Akil İnsanlar Güneydoğu Anadolu Bölgesi Heyeti, Diyarbakır'da
Akil İnsanlar Güneydoğu Anadolu Bölgesi Heyeti, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti.
Heyet, Baydemir tarafından güllerle karşılandı. Görüşmeye Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk ve Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk da katıldı.
Heyet Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Diyarbakır'ın nabzını tutma, halkın talep ve beklentileri ile endişelerini öğrenmek açısından bu ziyareti önemli bulduklarını belirtti.
Türk ve Tuğluk'un bu siyasi hareket içerisinde önemli ve anlamlı bir yere sahip olduğunu ifade eden Ensaroğlu, şöyle dedi:
"Silah, şiddet, çatışma ya da silahların susması, silahlı kadroların çekilmesi gibi aşamalar PKK ile devlet arasında bir sorun gibi görünüyor olsa da, sorunun politik ve hukuki hangi düzenlemelerle sürdürüleceğine dair tartışmalarda görüşlerine başvurulacak kadrolar olarak sizleri görüyoruz. Bu yüzden özellikle değerlendirmelerinizi almak istedik. Hükümet atacağı adımları ya da kalıcı çözüm için uygulaması gereken politikaları belirlerken bu heyetlerin yapacağı istişarelere önem atfetti. Esasen sorunun cevabını arama derdindeyiz. Sürecin kalıcı barışla çözülmesini diliyoruz."
-"Kürt ve Türk halkı barış arıyor"-
Türk, heyete toplumun tüm hassasiyetlerini gözeterek yapacakları çalışmaların Türkiye barışına çok önemli katkılar sunacağına inandığını söyledi.
Kürt ve Türk halkının hassasiyetlerinin göz önünde tutularak ortak bir yol haritasının ortaya çıkarılmasında Akil İnsanlar Heyeti'ne önemli görev düştüğünü ifade eden Türk, şunları kaydetti:
"Bir taraftan Türkiye halkının farklı kesimlerinin hassasiyeti, öte yandan Kürt halkının da yıllardan beri ezilmiş, inkar edilmiş halkının talep ve hassasiyetlerini göz önünde tutmak gerekir. Eğer bir kesim kendi başına, 'ben barışı sağlarım' gibi bir mantıkla yola çıkarsa, inanın ki o eksik olur. Bu barışın kalıcı bir hale gelmesine katkı sunmaz. Bu ülke barışını arıyor. Kürt ve Türk halkı barış arıyor, demokrasiye inanan insanlar barış arıyor. Bu barışın sadece bir Türkiye barışı olmaktan öte Ortadoğu'daki barışın da kalıcı hale gelmesine katkı sunacağına inanıyoruz. Süreci destekleyenler yüzde 50 ama bir güven ortamı sağlanırsa destekleyenlerin sayısı artacaktır. Birbirimizin hakkına, hukukuna saygı gösterebilirsek Kürt'ü ve Türk'ü ile güçlü bir Türkiye, güçlü bir demokrasi çıkacaktır."
-"Barış ve kucaklaşma dışında başka bir yolun olduğuna inanmıyorum"-
Baydemir ise eşitlik, özgürlük, adalet ve birlikte yaşam temelindeki barışın, olmazsa olmazları olduğunu söyledi.
"Kardeşlik hukukunu Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Süryani, Sünni ve Alevi herkesin birlikte inşa etmesi gerektiğine inanıyorum" diyen Baydemir, Kürt halkının yüzde 90 oranında savaşın kazananının olmayacağının farkında olduğunu belirtti.
Baydemir, bunun Türkiye'nin batısına da izah edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Barış, kucaklaşma ve kardeşlik hukukunu tesis etme dışında, başka bir yolun olduğuna inanmıyorum. Ya bu acılar ilelebet devam edecek ki devam etmemesi gerekiyor ya da kucaklaşmayı sağlamamız gerekiyor. Bu coğrafyada yaşayan hiç bir inanış, özgürleştiğinde diğer inanca zarar vermeyecektir. Bu coğrafyada yaşayan herhangi bir dil özgürleştiğinde, başka bir dil bundan zarar görmeyecektir. Tam tersine o da güçlenecektir" dedi.
Baydemir, daha sonra heyete yemek verdi.
Muhabir: Ahmet Kaplan
Yayıncı: Behçet Güngör
Kaynak: AA
Heyet Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Diyarbakır'ın nabzını tutma, halkın talep ve beklentileri ile endişelerini öğrenmek açısından bu ziyareti önemli bulduklarını belirtti.
Türk ve Tuğluk'un bu siyasi hareket içerisinde önemli ve anlamlı bir yere sahip olduğunu ifade eden Ensaroğlu, şöyle dedi:
"Silah, şiddet, çatışma ya da silahların susması, silahlı kadroların çekilmesi gibi aşamalar PKK ile devlet arasında bir sorun gibi görünüyor olsa da, sorunun politik ve hukuki hangi düzenlemelerle sürdürüleceğine dair tartışmalarda görüşlerine başvurulacak kadrolar olarak sizleri görüyoruz. Bu yüzden özellikle değerlendirmelerinizi almak istedik. Hükümet atacağı adımları ya da kalıcı çözüm için uygulaması gereken politikaları belirlerken bu heyetlerin yapacağı istişarelere önem atfetti. Esasen sorunun cevabını arama derdindeyiz. Sürecin kalıcı barışla çözülmesini diliyoruz."
-"Kürt ve Türk halkı barış arıyor"-
Türk, heyete toplumun tüm hassasiyetlerini gözeterek yapacakları çalışmaların Türkiye barışına çok önemli katkılar sunacağına inandığını söyledi.
Kürt ve Türk halkının hassasiyetlerinin göz önünde tutularak ortak bir yol haritasının ortaya çıkarılmasında Akil İnsanlar Heyeti'ne önemli görev düştüğünü ifade eden Türk, şunları kaydetti:
"Bir taraftan Türkiye halkının farklı kesimlerinin hassasiyeti, öte yandan Kürt halkının da yıllardan beri ezilmiş, inkar edilmiş halkının talep ve hassasiyetlerini göz önünde tutmak gerekir. Eğer bir kesim kendi başına, 'ben barışı sağlarım' gibi bir mantıkla yola çıkarsa, inanın ki o eksik olur. Bu barışın kalıcı bir hale gelmesine katkı sunmaz. Bu ülke barışını arıyor. Kürt ve Türk halkı barış arıyor, demokrasiye inanan insanlar barış arıyor. Bu barışın sadece bir Türkiye barışı olmaktan öte Ortadoğu'daki barışın da kalıcı hale gelmesine katkı sunacağına inanıyoruz. Süreci destekleyenler yüzde 50 ama bir güven ortamı sağlanırsa destekleyenlerin sayısı artacaktır. Birbirimizin hakkına, hukukuna saygı gösterebilirsek Kürt'ü ve Türk'ü ile güçlü bir Türkiye, güçlü bir demokrasi çıkacaktır."
-"Barış ve kucaklaşma dışında başka bir yolun olduğuna inanmıyorum"-
Baydemir ise eşitlik, özgürlük, adalet ve birlikte yaşam temelindeki barışın, olmazsa olmazları olduğunu söyledi.
"Kardeşlik hukukunu Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Süryani, Sünni ve Alevi herkesin birlikte inşa etmesi gerektiğine inanıyorum" diyen Baydemir, Kürt halkının yüzde 90 oranında savaşın kazananının olmayacağının farkında olduğunu belirtti.
Baydemir, bunun Türkiye'nin batısına da izah edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Barış, kucaklaşma ve kardeşlik hukukunu tesis etme dışında, başka bir yolun olduğuna inanmıyorum. Ya bu acılar ilelebet devam edecek ki devam etmemesi gerekiyor ya da kucaklaşmayı sağlamamız gerekiyor. Bu coğrafyada yaşayan hiç bir inanış, özgürleştiğinde diğer inanca zarar vermeyecektir. Bu coğrafyada yaşayan herhangi bir dil özgürleştiğinde, başka bir dil bundan zarar görmeyecektir. Tam tersine o da güçlenecektir" dedi.
Baydemir, daha sonra heyete yemek verdi.
Muhabir: Ahmet Kaplan
Yayıncı: Behçet Güngör