Küçük Yaşta Evlendiği İçin Tutuklanan Kocasına Af İstiyor

Salihli’de Deniz Duranoğlu, henüz 15 yaşında iken 22 yaşında ve aynı zamanda akrabası olan Erkan Duranoğlu’na kaçtı. Aileler akraba da olmaları nedeniyle bu birlikteliğe onay verdi ve olayın üzerinden 3 yıl geçmesinin ardından genç aşıklar resmi nikahla dünyaevine girdi. Ancak Deniz Duranoğlu, kaçtığı tarihlerde hamile kaldı ve şu an 7 yaşında olan Sıla isimli kızını dünyaya getirdi. Salihli Devlet Hastanesi’nde gerçekleşen doğumun ardından baba Erkan Duranoğlu hakkında kamu davası açıldı. Salihli Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2008 yılında görülen ilk duruşmanın ardından Yargıtay, Erkan Duranoğlu hakkındaki Türk Ceza Kanunu’nun çocukların cinsel istismarını düzenleyen 103. maddesi uyarınca 8 yıl 4 aylık hapis cezasını onadı ve Erkan Duranoğlu geçtiğimiz hafta tutuklanarak Alaşehir Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Eşinin hapse konulmasının ardından kayınvalidesinin yanında yaşamaya başlayan Deniz Duranoğlu, “Yaklaşık 7 yıl önce yaşanan bir olayın ardından karşımızı bu ceza geldi. Adeta ocağımız yıkıldı. Ben eşimi sevdiğim için ona kaçmıştım. Akraba olduğumuz için de aileler şikayetçi olmadı. 18 yaşımda iken resmi nikahımız kıyıldı” dedi

Sıla adlı 7 yaşında ve Sırma adlı 1 yaşında iki çocukları olduğunu anlatan Duranoğlu, “Kayınvalidem Nazire Duranoğlu ile Özyurt Mahallesi Kocabaş Sokak no 7’de bulunan iki göz odalı evde yaşamaya çalışıyoruz. Kayınvalidemin sağlık sorunları var, bende çocuklarım küçük olduğu için çalışamıyorum. Bazen komşularımızın getirdiği yemeklerle karnımızı doyuruyoruz” diye konuştu

Eşinin cezaevine konulmadan önce at arabasına topladığı plastik şişeleri satarak evini geçindirdiğini ve kimseye muhtaç olmadıklarını belirten Deniz Duranoğlu, “Şuanda 1 yaşındaki çocuğumun altında bez dahi yok. Şekerli ekmek vererek karnını doyuruyorum. Allah rızası için bizlere yardım edin. Devlet büyüklerimiz bizim durumumuzda olan insanlar için bir çözüm yolu bulsunlar” dedi

Avukat Mustafa Demir ise, konuyla ilgili olarak, “Bu saatten sonra yasal düzenleme dışında yapılabilecek bir şey yok. Kanundaki amaç aslında kadını korumak. Ancak ne yazık ki bazen bu tür dramatik durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Toplumun gelenek, görenekleri ve yaşantısı da dikkate alınarak istisnai düzenlemelere gidilmesi lazım” değerlendirmesinde bulundu