Başbakan Davutoğlu Açıklaması 'Ticaret Hacmimizi 5 Yıl İçinde 10 Milyar Dolara Çıkarmamız Şart'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Japonya ile altyapı projelerinde birlikte çalışmaktan memnun olduklarını belirterek, "2014 sonu itibariyle iki ülke arasındaki ticaret hacmi 3.6 milyar dolar civarında ama iki ülke potansiyeli bunun çok ötesinde. Ticaret hacmimizi 5 yıl içinde 10 milyar dolara çıkarmamız şart" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Japonya Başbakanı Shinzo Abe, İstanbul’da düzenlenen Türk-Japon İş Formu’na katıldı.
Başbakan Davutoğlu konuşmasına Japon Başbakan Abe’yi Japonca “hoş geldin” diyerek başladı.
Japonya ve Türkiye’yi aralarındaki coğrafi uzaklığa rağmen komşu olarak gördüklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, “Bazı ülkeler vardır ki kilometrelerce uzakta da olsalar birbirlerine komşu ve dost olarak yakındırlar. Biz kendilerini komşu bir ülke olarak görüyoruz. Ortak tarihi bağlarımızı hep hayırla yad ediyoruz. Ertuğrul Fırkateyni’nin 125 yıl önce geçirdiği elim kazada kaybettiğimiz şehitlerimize Japon halkının sahip çıkışı, milletlerimiz ve devletlerimiz arasındaki dostluk bağlarının en önemli göstergelerinden biridir. Geçen sene Japonya’da bir ilkokulu ziyaret ettiğimde küçücük Japon çocuklarının şehitlerimize gösterdiği saygıyı görmekten onur duymuştum. Ertuğrul 125 yıl önce o seferine bir dostluk seferi olarak başlamıştı. Japon halkı da bu dostluğa şehitlerimizi bağırlarında barındırarak cevap verdi. Asil Japon halkının bu davranışını Türk milleti kıyamete kadar unutmayacaktır. Aynı şekilde Japon dostlarımızın da Tahran’da 200’ü aşkın Japon kardeşimizi havayolu ile kurtarmamızı da hafızalarından hiç silinmeyecektir” diye konuştu.
“SİYASİ İRADEMİZ TAM, TÜRK-JAPON İLİŞKİLERİNİ EKONOMİK BAŞARILARLA TAÇLANDIRIN”
Kısa sürede Japonya ve Türkiye arasında iki iş formu düzenlenmiş olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, “Böylece sadece 1 ay içinde iki ülke liderleri olan bizler siz değerli iş dünyası temsilcilerinin karşısına çıkarak şunu demiş oluyoruz: Siyasi irademiz tam, potansiyelimizi kullanın ve Türk Japon ilişkilerini ekonomik başarılarla taçlandırın. Bu mesajı iyi değerlendireceğinizden eminim. 2 yıl önce önemli kararlar almıştık. Ülkeleriniz arasındaki ilişkiler yakın işbirliği sayesinde daha ileri seviyelere ulaşmıştır. Sayın Abe döneminde Türk-Japon ilişkileri gerçek bir sıçrama gerçekleştirmiştir. Bunda aile bağlarının, babalarının, dedelerinin izleri olduğunu görmekten mutluluk duyuyoruz. Sayın Abe’nin bu güçlü iradesi, Türkiye’de de 1 Kasım sonrası ortaya çıkan yeni siyasi tabloda önümüzdeki 4 yıl içinde istikrarla bizim tarafımızdan karşılanacaktır. Stratejik ortaklığımızın temel taşlarından birini oluşturan Türkiye-Japonya ekonomik ortaklık anlaşması müzakerelerini geçen yıl başlatmıştık. Bu sürecin en kısa sürede tamamlanması öncelikli hedeflerimiz arasında. Küresel ticaretin düşük seviyede seyrettiği günümüzde gerek ikili, gerek çok taraflı ticari müzakere süreçlerinin kalkınma ve siyasi istikrar için arz ettiği önemi sizlere anlatmaya gerek duymuyorum. G20 içinde küresel ticaret konusunu artan ölçüde ele almaktayız. Bu sene de gündemlerden biri olacak” şeklinde konuştu.
“5 YIL İÇİNDE 10 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİNE ULAŞMALIYIZ”
İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesinin başlıca hedefler arasında yer aldığına dikkat çeken Davutoğlu, “Stratejik önem taşıyan altyapı projelerinde Japon dostlarımızla birlikte çalışmaktan çok memnunuz. 2014 sonu itibariyle iki ülke arasındaki ticaret hacmi 3.6 milyar dolar civarında ama iki ülke potansiyeli bunun çok ötesinde. İki ülke arasında ekonomik ortaklık anlaşmasının tamamlanmasıyla arzu ettiğimiz hedeflere kısa sürede ulaşacağımızı düşünüyorum. İlk 3 yıl içinde 5 milyar dolara, 5 yıl içinde ise 10 milyar dolar ticaret hacmini çıkarmamız şartı. İkili ticarette Türkiye aleyhine dengesizliğin telafisi, her iki ülkenin çıkarınadır. Bugün DEİK ile JETRO arasında mutabakat zabtı imzalanması ile önemli bir adım daha atıyoruz. Ticaret anlamında birbirimizi tamamlayan yönlerin ön plana çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Dünya’nın tarımda 7. Büyük ülkesi olan Türkiye’nin dünyanın en büyük tarım ithalatçısı ülkelerden biri olan Japonya’da çok daha geniş bir pazar payına hakim olması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“JAPONYA’NIN 113 MİLYAR DOLARLIK DIŞ YATIRIMINDAN SADECE 212 MİLYON DOLARINI TÜRKİYE’YE ÇEKEBİLDİK”
Son yıllarda Türkiye’ye yönelik Japon yatırımlarında yaşanan artışa işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2015 Haziran ayı itibariyle Türkiye’deki Japon doğrudan yatırımlarının tamamı kümülatif olarak 1.7 milyar dolara ulaşmıştır. Bu yatırımların 1.6 milyar doları son 5 yıl içinde gerçekleşmiştir. Bu da yetmez. Japonya’nın 2014 yılında 113.6 milyar dolar olarak gerçekleşen dış yatırımlarının sadece 212 milyon dolarını Türkiye’ye çekebildik. Gerek karşılıklı gerekse 3. Ülkelerde ortak yatırım konusunda ortak hedefler koymalıyız. Asya pasifik bölgesine yönelik açılımımızda da Japonya’yı kilit bir ülke olarak görüyor ve bu anlamda Türk-Japon ilişkilerini omurga ilişkilerden biri olarak değerlendiriyoruz. Dünyanın en genç uçak filosuna sahip olan THY, uçuş destinasyonları bakımında dünyada birinci sırada. Türkiye’nin dünyanın en önemli yatırım bölgelerine doğrudan ulaşım imkanı bulunmaktadır. Türkiye’den 3-4 saatlik uçuş mesafesi ile ulaşılabilir ülke sayısı 52’dir. Türkiye’de yapılacak her yatırımın geniş bir havzaya ulaşma şansı var. Dünyadaki 200 büyük müteahhitlik firmasından 42’si Türk firmasıdır. Türk müteahhitlik sektörü büyük fırsatlar sunmaktadır. Japonya ile birlikte hayata geçirmeyi hedeflediğimiz Sinop nükleer güç santraline de büyük önem veriyoruz. Ülkelerimiz arasındaki stratejik ortaklığı göz önüne seren sembol niteliğindeki projelerin başında gelen bu proje, Türk ve Japon konsorsiyumları tarafından inşa edilecek. Altyapı yatırımları alanından Japonya ile işbirliğimizi devam ettirmek istiyoruz. Fatih Sultan Mehmet köprüsü ve Marmaray projesi, iki ülkenin birlikte neler yapabileceğinin en önemli göstergeleri olmuştur. Marmaray’da her Asya-Avrupa arasında seyahat eden iki ülke dostluğuna da şahitlik etmektedir. Türkiye’nin bazı mega projelerine dikkat çekmek ve Japon yatırımcıları bu projelerde görme arzumuzu ifade etmek istiyorum. Dünyanın en uzun asma köprüsü olması planlanan Çanakkale boğazı köprüsü projesi, Avrasya tüneli ve Ankara-İstanbul hızlı tren hattı projesi bunlardan bir kısmı. Türkiye nükleer enerji, uzay teknolojileri, gelişmiş iletişim ve haberleşme teknolojileri, savunma sanayi ve birçok önemli sektörde araştırma ve yatırımlarını ileri noktalara taşıyacaktır. Ülkemizde daha çok Japon ekonomik varlığını ve yatırımlarını görmekten memnun olacağız.
“TÜRKİYE’NİN DÜNYANIN İLK ON EKONOMİSİ ARASINA GİRMESİ İÇİN KARARLIYIZ”
Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik gelişimini yatırımcılara anlatan Davutoğlu, “2010 yılı büyüme oranın yüzde 9.2 olarak gerçekleştirmiştik. Finansal krizin gittikçe ağırlaştığı 2011 yılında Türkiye yüzde 8.5 büyüyerek Dünya’da 2’inci hızla büyüyen ülke olmuştur. Küresel çapta gayri safi yurt içi hasıla büyüme oranı 2012 içerisinde hızını kaybetse de göreceli olarak dünyada hızla büyüyen ülkeler arasında yerimizi muhafaza etmekteyiz. Her ne kadar son yıllarda yüzde 3’ler seviyesinde gerçekleşen büyüme bizi tatmin etmese de, son veriler bu konuda bir yükselişi işaret etmektedir. Dış ticaret hacmimiz 400 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye güçlü bir finans ve bankacılık sektörüne sahiptir. 2023 yılına kadar tarımsal milli gelirimizi 150, tarım ürünleri ihracatımızı ise 40 milyar dolar üzerine çıkarmayı planlıyoruz. Orta vadeli hedeflerimizi belirledik. 1 Kasım seçimlerinde halkımız bir kez daha siyasi ve ekonomik istikrardan yana tercihte bulunmuştur. Gerek ekonomik kalkınmanın ve büyümenin sürmesi, gerek yurt dışından yatırımların devam etmesi öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Yapısal reform çalışmaların kararlılıkla sürdüreceğiz. 2023 yılında Türkiye’yi dünyanın ilk on ekonomisi arasına girmiş bir ülke haline getirmeye kararlıyız” dedi.
Kaynak: İHA
Başbakan Davutoğlu konuşmasına Japon Başbakan Abe’yi Japonca “hoş geldin” diyerek başladı.
Japonya ve Türkiye’yi aralarındaki coğrafi uzaklığa rağmen komşu olarak gördüklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, “Bazı ülkeler vardır ki kilometrelerce uzakta da olsalar birbirlerine komşu ve dost olarak yakındırlar. Biz kendilerini komşu bir ülke olarak görüyoruz. Ortak tarihi bağlarımızı hep hayırla yad ediyoruz. Ertuğrul Fırkateyni’nin 125 yıl önce geçirdiği elim kazada kaybettiğimiz şehitlerimize Japon halkının sahip çıkışı, milletlerimiz ve devletlerimiz arasındaki dostluk bağlarının en önemli göstergelerinden biridir. Geçen sene Japonya’da bir ilkokulu ziyaret ettiğimde küçücük Japon çocuklarının şehitlerimize gösterdiği saygıyı görmekten onur duymuştum. Ertuğrul 125 yıl önce o seferine bir dostluk seferi olarak başlamıştı. Japon halkı da bu dostluğa şehitlerimizi bağırlarında barındırarak cevap verdi. Asil Japon halkının bu davranışını Türk milleti kıyamete kadar unutmayacaktır. Aynı şekilde Japon dostlarımızın da Tahran’da 200’ü aşkın Japon kardeşimizi havayolu ile kurtarmamızı da hafızalarından hiç silinmeyecektir” diye konuştu.
“SİYASİ İRADEMİZ TAM, TÜRK-JAPON İLİŞKİLERİNİ EKONOMİK BAŞARILARLA TAÇLANDIRIN”
Kısa sürede Japonya ve Türkiye arasında iki iş formu düzenlenmiş olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, “Böylece sadece 1 ay içinde iki ülke liderleri olan bizler siz değerli iş dünyası temsilcilerinin karşısına çıkarak şunu demiş oluyoruz: Siyasi irademiz tam, potansiyelimizi kullanın ve Türk Japon ilişkilerini ekonomik başarılarla taçlandırın. Bu mesajı iyi değerlendireceğinizden eminim. 2 yıl önce önemli kararlar almıştık. Ülkeleriniz arasındaki ilişkiler yakın işbirliği sayesinde daha ileri seviyelere ulaşmıştır. Sayın Abe döneminde Türk-Japon ilişkileri gerçek bir sıçrama gerçekleştirmiştir. Bunda aile bağlarının, babalarının, dedelerinin izleri olduğunu görmekten mutluluk duyuyoruz. Sayın Abe’nin bu güçlü iradesi, Türkiye’de de 1 Kasım sonrası ortaya çıkan yeni siyasi tabloda önümüzdeki 4 yıl içinde istikrarla bizim tarafımızdan karşılanacaktır. Stratejik ortaklığımızın temel taşlarından birini oluşturan Türkiye-Japonya ekonomik ortaklık anlaşması müzakerelerini geçen yıl başlatmıştık. Bu sürecin en kısa sürede tamamlanması öncelikli hedeflerimiz arasında. Küresel ticaretin düşük seviyede seyrettiği günümüzde gerek ikili, gerek çok taraflı ticari müzakere süreçlerinin kalkınma ve siyasi istikrar için arz ettiği önemi sizlere anlatmaya gerek duymuyorum. G20 içinde küresel ticaret konusunu artan ölçüde ele almaktayız. Bu sene de gündemlerden biri olacak” şeklinde konuştu.
“5 YIL İÇİNDE 10 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİNE ULAŞMALIYIZ”
İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesinin başlıca hedefler arasında yer aldığına dikkat çeken Davutoğlu, “Stratejik önem taşıyan altyapı projelerinde Japon dostlarımızla birlikte çalışmaktan çok memnunuz. 2014 sonu itibariyle iki ülke arasındaki ticaret hacmi 3.6 milyar dolar civarında ama iki ülke potansiyeli bunun çok ötesinde. İki ülke arasında ekonomik ortaklık anlaşmasının tamamlanmasıyla arzu ettiğimiz hedeflere kısa sürede ulaşacağımızı düşünüyorum. İlk 3 yıl içinde 5 milyar dolara, 5 yıl içinde ise 10 milyar dolar ticaret hacmini çıkarmamız şartı. İkili ticarette Türkiye aleyhine dengesizliğin telafisi, her iki ülkenin çıkarınadır. Bugün DEİK ile JETRO arasında mutabakat zabtı imzalanması ile önemli bir adım daha atıyoruz. Ticaret anlamında birbirimizi tamamlayan yönlerin ön plana çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Dünya’nın tarımda 7. Büyük ülkesi olan Türkiye’nin dünyanın en büyük tarım ithalatçısı ülkelerden biri olan Japonya’da çok daha geniş bir pazar payına hakim olması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“JAPONYA’NIN 113 MİLYAR DOLARLIK DIŞ YATIRIMINDAN SADECE 212 MİLYON DOLARINI TÜRKİYE’YE ÇEKEBİLDİK”
Son yıllarda Türkiye’ye yönelik Japon yatırımlarında yaşanan artışa işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2015 Haziran ayı itibariyle Türkiye’deki Japon doğrudan yatırımlarının tamamı kümülatif olarak 1.7 milyar dolara ulaşmıştır. Bu yatırımların 1.6 milyar doları son 5 yıl içinde gerçekleşmiştir. Bu da yetmez. Japonya’nın 2014 yılında 113.6 milyar dolar olarak gerçekleşen dış yatırımlarının sadece 212 milyon dolarını Türkiye’ye çekebildik. Gerek karşılıklı gerekse 3. Ülkelerde ortak yatırım konusunda ortak hedefler koymalıyız. Asya pasifik bölgesine yönelik açılımımızda da Japonya’yı kilit bir ülke olarak görüyor ve bu anlamda Türk-Japon ilişkilerini omurga ilişkilerden biri olarak değerlendiriyoruz. Dünyanın en genç uçak filosuna sahip olan THY, uçuş destinasyonları bakımında dünyada birinci sırada. Türkiye’nin dünyanın en önemli yatırım bölgelerine doğrudan ulaşım imkanı bulunmaktadır. Türkiye’den 3-4 saatlik uçuş mesafesi ile ulaşılabilir ülke sayısı 52’dir. Türkiye’de yapılacak her yatırımın geniş bir havzaya ulaşma şansı var. Dünyadaki 200 büyük müteahhitlik firmasından 42’si Türk firmasıdır. Türk müteahhitlik sektörü büyük fırsatlar sunmaktadır. Japonya ile birlikte hayata geçirmeyi hedeflediğimiz Sinop nükleer güç santraline de büyük önem veriyoruz. Ülkelerimiz arasındaki stratejik ortaklığı göz önüne seren sembol niteliğindeki projelerin başında gelen bu proje, Türk ve Japon konsorsiyumları tarafından inşa edilecek. Altyapı yatırımları alanından Japonya ile işbirliğimizi devam ettirmek istiyoruz. Fatih Sultan Mehmet köprüsü ve Marmaray projesi, iki ülkenin birlikte neler yapabileceğinin en önemli göstergeleri olmuştur. Marmaray’da her Asya-Avrupa arasında seyahat eden iki ülke dostluğuna da şahitlik etmektedir. Türkiye’nin bazı mega projelerine dikkat çekmek ve Japon yatırımcıları bu projelerde görme arzumuzu ifade etmek istiyorum. Dünyanın en uzun asma köprüsü olması planlanan Çanakkale boğazı köprüsü projesi, Avrasya tüneli ve Ankara-İstanbul hızlı tren hattı projesi bunlardan bir kısmı. Türkiye nükleer enerji, uzay teknolojileri, gelişmiş iletişim ve haberleşme teknolojileri, savunma sanayi ve birçok önemli sektörde araştırma ve yatırımlarını ileri noktalara taşıyacaktır. Ülkemizde daha çok Japon ekonomik varlığını ve yatırımlarını görmekten memnun olacağız.
“TÜRKİYE’NİN DÜNYANIN İLK ON EKONOMİSİ ARASINA GİRMESİ İÇİN KARARLIYIZ”
Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik gelişimini yatırımcılara anlatan Davutoğlu, “2010 yılı büyüme oranın yüzde 9.2 olarak gerçekleştirmiştik. Finansal krizin gittikçe ağırlaştığı 2011 yılında Türkiye yüzde 8.5 büyüyerek Dünya’da 2’inci hızla büyüyen ülke olmuştur. Küresel çapta gayri safi yurt içi hasıla büyüme oranı 2012 içerisinde hızını kaybetse de göreceli olarak dünyada hızla büyüyen ülkeler arasında yerimizi muhafaza etmekteyiz. Her ne kadar son yıllarda yüzde 3’ler seviyesinde gerçekleşen büyüme bizi tatmin etmese de, son veriler bu konuda bir yükselişi işaret etmektedir. Dış ticaret hacmimiz 400 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye güçlü bir finans ve bankacılık sektörüne sahiptir. 2023 yılına kadar tarımsal milli gelirimizi 150, tarım ürünleri ihracatımızı ise 40 milyar dolar üzerine çıkarmayı planlıyoruz. Orta vadeli hedeflerimizi belirledik. 1 Kasım seçimlerinde halkımız bir kez daha siyasi ve ekonomik istikrardan yana tercihte bulunmuştur. Gerek ekonomik kalkınmanın ve büyümenin sürmesi, gerek yurt dışından yatırımların devam etmesi öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Yapısal reform çalışmaların kararlılıkla sürdüreceğiz. 2023 yılında Türkiye’yi dünyanın ilk on ekonomisi arasına girmiş bir ülke haline getirmeye kararlıyız” dedi.