Sentop Açiklamasi 'Türkiye'de Vesayetçi Sistem Dedigimiz Sistem, Parlamenter Sistem Içerisinde Kolay Isliyor'

TBMM Baskani Mustafa Sentop, baskanlik sistemi tartismalarinin 1960’li yillarin ikinci yarisindan itibaren oldugunu belirterek, “Bu tartismalarin bir sebebi var. Niye? Türkiye’de bizim vesayetçi sistem dedigimiz sistem, parlamenter sistem içerisinde kolay isliyor” dedi.

Sentop Açiklamasi 'Türkiye'de Vesayetçi Sistem Dedigimiz Sistem, Parlamenter Sistem Içerisinde Kolay Isliyor'
TBMM Baskani Mustafa Sentop, Ankara Yildirim Beyazit Üniversitesi (AYBÜ) 2021-2022 Akademik Yili Açilis Programina katildi.

Üniversitenin Esenboga kampüsünde gerçeklesen açilis törenine Sentop’un yani sira Ankara Valisi Vasip Sahin, Üniversite Rektörü Ibrahim Aydinli, Ankara Büyüksehir Belediye Baskani Mansur Yavas, akademisyenler ve çok sayida ögrenci katildi.



“INSALLAH ÖGRENCILERIN OKUMA HASRETINI BIR ENERJIYE, ENERJIYLE BERABER VERIMLI BIR ÖGRETIM YILINA ÇEVIRECEGIZ”

Ögrencilerin okullarinda yüz yüze egitim yapma imkanina kavustuklarini hatirlatan Prof. Dr. Sentop, “Bunun için hepsinin ayri bir heyecan ve mutluluk içerisinde olduguna inaniyorum. Ben de üniversite kökenli birisi olarak hocalarimizla ögrencilerle ve zaman zaman yöneticilerle de görüsüyorum. Birçok üniversitede derslere devamin asiri derecede yüksek oldugunu, ögrencilerin siniflari hemen hemen tam kapasite ile doldurdugunu söylüyor arkadaslarimiz. Bu bir buçuk yillik bir ayrilik. Büyük bir hasret meydana getirmis. Insallah bu hasreti bir enerjiye, enerjiyle beraber verimli bir ögretim yilina çevirecegiz” diye konustu.



“TÜRKIYE’NIN SAYILAR ITIBARIYLA DÜNYADA ÜNIVERSITE ÖGRETIMI BAKIMINDAN ÇOK IYI BIR YERE SAHIP OLDUGUNU GÖSTERIYOR”

Türkiye’nin üniversite olarak güzel bir noktada bulundugunu dile getiren Sentop, “Türkiye’de 131’i devlet, 78’i de vakif üniversitesi olmak üzere toplam 209 üniversitemiz var. Türkiye üniversite sayisi itibariyla dünyada 15. sirada yer aliyor. Üniversitelerimizde toplam 8 milyon 400 bin ögrencimiz var. Bu nüfusumuzun yüzde 10’u ediyor. Dünyadaki toplam üniversite ögrencileri içerisinde Türkiye’deki ögrencilerin sayisini oranladigimiz takdirde de yüzde 4 civarinda bir orana sahibiz. Bu verdigim sayilar ve oranlar Türkiye’nin sayilar itibariyla dünyada üniversite ögretimi bakimindan çok iyi bir yere sahip oldugunu gösteriyor” dedi.



“TÜRKIYE’DE ÜNIVERSITELER OLARAK ÇOK BÜYÜK BIR IDDIAYI ORTAYA KOYMA IMKANIMIZ VAR”

Türkiye’nin bilim alanindaki iddialarinin tek dayanaginin geçmisteki birikimin olmadigini dile getiren Prof. Dr. Sentop, “Bugün de bu alanda övünüp iftihar edebilecegimiz birçok husus var. Akademisyenlerimiz var. Çogu zaman atif yaptigimiz Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar hoca ve onunla beraber korona virüse karsi asiyi ilk gelistiren Özlem Türeci ve Ugur Sahin gibi hocalarimiz var. Bunun gibi birçok alanda yurtiçinde yurtdisinda çalisan akademisyenlerimiz var. Bu bakimdan söyledigim sayilar verileri bilimsel anlamda bir kaliteye dönüstürme bakimindan hem geçmis birikimimizin bize verdigi özgüven hem de bugün bunu yapabilecegimizi gösteren akademisyenler ve çalismalar var. Bütün bunlarin toplamindan hareketle bizim Türkiye’de üniversiteler olarak çok büyük bir iddiayi ortaya koyma imkanimiz var. Bununla ilgili her türlü veri bizim elimizde” diye konustu.



“ÜNIVERSITELERIN ÖGRENCILERE BIR PERSPEKTIF, BIR BAKIS AÇISI KAZANDIRMAK GIBI BIR GÖREVI VAR”

Üniversitelerin temel amacinin önce bilim üretmek oldugunu belirten Sentop, “Ancak son zamanlarda ortaya çikan gelismeler bilgiye ulasmanin imkanlarini ve mecralarini çok artirdi. Ancak bilgiye ulasmak için hocalardan elimizdeki kitaplardan daha fazla imkan var elimizde. Internet basta olmak üzere. Birçok alanda yazilmis makale ve kitaplarin internet üzerinden temini söz konusu. Kütüphanelere internet üzerinden ulasmak mümkün. Dolayisiyla bilgiye ulasmanin ve bilgiyi aktarmanin disinda üniversitelerin ögrencilere vermesi gereken baska seyler var. Bunlardan birisi bence bir perspektif, bakis açisi kazandirmak. Bilgiyi ve bilgi kaynaklarini bulabilme ve onlara ulasabilme noktasinda kendilerine bir imkan sunabilmek. Ikincisi ise elde edilen bilgilerin dogrulugu degerlendirme materyalleri sunabilmek. Çünkü artik bilgi kitligi degil bilgi bombardimani var. Bu bilgilerin hangilerinin dogru bilgi oldugunu tespit etme konusunda sikintilar var” ifadelerini kullandi.

“TÜRKIYE’DE BIZIM VESAYETÇI SISTEM DEDIGIMIZ SISTEM, PARLAMENTER SISTEM IÇERISINDE KOLAY ISLIYOR”

BASKANLIK SISTEMI HAKKINDA KONUSAN SENTOP SUNLARI KAYDETTI:

“Hükümet sistemi tartismalari, birkaç gün içerisinde düsünülmüs ya da talep edilip hazirlanmis bir degisiklik degil. Bizim 2012’de Meclis’teki uzlasma komisyonuna sundugumuz metin baskanlik sistemi üzerineydi. O metin yüzde 95 itibariyla 16 Nisan 2017 referandumunda kabul edilen metindir. 1970’te Milli Nizam Partisi’nin parti programinda var baskanlik sistemi. 1960’li yillarin ikinci yarisindan itibaren bu tartismalar var. Bu tartismalarin bir sebebi var. Niye? Türkiye’de bizim vesayetçi sistem dedigimiz sistem, parlamenter sistem içerisinde kolay isliyor. Nasil? 12 Mart’ta bir muhtira veriliyor. Bu muhtira ile hükümet istifa ediyor. Ama Meclis kapatilmiyor. Bir hükümet kuruluyor. Meclis içerisinden bir milletvekiline görev veriliyor. O milletvekili hükümet kuruyor. Teknokrat hükümeti. Bazi bakanlar meclis disindan. Bu hükümet güvenoyu aliyor Meclis içerisinden. Nasil aliyor? Hükümet Meclis içerisinden çiktigi için Parlamento içi dengelere bagli oluyor. Kurulmasi da düsürülmesi de. Dolayisiyla Parlamento içerisindeki dengeleri degistirdiginizde hükümet düsürüp hükümet kurdurabiliyorsunuz. Daha yakin bir zaman olan 28 Subat’ta ayni seyi yasadik. Sayisal çogunlugu olmadigi düsünülen bir hükümet zaman içerisinde kurulabildi. Milletvekilleri istifa ettirildi. Baska bir parti kuruldu o istifa eden milletvekilleriyle. Meclis-Parlamento aritmetigi degisti ve hiç tahmin edilmeyen bir hükümet çikabildi meclisten. Yani uzaktan kumanda ile hükümet kurdurabilmek, hükümet düsürebilmek mümkün.

Cumhurbaskanligi seçimi için 1973’te istedikleri adayi seçtirmek isteyen asker içerisindeki bir cunta parlamento içerisinde uçaklara alçak uçus yaptiriyor. Daha da alçalarak parlamentoyu bombaladilar 15 Temmuz’da, cuntacilar darbeciler. Ama parlamento kararlarini etkilemek üzere hükümet kurdurup hükümet düsürmek üzere parlamento aritmetigi ile oynamak mümkündü. Türkiye’de vesayetçi sistemin isleyisi ile ilgili böyle bir gerçeklik var. Bundan dolayi o tarihlerden itibaren, parlamento içi dengelere bagli olmayan dogrudan halkin kendisi belirledigi hükümetlerin olusacagi bir sistem düsüncesi vardi. Parlamentoyu ayri, hükümeti ayri seçtigi bir sistem vardi. Bu sadece 3-5 kisinin karar verdigi bir konu degil. 1961 Anayasasi yürürlüge girdigi andan bu yana böyle bir tartisma var Türkiye’de. Basta hükümetlerin zayifligi ve olusumu ile ilgili sikintilar dolayisiyla. Bu bakimdan sadece bugünün kararlari ile bu hükümet sistemi meselesinin var oldugunu düsünmek arka planini ve derinligini degerlendirme disi tutmak bizi yanlis tartismalar yapmaya götürür. Onun için bugün bunun bir siyasi tartisma oldugunu düsünmüyorum.”

“PARLAMENTER SISTEM, PARLAMENTO’YU GÜÇLENDIREN DEGIL, HÜKÜMETI GÜÇLENDIREN BIR SISTEMDIR”

Güçlendirilmis Parlamenter Sistem ve yeni anayasa çalismalari hakkinda degerlendirmelerde bulunan Sentop söyle devam etti:

“Mevcut Anayasa’daki sistemi savunuyorum. Güçlendirilmis veya iyilestirilmis parlamenter sistem denilen sistem somut olarak ortaya konulmadigi için bunu birçok kisi görmüyor ama literatürde benzer ifadelerle bu sistemden bahsediliyor. Ama bu sistemin özelligi ‘Güçlendirilmis Parlamenter’ deyince herkesin aklina parlamentoyu güçlendiriyor gibi geliyor ama aslinda öyle degil. Bu sistem yürütmeyi, hükümeti güçlendiren sistemdir. Klasik Parlamenter Sistem’in hükümet kurmadaki zorluklari hükümeti düsürmedeki zorluklari, çabukluklar, hükümetlerin kendi getirdikleri metinleri karara Parlamento’da dönüstürememesinin ortaya çikardigi yönetmeme problemi sebebiyle iyilestirilmis veya güçlendirilmis parlamenter sistem adiyla hükümetin kurulmasini güçlendiren, kolaylastiran, hükümetin düsürülmesini zorlastiran, hükümetin getirdigi kararlarin meclisten daha kolay geçmesini saglayan, öneriler içeren bir modeldir bu. Yani kisaca, Güçlendirilmis Parlamenter Sistem, Parlamento’yu güçlendiren degil, hükümeti güçlendiren bir sistemdir. Bugün zaten güçlendirilmis bir yürütme var. Güçlendirilmis yürütmeden sikayetçi olup da dönüp dolasip yürütmeyi güçlendiren bir sistem önerisinde bulunmayi biraz ilgi çekici buluyorum.

Dolayisiyla Türkiye’nin gerçekleri ile özellikle 1961 Anayasasi dönemi itibariyla baslayan siyasi tartismalar baglaminda konuya bakmak bu konuyla ilgili öneriler, ayaklari yere basan ve bu sistem tartismalari içerisin de makul yere oturan öneriler üzerinden tartismak lazim. O yüzden ben yeni anayasa tartismalarini çok büyük bir heyecanla ve memnuniyetle takip ediyorum. Bunlarin Türkiye’ye fayda saglayacagini düsünüyorum.”

(Ömer Faruk Karatas - Bayram Türüdü/IHA)
Kaynak: İHA