Fransa'da '17 Ekim 1961 Katliami'nda Ölen Cezayirliler Anildi

Fransa'nin baskenti Paris'te 17 Ekim 1961'de Cezayir'in bagimsizlik mücadelesine destek için barisçil gösteri düzenleyen Cezayirlilere yönelik Fransiz polisinin katliaminin 60. yilinda hayatini kaybedenler için anma töreni gerçeklestirildi.

Cezayir Bagimsizlik Savasi sürerken ülkelerindeki bagimsizlik hareketine destek ve uygulanan sokaga çikma yasagini protesto etmek için barisçil gösteri yapan 30 bine yakin Cezayirlinin 300'den fazlasinin öldürülmesine iliskin Paris basta olmak üzere 70 kentte etkinlikler düzenlendi.

Paris'te Poissonniere Bulvari'ndaki ünlü Rex Sinemasi'nin önünde toplanan Cezayir asilli Fransizlar, olaylarin yasandigi Saint-Michel Köprüsü'nün yakinindaki Chatelet Meydani'na yürüdü.

Fransa'nin katliami "devlet suçu" olarak kabul etmesini isteyen eylemciler, katliama iliskin arsivlerin tamaminin açilmasini talep etti.

Gösterinin organizatörlerinden olusan bir grup, kurbanlarin anisina Seine Nehri'ne güller atti.

Öte yandan Saint-Michel Köprüsü'nde kurbanlarin anisina konulan levhanin önüne çiçek ve çelenkler birakildi. Polis, levhanin önünde, çevresinde ve köprünün üzerinde kordon olusturarak az sayida kisinin buraya çiçek birakmasina izin verdi.

Polis gösteride yogun güvenlik önlemleri aldi.

- "Bu yeterli degil çünkü devlet suçu olarak taninmadi"

Fransiz tarihçi Gilles Manceron, gösteride yaptigi konusmada, Fransa Cumhurbaskani Emmanuel Macron'un olaylarin yasandigi yerlerden biri olan Paris'in banliyölerinden Comlombes'daki Bezons Köprüsü'nde kurbanlarin anisina 16 Ekim'de çelenk birakmasinin "güçlü jest" oldugunu belirtti.

Daha önce hiçbir cumhurbaskaninin böyle bir eylemi olmadigini ifade eden Manceron, "Bir noktayi vurgulamak istiyorum. Suçtan bahsetmek güzel ancak (eski Cumhurbaskani) François Hollande'in Ekim 2012'de söylediginden daha ileri ama küçük bir adim. Bu yeterli degil çünkü devlet suçu olarak taninmadi. Sadece Paris Polis Müdürü Maurice Papon sorumlu tutuldu. Bu açidan yeterli degil. Bu suçun devlet suçu olarak taninmasini istiyoruz. Fransa Cumhurbaskani ise polis müdürünün suçu oldugu seklinde yanit veriyor. Bu dogru degil. Tarihi gerçek degil." diye konustu.

5 Ekim 1961'de Cezayirlilere uygulanan sokaga çikma yasagi kararinin dönemin Basbakani Michel Debre tarafindan verildigini ifade eden Manceron, bu kararin demokratik özgürlüklere aykiri oldugunu belirtti.

Manceron, olaylara iliskin arsivlerin açilmasinin hayatini kaybedenlerinin sayisinin da tam olarak belirlenmesi için önemli oldugunu söyledi.

- "Polis, yüzmeyi bilenleri önce öldürüyordu sonra Seine Nehri'ne atiyordu"

Gösterinin organizatörlerinden Cezayir asilli Fransiz Noura da bu yil yasamini yitiren babasinin katliamin taniklarindan oldugunu söyledi.

Aile fertlerinin hepsinin söz konusu gösteriye katildigini ifade eden Noura, kiz kardesinin olaylarda kayboldugunu, ertesi gün bulundugunu söyledi.

Noura, "Babamin anlattigina göre korku içindeydiler. Bir polis (bir göstericiye) yüzmeyi bilip bilmedigini sordu. Gösterici de basina ne gelecegini bilmedi, yok diye cevap verince polis onu Seine Nehri'ne atti. Polis, yüzmeyi bilenleri önce öldürüyordu sonra Seine Nehri'ne atiyordu." ifadesini kullandi.

Adaletin saglanmasini isteyen Noura, "Cumhurbaskani Macron (katliami) devlet suçu olarak tanimasi gerekiyor. Bunu tanimak gerekiyor. Cezayir halki çok aci çekti." dedi.

Noura, "Fransa Ikinci Dünya Savasi'nda Almanlara karsi bagimsizligi için mücadele etti ve bize gelince Maurice Papon ailemizi katletti, tüm ailelerimizi." diye konustu.

- "Macron yarim adim atti, tam adim atmasini ve isin sonuna kadar gitmesini istiyoruz"

17 Ekim 1961 katliamlarina iliskin çalismalar yapan "Les Oranges" Derneginin Baskani ve "17 Ekim 1961, hatirliyorum..." adli kitabin yazari Muhammed Kaki, 60 yil önce katledilen aileleri için burada toplandiklarini söyledi.

Dönemin basbakani ve içisleri bakaninin bu katliamin yapilmasini onayladigini savunan Kaki, söyle devam etti:

"Ugursuz Polis Müdürü Maurice Papon ve yardimcilari içisleri bakani ve basbakan ailelerimizi vahsice katlettiler. Neden? Çünkü o gün ailelerimizin hareket etmelerine tahammül etmediler. Onlar dik durdu ve yürüdüler. Bu siyasi suçlular için bu hayal edilemezdi. Araplarin dolasmasini hayal edemiyorlardi. Bunun mümkün olamayacagini söylediler. Polis Müdürü Maurice Papon '1 darbeye karsi 10 darbe', '(Polise) Haydi korunuyorsunuz' gibi 2-3 cümle söyledi. Devlet suçu böyle islendi. 'Cezayirlilerin kani aksin' dediler. Kim bu Cezayirliler. Onlar isçiydi. Fransa'yi insa eden, yollar yapan, binalari insa eden, az önce kullandiginiz metroyu insa edenlerdir. Bunu kimseyi bilmiyor ancak Paris metrosunu insa ettiler. Her seyden önce onlar isçiydi."

Kaki, katliamin "devlet suçu" olarak taninmasini istediklerini söyledi.

"Macron yarim adim atti, tam adim atmasini ve isin sonuna kadar gitmesini istiyoruz. Bezons Köprüsü'ne gitmesi güzel ama ailelerimizi Bezons Köprüsü'nden atan suçlulari belirtmesi gerekiyor. Yoksa olmaz. Bu suçlular siyasi suçlulardir. Istedigimiz ikinci sey, arastirmacilar ve vatandaslar için arsivlerin tamaminin açilmasidir. Üçüncü sey de bu devlet suçunun okullardaki ders kitaplarinda yer almasidir. Çünkü bu tarih sadece Cezayirlilerin tarihi degil ayni zamanda Fransa'nin tarihidir." diye konusan Kaki, bu tarihin herkes tarafindan bilinmesi gerektigini aktardi.

- "Insanliga karsi islenen suç söz konusudur"

17 Ekim 1961 Kolektifi adina konusan Fransiz akademisyen Olivier Le Cour Grandmaison, "Bu konusmami binlerce kayip kisiye, hükümetin siyasetçilerinin ve yöneticilerinin sorumlulugu altinda hareket eden Maurice Papon tarafindan 17 Ekim 1961'de yakalanan ve katledilen yüzlerce kurbana armagan etmek istiyorum." dedi.

Papon'un Cezayir'de kullanilan savas tekniklerini Fransa'ya getirdigini dile getiren Le Cour Grandmaison, "Bu kesinlikle devlet suçu. Daha açik söylemek gerekiyor, insanliga karsi islenen suç söz konusudur. 17 Ekim 1961 magdurlarinin savunan Cezayir Bagimsizlik Hareketi'nin avukati Nicole Dreyfus'un söylediklerini hatirlatmak istiyorum. 17 Ekim 1961'de öldürülenler siyasi, irkçi ve dini nedenlerle öldürüldü." degerlendirmesinde bulundu.

Macron'un yaptigi açiklamayla ilgili "Macron, Fransiz devletinin, kurumlarinin ve polisin (katliamdaki) sorumlulugunu kabul etmemek için küçük adim atti. Bunu açik sekilde söylemek gerekiyor." ifadesini kullanan Le Cour Grandmaison, Almanya, Ingiltere, ABD, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya'nin tarihte isledikleri suçlari kabul ettigini ancak Fransa'nin bunu yapmadigini söyledi.

Gösteriye katilan ve soy isimin vermek istemeyen Youcef, AA muhabirine yaptigi açiklamada, Macron'un yaptigi açiklamaya iliskin, "Açiklamada birçok sorunlu nokta var. Bazi seyler açikça söylenmiyor. 'Cumhuriyet sorumludur' denilmiyor. Dolambaçli cümleler var. 'Tahammül edilemez' deniliyor ama 'Cumhuriyet sorumludur ve devlet suçudur' denilmiyor." yorumunda bulundu.

Youcef, buna ragmen bunun önemli adim oldugunu vurguladi.

Bu konuda mücadeleye devam edilmesi gerektigini ifade eden Youcef, sunlari söyledi:

"Parlamentonun bagimiz sorusturma komisyonu olusturmasini talep ediyoruz. Komisyon olaylari açikliga kavusturur. Bugün hala kaç kisinin öldügünü tam olarak bilmiyoruz. Sadece yüz kadar ölünün isimlerini biliyoruz. Sorumlularin belirlenmesi için sorusturma komisyonunun olusturulmasi gerekiyor. Bana göre en üst seviyenin sorumlulugu bulunuyor. (Dönemin Cumhurbaskani Charles) de Gaulle bunlarin yapilmasina izin verdi. Herkes tereddüt ediyor ancak cumhurbaskani olarak ve Basbakan Michel Debre'nin yaptiklarini bildigi için de Gaulle da sorumlu."

Youcef, parlamentonun katliami devlet suçu olarak tanimasi gerektigini kaydetti.

Nacira da katliami devlet suçu olarak nitelendirdi.

Bu olayin geçmiste gizlenmeye çalisildigini ifade eden Nacira, Macron'un açiklamasina iliskin, "Belirsiz bir açiklama. Affedilemez demek affedilebilecek bir seyin oldugunu varsayiyor. 'Fransa insanlik disidir' demesi gerekiyordu." dedi.

Nacira, katliama iliskin gerçeklerin açiklanmasi gerektigini söyledi.

Fransa Cumhurbaskani Macron, baskent Paris'te 17 Ekim 1961 gecesi Cezayir'in bagimsizlik mücadelesini desteklemek ve sokaga çikma yasagini protesto etmek amaciyla binlerce kisinin katilimiyla düzenlenen barisçil gösteride dönemin Polis Müdürü Maurice Papon'un yetkisi altinda islenen suçlarin Fransa için affedilemez oldugunu bildirmisti.

Kaynak: AA