KSO Başkanı Kütükcü Açıklaması '15 Temmuz'un Karanlığından Yarınlar İçin Umut Doğmuştur'
Konya Sanayi Odası (KSO) Temmuz Ayı olağan meclis toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantının açılışında konuşan Konya Sanayi Odası Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Memiş Kütükcü, Türk milletinin 15 Temmuz gecesi bedenlerini hainlerin tanklarına ve silahlarına siper ederek demokrasi tarihinin en önemli zaferlerinden birisini yazdığını ifade etti.
İş dünyasına “Yaşananları sabırla göğüslemeliyiz” mesajı veren Kütükcü, “15 Temmuz’un karanlığından yarınlar için umut doğmuştur” dedi.
Konya Sanayi Odası Temmuz ayı olağan meclis toplantısına, meslek komitesi üyeleri ile Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Akgün konuk olarak katıldı.
Prof. Dr. Akgün’ün ülkenin gündemi ile ilgili görüşlerini paylaştığı toplantı, KSO Başkanı Memiş Kütükcü’nün konuşmasıyla başladı.
Konuşmasında, yaşanan kalkışmaya darbe girişimi demenin hafif kalacağını aktaran Kütükcü, Türkiye’nin o gece kanlı bir iç savaşın eşiğinden döndüğünü vurguladı. Kütükcü, “Bu konunun bizler için ne denli kritik olduğunu, yakın coğrafyamızda benzer süreçleri yaşayan ülkeleri mercek altına aldığımız zaman çok daha yakından göreceğiz. Olaylara vakıf oldukça, yaşananları izledikçe, ne kadar büyük bir badirenin eşiğinden döndüğümüzü daha iyi anlıyoruz. O gece yok edilmek istenen milli irade ve demokrasimizdi. Ama milletimiz tüm dünyaya Türkiye’nin bir üçüncü dünya ülkesi olmadığını ilan etti. Demokrasimize sahip çıkmanın eşsiz bir örneğini sergileyerek, 15 Temmuz gecesinin karanlığından yarınlarımız için umut doğurdu” şeklinde konuştu.
Yaşananları sabırla göğüslemeliyiz
Hain kalkışmanın ekonomiye ve iş hayatına da yansımaları olduğuna dikkat çeken Kütükcü, “İş dünyası olarak bu yansımaları, sabırla göğüslemek zorundayız. Hükümetimiz ve Merkez Bankamız hızlı tedbirler aldı. Esnafımızı, sanayicimizi rahatlatacak yeni kararlar ilan edildi. İnşallah iş dünyamız da, yabancı yatırımcılarımız da olumsuz etkilenmeyecektir diye ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kütükcü, kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu düşürmesine de değinerek şunları söyledi: “Her olumsuz gelişme aslında kendi içerisinde bir fırsat taşıyor. Bugün ülkemiz için de böyle bir durum söz konusu. Üyesi dahi olmadığımız bir kuruluş kredi notumuzu düşürüyor ama, Türkiye buna rağmen dünyanın 18. büyük ekonomisi olarak yoluna devam ediyor. Yaşananlardan dolayı ekonomimizde olağanüstü bir gelişme olmuyor. Tüm bunlar Türkiye’nin artık köklü değerleri ve kurumsal kapasitesi ile güçlü bir ülke haline geldiğini ortaya koymaktadır.”
Hedef, şahı mat etmekti
Meclis toplantısına konuşmacı olarak katılan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Akgün de, darbe girişiminin en önemli hedefinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi.
Akgün, “Dış politikada Türkiye’nin siyasi iradesini kırmak, bunu temsil eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ortadan kaldırmak istiyorlardı. Bu anlamda baktığınız zaman, 2012 yılında yaşanan MİT krizi, gezi olayları süreci, 17-25 Aralık süreci ve PKK’nın yeniden şiddet göstermeye başlaması, tüm bunların hedefi siyasi ortamı zehirleyerek şahı mat etmekti. Şahı mat ederek, Türkiye ile oynayabileceklerini düşünüyorlardı” ifadelerini kullandı.
Türk Milletinin zor dönemlerdeki organizasyonlarının başarılı olduğuna dikkat çeken Akgün, “Devleti çökertebilirsiniz ama sosyoloji sağlamsa hiç kimse sizi çökertemez. Bu bizim milletimizin sosyolojisinin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Kuva-yi milliye ruhunun yeniden canlandığı bir dönemi yaşadık. Önümüzdeki dönemde PKK ile mücadelede, bu birlik ruhu ve direniş ruhu bence çok önemli olacaktır. Bizim insanımız devletsizliğin ne olduğunu Suriyeliler Türkiye’ye geldiğinde öğrendi. Onun için herkes sokağa koştu” dedi.
Güçlü demokrasi, güçlü ekonomi ve güçlü ordu şart
Akgün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulacak araştırma komisyonu ile milletin iradesine silah çeviren herkesin tek tek tespit edilmesi ve sorgulanması gerektiğini belirtti.
Akgün, Türkiye’nin bu topraklarda var olabilmek için güçlü bir demokrasi, güçlü bir ekonomi ve güçlü bir orduya sahip olmasının şart olduğunu da sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA
İş dünyasına “Yaşananları sabırla göğüslemeliyiz” mesajı veren Kütükcü, “15 Temmuz’un karanlığından yarınlar için umut doğmuştur” dedi.
Konya Sanayi Odası Temmuz ayı olağan meclis toplantısına, meslek komitesi üyeleri ile Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Akgün konuk olarak katıldı.
Prof. Dr. Akgün’ün ülkenin gündemi ile ilgili görüşlerini paylaştığı toplantı, KSO Başkanı Memiş Kütükcü’nün konuşmasıyla başladı.
Konuşmasında, yaşanan kalkışmaya darbe girişimi demenin hafif kalacağını aktaran Kütükcü, Türkiye’nin o gece kanlı bir iç savaşın eşiğinden döndüğünü vurguladı. Kütükcü, “Bu konunun bizler için ne denli kritik olduğunu, yakın coğrafyamızda benzer süreçleri yaşayan ülkeleri mercek altına aldığımız zaman çok daha yakından göreceğiz. Olaylara vakıf oldukça, yaşananları izledikçe, ne kadar büyük bir badirenin eşiğinden döndüğümüzü daha iyi anlıyoruz. O gece yok edilmek istenen milli irade ve demokrasimizdi. Ama milletimiz tüm dünyaya Türkiye’nin bir üçüncü dünya ülkesi olmadığını ilan etti. Demokrasimize sahip çıkmanın eşsiz bir örneğini sergileyerek, 15 Temmuz gecesinin karanlığından yarınlarımız için umut doğurdu” şeklinde konuştu.
Yaşananları sabırla göğüslemeliyiz
Hain kalkışmanın ekonomiye ve iş hayatına da yansımaları olduğuna dikkat çeken Kütükcü, “İş dünyası olarak bu yansımaları, sabırla göğüslemek zorundayız. Hükümetimiz ve Merkez Bankamız hızlı tedbirler aldı. Esnafımızı, sanayicimizi rahatlatacak yeni kararlar ilan edildi. İnşallah iş dünyamız da, yabancı yatırımcılarımız da olumsuz etkilenmeyecektir diye ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kütükcü, kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu düşürmesine de değinerek şunları söyledi: “Her olumsuz gelişme aslında kendi içerisinde bir fırsat taşıyor. Bugün ülkemiz için de böyle bir durum söz konusu. Üyesi dahi olmadığımız bir kuruluş kredi notumuzu düşürüyor ama, Türkiye buna rağmen dünyanın 18. büyük ekonomisi olarak yoluna devam ediyor. Yaşananlardan dolayı ekonomimizde olağanüstü bir gelişme olmuyor. Tüm bunlar Türkiye’nin artık köklü değerleri ve kurumsal kapasitesi ile güçlü bir ülke haline geldiğini ortaya koymaktadır.”
Hedef, şahı mat etmekti
Meclis toplantısına konuşmacı olarak katılan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Akgün de, darbe girişiminin en önemli hedefinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi.
Akgün, “Dış politikada Türkiye’nin siyasi iradesini kırmak, bunu temsil eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ortadan kaldırmak istiyorlardı. Bu anlamda baktığınız zaman, 2012 yılında yaşanan MİT krizi, gezi olayları süreci, 17-25 Aralık süreci ve PKK’nın yeniden şiddet göstermeye başlaması, tüm bunların hedefi siyasi ortamı zehirleyerek şahı mat etmekti. Şahı mat ederek, Türkiye ile oynayabileceklerini düşünüyorlardı” ifadelerini kullandı.
Türk Milletinin zor dönemlerdeki organizasyonlarının başarılı olduğuna dikkat çeken Akgün, “Devleti çökertebilirsiniz ama sosyoloji sağlamsa hiç kimse sizi çökertemez. Bu bizim milletimizin sosyolojisinin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Kuva-yi milliye ruhunun yeniden canlandığı bir dönemi yaşadık. Önümüzdeki dönemde PKK ile mücadelede, bu birlik ruhu ve direniş ruhu bence çok önemli olacaktır. Bizim insanımız devletsizliğin ne olduğunu Suriyeliler Türkiye’ye geldiğinde öğrendi. Onun için herkes sokağa koştu” dedi.
Güçlü demokrasi, güçlü ekonomi ve güçlü ordu şart
Akgün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulacak araştırma komisyonu ile milletin iradesine silah çeviren herkesin tek tek tespit edilmesi ve sorgulanması gerektiğini belirtti.
Akgün, Türkiye’nin bu topraklarda var olabilmek için güçlü bir demokrasi, güçlü bir ekonomi ve güçlü bir orduya sahip olmasının şart olduğunu da sözlerine ekledi.