Davutoğlu’ndan Güney Kıbrıslı Parlamentere Kıbrıs Cevabı
Türkiye – AB Karma Parlamento Komisyonu Toplantısı’na, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nden Avrupa Halk Partisi Milletvekili (EPP) Eleni Theochorous arasındaki diyalog damgasını vurdu.
Ahmet Davutoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yapılan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Toplantısı’nda bir konuşma yaptı. Toplantının soru cevap bölümünde Güney Kıbrıs Rum yönetiminden Avrupa Halk Partisi (EPP) Milletvekili Eleni Theochorous, Bakan Davutoğlu’na, adadan Türk ordusunun ne zaman çekileceğini, yapılan kıyım nedeni ile özür dilenip dilenmeyeceğini sordu. Theochorous, sorusunu yönelttikten sonra bir işi olduğu gerekçesi ile gitmek zorunda olduğunu belirtti.
Bakan Davutoğlu ise İngilizce olarak milletvekiline ilk bu soruyu cevaplayacağını aktardı. Tüm sorulara toplu olarak cevap veren Davutoğlu, “Sayın Theochorous ayrılacağı için önce bu soruya yanıt vereceğim. Kıbrıs konusunda karşılıklı argümanlarımızı söyleyebiliriz. Birçok görüşü dile getirebiliriz. Ancak suçlamalar yaparken herkesin dikkatli olması lazım. Kıbrıs’taki insan hakları konusunda acaba Rumların mı yoksa Türklerin mi daha çok insan hakkı ihlal ediliyor? Rumlar mı istedikleri yere rahatlıkla gidebiliyorlar, Türkler mi gidebiliyorlar? Bugün Kıbrıs Türkleri bize verilen sözlere rağmen resmi futbol maçı bile oynayamıyor. Ticaret yapamıyor. İnsanoğlunun en temel unsurlarından istifade edemiyor. Kıbrıs Rumları ise AB’nin kendilerine tanıdığı ayrıcalıklı tavır dolayısı ile her türlü imkâna sahipler. Bizim oradaki ordu mevcudiyetimizden bahsediyorsunuz. Biz oraya bir gün sabah uyanıp hadi Kıbrıs’a gidelim diye Türk ordusu gitmedi. Sampson diye aynı Beşar Esad zihniyetli bir adam, o günkü meşru Kıbrıs yönetimi devirdiği için uluslar arası haklarımızı kullanmak için gittik. O gün gidilmemiş olsaydı oradaki Türkleri Bosna’daki Boşnaklar gibi katledip, sürecekti, Rumlara da en büyük zulmü yapacaktı. Biz haklarımızı kullanarak oraya gittik. Uluslar arası hak ihlali yapmadık.” dedi.
2004 yılında, Kıbrıs Barış Planı’nın kabul edilmesi halinde, Türkiye’nin Yunanistan ile sembolik bir birliğinin olacağını aktaran Davutoğlu, “Geri kalan tüm askerlerimiz çekilmiş olacaktı. Bu plana Kıbrıs Türkleri mi Rumları mı kaşı çıktı? 2004’te kararı siz verdiniz sayın bayan. Verdiğiniz karar ile orada güvence oluşturduğumuz askeri mevcudiyetimizin kalması zorunluluk haline geldi. Başka bir karar vermiş olsaydınız, adanın birleşmesi yönünde karar verseydiniz, o zaman sizin partiniz buna yakın bir tutum sergiliyordu, bugün bu konuşmayı yapma ihtiyacı hissetmeyecektik. Keşke öyle olsaydı. Keşke siz burada bugün tanımadığımız bir ülkenin milletvekili olarak değil, birleşmiş barış içinde yaşayan bir Kıbrıs’ın milletvekili olarak buraya gelmiş olsaydınız. Böyle olmadıysa bunun sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti değildir.” şeklinde konuştu.
Milletvekili Eleni Theochorous, Bakan Davutoğlu’nun cevabını dinledikten sonra masadan kalktı. Theochorous, ardından Plan Bütçe Komisyonu Başkanı AK Parti Milletvekili Lütfi Elvan’nın bulunduğu alana yönelerek, çok kısa bir süre konuştu.
Elvan ile tokalaşan parlamenter, ardından salonu terk etti.
Bakan Davutoğlu ise İngilizce olarak milletvekiline ilk bu soruyu cevaplayacağını aktardı. Tüm sorulara toplu olarak cevap veren Davutoğlu, “Sayın Theochorous ayrılacağı için önce bu soruya yanıt vereceğim. Kıbrıs konusunda karşılıklı argümanlarımızı söyleyebiliriz. Birçok görüşü dile getirebiliriz. Ancak suçlamalar yaparken herkesin dikkatli olması lazım. Kıbrıs’taki insan hakları konusunda acaba Rumların mı yoksa Türklerin mi daha çok insan hakkı ihlal ediliyor? Rumlar mı istedikleri yere rahatlıkla gidebiliyorlar, Türkler mi gidebiliyorlar? Bugün Kıbrıs Türkleri bize verilen sözlere rağmen resmi futbol maçı bile oynayamıyor. Ticaret yapamıyor. İnsanoğlunun en temel unsurlarından istifade edemiyor. Kıbrıs Rumları ise AB’nin kendilerine tanıdığı ayrıcalıklı tavır dolayısı ile her türlü imkâna sahipler. Bizim oradaki ordu mevcudiyetimizden bahsediyorsunuz. Biz oraya bir gün sabah uyanıp hadi Kıbrıs’a gidelim diye Türk ordusu gitmedi. Sampson diye aynı Beşar Esad zihniyetli bir adam, o günkü meşru Kıbrıs yönetimi devirdiği için uluslar arası haklarımızı kullanmak için gittik. O gün gidilmemiş olsaydı oradaki Türkleri Bosna’daki Boşnaklar gibi katledip, sürecekti, Rumlara da en büyük zulmü yapacaktı. Biz haklarımızı kullanarak oraya gittik. Uluslar arası hak ihlali yapmadık.” dedi.
2004 yılında, Kıbrıs Barış Planı’nın kabul edilmesi halinde, Türkiye’nin Yunanistan ile sembolik bir birliğinin olacağını aktaran Davutoğlu, “Geri kalan tüm askerlerimiz çekilmiş olacaktı. Bu plana Kıbrıs Türkleri mi Rumları mı kaşı çıktı? 2004’te kararı siz verdiniz sayın bayan. Verdiğiniz karar ile orada güvence oluşturduğumuz askeri mevcudiyetimizin kalması zorunluluk haline geldi. Başka bir karar vermiş olsaydınız, adanın birleşmesi yönünde karar verseydiniz, o zaman sizin partiniz buna yakın bir tutum sergiliyordu, bugün bu konuşmayı yapma ihtiyacı hissetmeyecektik. Keşke öyle olsaydı. Keşke siz burada bugün tanımadığımız bir ülkenin milletvekili olarak değil, birleşmiş barış içinde yaşayan bir Kıbrıs’ın milletvekili olarak buraya gelmiş olsaydınız. Böyle olmadıysa bunun sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti değildir.” şeklinde konuştu.
Milletvekili Eleni Theochorous, Bakan Davutoğlu’nun cevabını dinledikten sonra masadan kalktı. Theochorous, ardından Plan Bütçe Komisyonu Başkanı AK Parti Milletvekili Lütfi Elvan’nın bulunduğu alana yönelerek, çok kısa bir süre konuştu.
Elvan ile tokalaşan parlamenter, ardından salonu terk etti.