Kanser İlacı Ve Grip Aşısı Geliştirme Projeleri
KOCAELİ - Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türk ilaç sanayisinin, köklü bir altyapısının bulunduğunu vurgulayarak, "Üniversitelerimizde bu anlamda yetişmiş akademisyenlerimiz iyi koordine, motive, entegre edildiğinde, dünyayla yarışabilecek güçlü bir altyapımız var" dedi.
Müezzinoğlu, Gebze'deki TÜSSİDE Yerleşkesi'nde düzenlenen TÜBİTAK Milli Biyobenzer Kanser İlacı ve Milli Pandemik Grip Aşısı Geliştirilmesi Projeleri'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, dünyanın gelişmiş ülkelerinin, Türkiye'deki insanların daha çok emeğe ve fiziksel güce yönelten bir anlayışa sahip olmasını istediğini söyledi.
Bu ülke insanlarının, dünyaya bilim alanındaki buluşlarıyla da yön veren tarihe sahip olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, "Artık süreci şeytan taşlamaktan, abdest alma sürecine geçirmemiz lazım. Alın terinden daha kutsal olan beyin teridir, akıl teridir. 'Hiç akıl etmez misinizin' muhatabı olduğumuzu, birileri başarabiliyorsa ben de başarabilirimin gereğini yapmamız lazım. Bu anlamda Türkiye son 10 yılda o sürecin altyapısını yapma gayretinde. Ne kadar başarılı oldu, işte bugün başarılı adımlarımızın ilk nüvelerini görmeye başlıyoruz. İnşallah 2018'lerde ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünde arzu ettiğimiz o noktalara ulaşmış olacağız" diye konuştu.
Müezzinoğlu, bilim dünyası, akademik çalışmalar, girişimcilik ve özel sektörün çok önemli olduğunu dile getirerek, devletin bu yapıların arkasında durmasının öneminden bahsetti.
Türkiye'nin makro ve mikro düzeyde çalışmalar yapabilen bir düzeye geldiğini anlatan Müezzinoğlu, ülkenin gerekli altyapıya ve girişimci ruha sahip insana sahip olduğunu anlattı.
Müezzinoğlu, programa yolculukları sırasında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın anlattığı bir hikayenin sonunun "mevzuata uygun öleceksin" şeklinde bittiğini aktararak şöyle konuştu:
"Biz bu ülkeyi mevzuata uygun öldürmeyeceğiz. Bu ülkeyi biz mevzuat hazretlerine takılmadan, mevzuat hazretlerini de bu ülkenin vizyonuna uygun hale getirerek farklı bir noktaya taşımamız lazım. Muasır medeniyet seviyesinde, yarışın içinde olacaksak mevzuat hazretleri bunun önünde engel değil, aksine bunu destekleyen bunun önünü açan bir noktada olması gerekir. Sağlık Bakanlığı olarak önemli bir noktaya geldik. Şu anda kamu olarak 36 bin yatak kapasiteli 216 hastaneyi tam olarak biz yapıyoruz. Yuvarlak rakam 70 bin yatak kapasiteli hastanelerimiz önümüzdeki 1, 2 ve 3 yıl içinde yani 3'te biri 1 yıl içinde, 3'te biri 2017'de geri kalanı da en geç 2018'de hizmete girmiş olacak."
Tıbbi teknoloji cihazına, tıbbi ve medikal ürüne ve ondan sonraki süreçte de tüketim ürününe "kit" denildiğini aktaran Müezzinoğlu, " Her gün milyonlarca kit tüketimimiz var. Türkiye olarak sağlığı dünyayla yarışabilir sağlık hizmeti sunabilir ülke olmakla mı övüneceğiz yoksa tükettiklerimizi aynı zamanda üretebilen ve ürettiklerini de dünyaya sunabilen anlayışın mensubu mu olacağız? Bu işi her 2 ayağıyla götürebilirsek sürdürülebilir ve yürütülebilir noktada olabiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
- "İlaç sanayinin köklü bir yapısı var"
Bu iki projenin tarihi öneme sahip olduğunun 2017-2018'de daha iyi görüleceğini belirten Müezzinoğlu, "Bizim ilaç sanayimizin neredeyse tarihi diyebileceğimiz, köklü bir altyapısı var. Üniversitelerimizde bu anlamda yetişmiş akademisyenlerimiz iyi koordine, motive, entegre edildiğinde dünyayla yarışabilecek güçlü bir altyapımız var. Türkiye'de bazı siyasetçiler şunu der, 'bağımsız Türkiye'. Buralarda kendiniz üretemezseniz, biz yoksak lafta kalır bağımsızlık" ifadesini kullandı
Bakan Müezzinoğlu, bilim alanında ve bilimsel birikim alanında güçlü olunursa bağımsızlıktan bahsedilebileceğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Yoksa bugün çok basit bir ilaç ve MR tomografi cihazının yedek parçasının bile bir yerlerden almak zorundaysak... Bunu Kıbrıs çıkarmasında yaşadık, uçak lastiklerimizi vermediler. Bağımsızlık lafla olmaz, üretimde dünyayla yarışta güçlü olabilirsek ve iddialı olabilirsek insanlarımızın bu anlamdaki akıl ve gönül dinamiklerini motive edebilirsek, ki bu anlamda zengin bir ülkeyiz ve her bir yaştan 1 milyon 200-250 bin genci olan bir ülkeyiz. Gençlerimize önlerindeki gerek yöneticilerin ve eğiticilerin gerekse yön vericilerin akıl terinin kutsallığını ve anlamını onlara yansıtabilirsek Türkiye'nin geleceği çok daha farklı olacak."
Kaynak: AA
Bu ülke insanlarının, dünyaya bilim alanındaki buluşlarıyla da yön veren tarihe sahip olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, "Artık süreci şeytan taşlamaktan, abdest alma sürecine geçirmemiz lazım. Alın terinden daha kutsal olan beyin teridir, akıl teridir. 'Hiç akıl etmez misinizin' muhatabı olduğumuzu, birileri başarabiliyorsa ben de başarabilirimin gereğini yapmamız lazım. Bu anlamda Türkiye son 10 yılda o sürecin altyapısını yapma gayretinde. Ne kadar başarılı oldu, işte bugün başarılı adımlarımızın ilk nüvelerini görmeye başlıyoruz. İnşallah 2018'lerde ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünde arzu ettiğimiz o noktalara ulaşmış olacağız" diye konuştu.
Müezzinoğlu, bilim dünyası, akademik çalışmalar, girişimcilik ve özel sektörün çok önemli olduğunu dile getirerek, devletin bu yapıların arkasında durmasının öneminden bahsetti.
Türkiye'nin makro ve mikro düzeyde çalışmalar yapabilen bir düzeye geldiğini anlatan Müezzinoğlu, ülkenin gerekli altyapıya ve girişimci ruha sahip insana sahip olduğunu anlattı.
Müezzinoğlu, programa yolculukları sırasında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın anlattığı bir hikayenin sonunun "mevzuata uygun öleceksin" şeklinde bittiğini aktararak şöyle konuştu:
"Biz bu ülkeyi mevzuata uygun öldürmeyeceğiz. Bu ülkeyi biz mevzuat hazretlerine takılmadan, mevzuat hazretlerini de bu ülkenin vizyonuna uygun hale getirerek farklı bir noktaya taşımamız lazım. Muasır medeniyet seviyesinde, yarışın içinde olacaksak mevzuat hazretleri bunun önünde engel değil, aksine bunu destekleyen bunun önünü açan bir noktada olması gerekir. Sağlık Bakanlığı olarak önemli bir noktaya geldik. Şu anda kamu olarak 36 bin yatak kapasiteli 216 hastaneyi tam olarak biz yapıyoruz. Yuvarlak rakam 70 bin yatak kapasiteli hastanelerimiz önümüzdeki 1, 2 ve 3 yıl içinde yani 3'te biri 1 yıl içinde, 3'te biri 2017'de geri kalanı da en geç 2018'de hizmete girmiş olacak."
Tıbbi teknoloji cihazına, tıbbi ve medikal ürüne ve ondan sonraki süreçte de tüketim ürününe "kit" denildiğini aktaran Müezzinoğlu, " Her gün milyonlarca kit tüketimimiz var. Türkiye olarak sağlığı dünyayla yarışabilir sağlık hizmeti sunabilir ülke olmakla mı övüneceğiz yoksa tükettiklerimizi aynı zamanda üretebilen ve ürettiklerini de dünyaya sunabilen anlayışın mensubu mu olacağız? Bu işi her 2 ayağıyla götürebilirsek sürdürülebilir ve yürütülebilir noktada olabiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
- "İlaç sanayinin köklü bir yapısı var"
Bu iki projenin tarihi öneme sahip olduğunun 2017-2018'de daha iyi görüleceğini belirten Müezzinoğlu, "Bizim ilaç sanayimizin neredeyse tarihi diyebileceğimiz, köklü bir altyapısı var. Üniversitelerimizde bu anlamda yetişmiş akademisyenlerimiz iyi koordine, motive, entegre edildiğinde dünyayla yarışabilecek güçlü bir altyapımız var. Türkiye'de bazı siyasetçiler şunu der, 'bağımsız Türkiye'. Buralarda kendiniz üretemezseniz, biz yoksak lafta kalır bağımsızlık" ifadesini kullandı
Bakan Müezzinoğlu, bilim alanında ve bilimsel birikim alanında güçlü olunursa bağımsızlıktan bahsedilebileceğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Yoksa bugün çok basit bir ilaç ve MR tomografi cihazının yedek parçasının bile bir yerlerden almak zorundaysak... Bunu Kıbrıs çıkarmasında yaşadık, uçak lastiklerimizi vermediler. Bağımsızlık lafla olmaz, üretimde dünyayla yarışta güçlü olabilirsek ve iddialı olabilirsek insanlarımızın bu anlamdaki akıl ve gönül dinamiklerini motive edebilirsek, ki bu anlamda zengin bir ülkeyiz ve her bir yaştan 1 milyon 200-250 bin genci olan bir ülkeyiz. Gençlerimize önlerindeki gerek yöneticilerin ve eğiticilerin gerekse yön vericilerin akıl terinin kutsallığını ve anlamını onlara yansıtabilirsek Türkiye'nin geleceği çok daha farklı olacak."