'İyiliğin Egemen Olduğu Bir Dünya İçin Çaba Gösterelim'
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: 'Günaha ve kötülüğe giden yollara set çekelim. İyiliğin egemen olduğu bir dünya için çaba gösterelim. Allah'ın rahmetinin bolca tecelli ettiği bu günleri en güzel şekilde değerlendirelim'
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Günaha ve kötülüğe giden yollara set çekelim. İyiliğin egemen olduğu bir dünya için çaba gösterelim. Allah'ın rahmetinin bolca tecelli ettiği bu günleri en güzel şekilde değerlendirelim." dedi.
Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı, Kayseri İl Müftülüğü ve Erciyes Üniversitesi (ERÜ) tarafından düzenlenen "4. Uluslararası Öğrenci Sempozyumu"nun açılışına katılmak için geldiği Kayseri'de cuma namazını Hunat Camisi'nde kıldı.
Burada cuma hutbesi veren Erbaş, Berat Gecesi'nin af, arınma, mağfiret ve kurtuluş vesilesi olduğunu söyledi.
Erbaş, Berat Gecesi'ne yaklaşmanın sevincinin ülke olarak yaşandığına değinerek şöyle konuştu:
"Yüce Rabb'imize sonsuz hamdüsenalar olsun. Hep birlikte 30 Nisan Pazartesi'yi salıya bağlayan gece Berat Gecesi'ni idrak edeceğiz inşallah. Peygamber Efendimiz bir kutsi hadiste şöyle buyurur: 'Şaban ayının on beşinci gününü oruçlu geçirin. Gecesinde ise ibadete kalkın. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teala keyfiyetini bilemediğimiz bir halde en yakın semaya tecelli ederek fecir doğuncaya kadar (Bağışlanma dileyen yok mu, onu bağışlayayım, rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim, musibete uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim.) diye buyurur.'"
"Ömür, bizim en kıymetli sermayemizdir." diyen Erbaş, hayatın her saatinin hatta her dakikasının servet değerinde olduğunu vurguladı.
Berat Gecesi'nin de hayat yolculuğunun en bereketli duraklarından olduğuna dikkati çeken Erbaş, şunları söyledi:
"Berat bizlere varlığımızı yeniden gözden geçirme, muhasebe ve tefekkür imkanı kazandıran bir fırsat gecesidir. Berat, mağfirettir. İlahi rahmetin tecelli ettiği gündür. Berat, nedamet ve umut zamanıdır. Berat Gecesi ellerin duaya, gönüllerin semaya açıldığı gecedir. Rabb'imize yönelip mağfiret iklimine girmenin adıdır Berat. Berat, kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma günüdür. Berat, arzularımızın, heveslerimizin, bencilliklerimizin etkisinden, nefsimizin esaretinden kurtulma gecesidir. Nefis ve şeytanın hile ve tuzaklarına karşı teyakkuzda olma bilincini diri tutma vaktidir. Her yıl gelen Berat Gecesi, bizlere, her türlü kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlikten uzak kalmayı öğretir. Berat Gecesi, bize sadece Allah’ın affına mazhar olmayı değil, affedici olmayı da hatırlatır. Zira Allah’tan af bekleyen affedici olur. Kendisine, ailesine, din kardeşlerine, çevresine ve tüm kainata karşı affedici ve hoşgörülü olur. Allah'ın hoşnutluğunu isteyen, hiç kimseyi hor ve hakir görmez. Allah'ın sevgisine ulaşmak isteyen, daima yüreğinde sevgi ve merhamet taşır."
Erbaş, bütün Müslümanlara "insanlık için gönderilmiş hayırlı bir ümmet olma" yolunda ayrı ayrı sorumluluklar düştüğünü, hiç kimsenin etrafında olup bitenlere karşı duyarsız kalarak salih bir mümin olamayacağını dile getirerek şöyle devam etti:
"Geliniz bu bereketli zaman diliminde unuttuğumuz ve terk ettiğimiz sorumlulukları yeniden hatırlayalım. Dünyayı ahirete tercih eder hale gelmişsek, en yakınlarımızdan dahi esirgediğimiz sevgi ve merhamet için tövbe edelim. Yetim ve öksüzleri, mazlum kardeşlerimizi yalnız bırakmışsak tövbe edelim. İhmal ettiğimiz kulluğumuzu gözden geçirelim. Hırpalanmış şu gönül dünyamızı dua, ibadet ve tefekkür ile taçlandıralım. Günaha ve kötülüğe giden yollara set çekelim. İyiliğin egemen olduğu bir dünya için çaba gösterelim. Allah’ın rahmetinin bolca tecelli ettiği bu günleri en güzel şekilde değerlendirelim. Taatimizle, teslimiyetimizle, salih amellerimizle tövbelerimizi, istiğfarlarımızı yalnız O'na arz edelim. Hatalarımızdan, kusurlarımızdan, günahlarımızdan bir daha dönmemek üzere yüz çevirelim."
Erbaş, daha sonra cuma namazını ve sonrasında bir vatandaşın cenaze namazını kıldırdı.
Kaynak: AA
Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı, Kayseri İl Müftülüğü ve Erciyes Üniversitesi (ERÜ) tarafından düzenlenen "4. Uluslararası Öğrenci Sempozyumu"nun açılışına katılmak için geldiği Kayseri'de cuma namazını Hunat Camisi'nde kıldı.
Burada cuma hutbesi veren Erbaş, Berat Gecesi'nin af, arınma, mağfiret ve kurtuluş vesilesi olduğunu söyledi.
Erbaş, Berat Gecesi'ne yaklaşmanın sevincinin ülke olarak yaşandığına değinerek şöyle konuştu:
"Yüce Rabb'imize sonsuz hamdüsenalar olsun. Hep birlikte 30 Nisan Pazartesi'yi salıya bağlayan gece Berat Gecesi'ni idrak edeceğiz inşallah. Peygamber Efendimiz bir kutsi hadiste şöyle buyurur: 'Şaban ayının on beşinci gününü oruçlu geçirin. Gecesinde ise ibadete kalkın. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teala keyfiyetini bilemediğimiz bir halde en yakın semaya tecelli ederek fecir doğuncaya kadar (Bağışlanma dileyen yok mu, onu bağışlayayım, rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim, musibete uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim.) diye buyurur.'"
"Ömür, bizim en kıymetli sermayemizdir." diyen Erbaş, hayatın her saatinin hatta her dakikasının servet değerinde olduğunu vurguladı.
Berat Gecesi'nin de hayat yolculuğunun en bereketli duraklarından olduğuna dikkati çeken Erbaş, şunları söyledi:
"Berat bizlere varlığımızı yeniden gözden geçirme, muhasebe ve tefekkür imkanı kazandıran bir fırsat gecesidir. Berat, mağfirettir. İlahi rahmetin tecelli ettiği gündür. Berat, nedamet ve umut zamanıdır. Berat Gecesi ellerin duaya, gönüllerin semaya açıldığı gecedir. Rabb'imize yönelip mağfiret iklimine girmenin adıdır Berat. Berat, kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma günüdür. Berat, arzularımızın, heveslerimizin, bencilliklerimizin etkisinden, nefsimizin esaretinden kurtulma gecesidir. Nefis ve şeytanın hile ve tuzaklarına karşı teyakkuzda olma bilincini diri tutma vaktidir. Her yıl gelen Berat Gecesi, bizlere, her türlü kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlikten uzak kalmayı öğretir. Berat Gecesi, bize sadece Allah’ın affına mazhar olmayı değil, affedici olmayı da hatırlatır. Zira Allah’tan af bekleyen affedici olur. Kendisine, ailesine, din kardeşlerine, çevresine ve tüm kainata karşı affedici ve hoşgörülü olur. Allah'ın hoşnutluğunu isteyen, hiç kimseyi hor ve hakir görmez. Allah'ın sevgisine ulaşmak isteyen, daima yüreğinde sevgi ve merhamet taşır."
Erbaş, bütün Müslümanlara "insanlık için gönderilmiş hayırlı bir ümmet olma" yolunda ayrı ayrı sorumluluklar düştüğünü, hiç kimsenin etrafında olup bitenlere karşı duyarsız kalarak salih bir mümin olamayacağını dile getirerek şöyle devam etti:
"Geliniz bu bereketli zaman diliminde unuttuğumuz ve terk ettiğimiz sorumlulukları yeniden hatırlayalım. Dünyayı ahirete tercih eder hale gelmişsek, en yakınlarımızdan dahi esirgediğimiz sevgi ve merhamet için tövbe edelim. Yetim ve öksüzleri, mazlum kardeşlerimizi yalnız bırakmışsak tövbe edelim. İhmal ettiğimiz kulluğumuzu gözden geçirelim. Hırpalanmış şu gönül dünyamızı dua, ibadet ve tefekkür ile taçlandıralım. Günaha ve kötülüğe giden yollara set çekelim. İyiliğin egemen olduğu bir dünya için çaba gösterelim. Allah’ın rahmetinin bolca tecelli ettiği bu günleri en güzel şekilde değerlendirelim. Taatimizle, teslimiyetimizle, salih amellerimizle tövbelerimizi, istiğfarlarımızı yalnız O'na arz edelim. Hatalarımızdan, kusurlarımızdan, günahlarımızdan bir daha dönmemek üzere yüz çevirelim."
Erbaş, daha sonra cuma namazını ve sonrasında bir vatandaşın cenaze namazını kıldırdı.