Odun Kömürüne Bağladıkları Umutları Onları Mardin'den Tekirdağ'a Getirdi

Mardin’den Tekirdağ’a odun kömürü üretmek için gelen aileler, çadırlarda yaşayarak geçimlerini sağlamak için uzun ve meşakkatli odun kömürü üretimi sürecinde bütün zorluklara göğüs geriyor.

Odun Kömürüne Bağladıkları Umutları Onları Mardin'den Tekirdağ'a Getirdi
Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesi Emiryakup Mahallesi ve Parmaksız Mahallesi meralarında çadırlara yerleşerek bir yandan Orman İşletme Müdürlüğü tarafından kendilerine tahsis edilen onlarca hektar ormanın bakımı, budanması, teklenmesi görevlerini üstlenirken diğer taraftan da elde ettikleri dalları odun kömürü yaparak satan odun kömürü üreticileri, hem ormanların nefes almasını sağlıyor hem de ekonomiye katkı sağlıyor. Odun kömürü üreticileri, ithal mangal kömürünün piyasaya girmesiyle oldukça zor şartlarda ürettikleri mallarına pazar bulamıyor.

Yıllardır odun kömürü üreterek geçimini sağlayan Nurettin Tekin, "Çoluk çocuğumuzun nafakasını çıkarmak için buralara odun kömürü yapmaya geldik, Malkara Orman Dairesinden devlet burayı bize verdi. Ormanın seyreklemesini yapıyoruz, seyreklerken kestiğimiz odunu ocağa çekiyoruz, ocakta kömüre çeviriyoruz. Maalesef, odun kömürü para etmiyor. Çoğumuzun kömürü ocaklarda kaldı. Düşük fiyata gidiyor. Yurt dışından gelen mangal kömüründen dolayı bizim malımız ocakta kalıyor. Halbuki bizim malımız çok kaliteli maldır. Dünyanın öbür ucundan Küba’dan mangal kömürü buraya geliyor 2 bin liraya tonunu satıyorlar bizim buradaki kömürümüzün tonu bin 400 lira. Maalesef müşteri bulamıyoruz" diye konuştu.

"Bizim bütün amacımız çocuklarımız iyi şartlarda yetişsin"

Tekirdağ’da merada kurdukları çadırlarda yaşadıklarını anlatan Nurettin Tekin, "Burada, çadırlarda yaşıyoruz. Yani sıcak ekmeği bulamıyoruz, soğuk suyu bulamıyoruz. Elimiz ayağımız hep kömür, işte buradaki hayat şartları böyledir. Bu şekilde çocuklarımızı okutmaya çalışıyoruz. Bizim bütün amacımız çocuklarımız iyi şartlarda yetişsin. Ben İstanbul’dan geldim, diğer arkadaşlarım Mardin Derik’ten geldiler. Şu an iş bitti onlar Mardin’e dönecekler ben de İstanbul’a döneceğim. Ama bir iş imkanı olursa kalırız. Türkiye’nin herhangi bir yerinde, böyle bir imkan olursa kalırız. Bunun içinde mücadele ediyoruz, yani böyle bir iş arıyoruz" ifadelerini kullandı.

Odun kömürü üreterek para kazanabilmek için memleketlerinden Tekirdağ’a geldiklerini belirten, 63 yaşındaki Abdurrahman Yavuz ise "Bu soğukta çadırda yatıyoruz, kömür üretmek için geldik şu an orman bulamıyoruz. Şu ana kadar yaptığımız mangal kömürlerini İstanbul’a gönderiyoruz. Onu da ucuz veriyoruz. Tüccar bulamıyoruz. Bu odunu ormanda budadığımız ağaç dallarından elde ediyoruz, ocağa getiriyoruz. Saman koyuyoruz, samandan sonra toprakla kapatıp ateşliyoruz. Ailece yapıyoruz, şu an elimizde 20 ton kadar mangal kömürü var oda kaldı müşteri bulamıyoruz" şeklinde konuştu.

"Emeğimizin karşılığını alamıyoruz"

12-13 yıldır Türkiye’nin çeşitli illerinde ormanda odun kömürü üretiminde çalıştığını anlatan Davut Çaplık, "İthal kömürün gelişi bizi sıkıntıya sokuyor. 5-6 kamyon malımız hazır ama satamıyoruz. Küba, Ukrayna ve Endonezya’dan ithal kömürün geldiği için bizim mal rağbet görmüyor. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz, ucuz gidiyor. Çoluk çocuk hepimiz çalışıyoruz. Çok zahmetli meşakkatli ondan sonra biz emeğimizin karşılığını alamıyoruz, bir lira teklif ediyorlar. Sürekli çalıştığımız kömürcü olmazsa zaten almıyorlar. Şu mevsimde hatır için alıyorlar. Her taraf kömür ama dışarıdan gelen kömür nedeniyle bizim kömürlerimiz satılmıyor" dedi.

"Ateşle biz ortağız"

Odun kömürü üretmenin oldukça meşakkatli ve uzun bir yolu olduğunu anlatan Davut Çaplık, "Ormandan kestikten sonra odunları, öbek yapıyoruz, sonra toprakla örtüyoruz, daha sonra ateşliyoruz. Yanarken de gece gündüz nöbet bekliyoruz. Öbekte delik olmaması için nöbet bekliyoruz. Bir yerden bir hava aldığı zaman hepsi kül olur. Emeğimiz boşa gider. Onun için biz gece gündüz takip ediyoruz. Ocağın büyüklüğüne göre sürüyor yanması, 10 gün 15 gün bir aya kadar çıkıyor. Hava almaması lazım, ateşle biz ortağız. Hava alırsa kül yapar emeğimiz boşa gider. Onun için çoluk çocuk gece bunu hep takip ediyoruz. Yandıktan sonra soğutup ateşi boğmak için naylon çekip soğutuyoruz, en son da çuvallayıp satışa hazır hale getiriyoruz" diye konuştu.

Kaynak: İHA