek, taahhütlerini yenilemiş oldular. Büyükelçilik metin için 'Beyaz Saray'dan onay almamız gerek' diyerek süre istedi. Gecikme de bu yüzden yaşandı. Bundan sonraki süreci ABD Büyükelçiliği üstlendi. Tıpkı 18 Ekim'de olduğu gibi ilk sosyal medya mesajının ABD Büyükelçiliği tarafından paylaşılması, diğerlerinin onu izlemesi benimsendi. Öyle de oldu. ABD'nin 'ABD; 18 Ekim tarihli açıklamaya ilişkin bazı soruların yöneltilmesi vesilesiyle, Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit eder' paylaşımını, önce Kanada, sonra da diğer ülkeler sosyal medya hesaplarından tekrar paylaştı. Almanya ve Fransa paylaşıma en son ve ardı ardına katılan iki ülke oldu. Almanya Büyükelçiliği'nin, sabah saatlerinde Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert'in,  Türkiye'yi 'Almanya için önemli bir diplomatik partner' olarak tanımlayan ve tansiyonu düşürmeye çalışan açıklamalarının 'yeterli' olduğunu düşündüğünü, ancak Ankara'nın '10 ülke başlandı, 10 ülke olarak bitirilmeli' telkini ile biraz gecikmeli de olsa paylaşıma katıldı. Fransa da sürekli temasta olduğu Almanya'nın ardından paylaşımda bulundu. Böylece hiçbir ülke kamuoyu nezdinde boşluk bırakılmaksızın aynı pozisyonda buluşturuldu.

BAŞKAN'DAN SIKI TAKİP: Sürecin her aşamasında Başkan Erdoğan bilgilendirildi. Dışişleri Bakanlığı'nın taleplerini yerine getiren büyükelçilikler geri adım açıklamasını duyurdu.
Erdoğan, 'Amacımız kriz çıkarmak değil. Egemenlik haklarımıza herkes saygı göstermek zorunda' diyerek, olası krizin engellenmesini sağlayan son noktayı koydu.

ŞAKA GİBİ BAHANELER: METNİ GÖRMEDİK, CUMA DİYE TATİL HAVASINA KAPILDIK

Bazı AB büyükelçileri, ikili görüşmelerde metni görmediklerini, rutin açıklama olarak onay verdiklerini söylediler, bazıları ise 'cuma öğleden sonranın tatil havasına kapıldık, metnin sonuçlarını hesap edemedik' sözleriyle bahane üretmeye çalıştılar. Dışişleri Bakanlığı kaynakları büyükelçilerin bahane arkasına sığınmasını şaşırtıcı buldu.

GENÇ DİPLOMATLARDAN ÇIKMIŞ

Kavala Davası konusunda ortak açıklama yapan 10 ülkenin, diplomaside 'like minded nations' olarak anılan bazı konularda 'fikirdaş' olan ülkeler olduğunu ve aslında grubun 11
ülkeden oluşurken bir ülkenin açıklamaya 'katılmama' kararı aldığını belirtildi. Yeni bilgilere göre, Kavala konusunda 'bir şey yapılması' fikri önce büyükelçiliklerin genç diplomatlarından oluşan, 'insan hakları dostları' adlı gayri resmi gruptan çıktı. Türkiye'den her ay bir konuk çağırarak, AYM'nin çalışmaları, Yargı Reformu Stratejisi veya Hayvan Hakları gibi değişik konuları konuşan grup, Kavala Davasını da izliyor ve konu ilk burada tartışıldı. Ancak daha sonra amirleri olan bazı büyükelçilerin aktardığına göre, 'iyi koordine
edilemedi' ve sonuçta tartışma yaratan hâl ortaya çıktı.

ERDOĞAN, TÜM SAVAŞI ÜSTLENDİ

Rus Kommersant gazetesi, 'Erdoğan tüm savaşı üstlendi' başlığıyla verdiği haberinde, Erdoğan'ın Batı'yla ilişkilerde kırmızı çizgisini çekip içişlerine müdahaleye müsamaha 
göstermeyecekleri mesajını verdiğini yazdı. Gazete, Erdoğan'ın Batı'yı 'meydan okumayı kabul etmek veya Türkiye'yle doğrudan cepheleşmeden kaçınmak' arasında zor bir
seçimle baş başa bıraktığını vurguladı. Kommersant, söz konusu 10 ülkenin yönetimlerinin Erdoğan'ın kararı nedeniyle acil istişareler yaptığının da altını çizdi. Moskovskiy Komsomolets gazetesi de büyükelçilerin büyük bölümünün NATO ülkelerinin temsilcileri olmasının duygularıyla hareket etmekle ve kararlı adımlarıyla bilinen Erdoğan'ı durduramadığını belirtti. Gazeteye konuşan Rusya Ekonomi Yüksek Okulu Asya ve Afrika Araştırmaları Merkezi'nin kıdemli araştırma görevlisi Doç. Aleksey Obraztsov, 'Daimi ittifaklar çağı sona erdi. ABD rahatsız olabilir ancak Washington'un elinde Ankara'ya baskı yapmak için somut kozlar bulunmuyor ve kimin kime daha fazla ihtiyacı da bilinmiyor' ifadelerini kullandı