Soylu: Bu Millet, Tayyip Erdoğan'ı Vermemek İçin İnat Etmektedir
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, milletin sevdiği evlatları elinden alarak gözünü korkutmaya çalışanların olduğunu söyledi.Soylu, "Bu milletin Özal'ını aldılar, bu milletin Menderes'ini aldılar. Ama içtenlikle belirtiyorum, bu millet Tayyip Erdoğan'ı vermemek için inat etmektedir." dedi.
AK Parti İl Teşkilatı'nın İl Danışma Meclisi toplantısına katılmak üzere Kahramanmaraş’a gelen Süleyman Soylu, Sabancı Kültür Merkezi'nde partililere seslendi. Konuşmasına gündeme dair açıklamalarda bulunan Soylu, Türkiye'de 2 tür seçim olduğunu belirtti.
Türkiye’nin 2014 yılında önemli bir seçim sürecine gireceğini işaret eden Soylu, "Türkiye’de 2 tür seçim vardı. Bunlardan biri sonuç diğeri de değişim seçimidir. Sonuç seçiminde belediye başkanını, milletvekilini seçilirsiniz. Onlarda ülkenize hizmet eder. Ama Türkiye’de birde 14 Mayıs 1950, 6 Kasım 1983 ve 3 Kasım 2002 gibi önemli gelişmelerin yaşandığı değişim seçimleri vardır. 3 Kasım 2002 seçimleri, 1950'den de 1983'den de çok daha önemli olan çünkü sürdürülebilirliği olan bir seçimdir. Türkiye’nin en önemli seçimine doğru gidiyoruz. 2014 seçimleri sadece belediye seçiminden ibaret değildir. Cumhuriyet tarihinde 1925 yılında başlayan bir meselenin tamamen millet iktidarına dönmesinin ta kendisi olacaktır. Bu millet cumhuriyeti birlikte kurdu. Ondan sonra bu milletin dindarlarını, köylülerini, gayri Müslimlerini, alevilerini, kütlerini ötekileştiren bir zihniyet ortaya koydular. Yıllardan beri bu milletin evlatları onlarla birlikte olabilmek için mücadele vermekte ve bu milleti parçalayıp bu milletin enerjisini toprağa gömmek isteyenlerde onları ayrıştırmak için ellerinden gelen gayreti göstermektedirler. Bu milletin Özal’ını aldılar, Menderesini aldılar. Bu milletin sevdiği evlatlarını alarak gözünü korkutmaya çalışıyorlar. Ama bu millet Tayyip Erdoğan’ı onlara vermemek için inat ediyor. AK parti, Türkiye’nin tekrar bir araya gelerek yarınlarına birlik ve beraberlik içerisinde gitmesinin en önemli teminatlarından birisidir." diye konuştu.
"TÜRKİYEDE PARLEMENTER SİSTEM BÜROKRASİNİN REHİNESİDİR"
Parlamenter sistemin Türkiye’nin birçok konuda geri kalmışlığının en temel nedenleri arasında sayılabileceğini savunan Soylu, "Başkanlık sisteminin ülkeye neler getireceğini takip eden birsiyim. Biz parlamenter sistemin özü kötü demiyoruz. Ama Türkiye’de parlamenter sistem bürokrasinin rehinesidir. Çünkü bürokrasi parlamenter sistemi bina etmiştir. Hareket kabiliyetini kısıtlayarak esnekliğini önlüyor. Türkiye’deki cinsiyet meselesini bu sistemle çözemezsiniz. Demokratik çözümün bu kadar uzamasının en temel nedenlerinde bir tanesi, siyasetin insanların düşünceleri arasında sıkışması ve çözüm üretememesidir. Bu nedenle bir sistem oluşturmakla mükellefiz. Başbakanımız bu sistemi sadece Ak Parti için önermiyor. Türkiye’nin 150 yıl sonrası için istiyor." ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ İTİLAFLARI ORTAK BİR DİLLE ÇÖZME İRADESİNDEN SAPMAMIŞTI"
AK Partinin iktidara geldiği günden bu yana, ülkede demokratikleşme programı uyguladığını anlatan Soylu sözlerini şöyle sürdürdü: "AK Parti Türkiye’deki itilafları ortak bir dille çözmeye çalışma iradesinden hiçbir zaman sapmamıştır. Dünün ötekileştirilenleriyle birlikte, bu gün yeni bir Türkiye imar etme anlayışımız söz konusudur. Birlik ve beraberliği en iyi şekilde sürdürebilme anlayışı söz konusudur. Türkiye’de millet 2002 yılında yeniden iktidara net bir şekilde tavır koydu. Ak partinin iktidara gelişi 10 yıllık bir sıçramanın temel nedenlerinden biridir. Bu durum cumhuriyet tarihinin büyük bir fırsatıdır. Geçmişin tahribatını tamir ederek, geleceğimizi geçmişimiz gibi görmek istemiyoruz."
"O İLMİKLER MİLLETİN BOĞAZINA ATILMIŞTIR"
17 Eylül 1961’de Adnan Menderes, Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edilmesiyle insanlara bir mesaj verildiğini söyleyen Soylu, "Bu idamlarla, Türkiye’yi dönüşmek ve geliştirmek sizin haddiniz değil. Biz istersek dönüştürürüz. Sizin dininizi ve milli kimliğinizi biz imar ederiz mesajı verdiler. O ilmik onların boğazına takılmadı. Milletin boğazına takılmıştır." dedi.
Türkiye’nin geçmişte ekonomik ve demokratik alanda 3 önemli atılım gerçekleştirdiğini aktaran Soylu, 1960 ve sonrasında bu atılımlara müsaade edilmediğini kaydetti.
Geçmişte insanların sorgusuz sualsiz askeri mahkemelerde yargılandığını anımsatan Soylu, şöyle devam etti: "Türkiye geçmişte ekonomik ve demokratik alanda 3 temel sıçrama yaşadı. Bunların birincisi 1960 döneminde Adnan Menderes iktidar olduğunda gerçekleştirdi. Arkasından Türkiye bütün dini yayınların yasaklandığı, inanç özgürlüklerine kısıtlamaların getirildiği ve insanların zorla hapse atıldığı yıllardan geçti. Bu sürecin ardından ülke Turgut Özal’la birlikte yeniden ekonomik ve demokratik bir sıçrama yakaladı. 1980 ve 1983 yılı tüm zihin duvarlarımızı yıktı. İlk kez inançlı insanlar bu memleketin bizde vatandaşıyız diyeceği bir noktaya uzandılar. Ama buna da müsaade etmediler. Milleti büyük ekonomik krizlerle, terör mücadeleleriyle karşı karşıya bıraktılar. Ardından da 28 Şubatla neredeyse bu milleti şaşkına çevirdiler."
Konuşmaların ardından, AK Parti İl Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, Soylu'ya Kahramanmaraş’a özgü ceviz oyma sandık hediye etti. Daha sonra Soylu, TBMM Başkanvekili Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Türkiye Parlamenterler Birliği Başkanı Nevzat Pakdil, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, milletvekilleri Yıldırım Ramazanoğlu ve Sıtkı Güvenç Demokrat Partiden, AK Parti'ye katılan 13 üyeye rozet taktı.
Türkiye’nin 2014 yılında önemli bir seçim sürecine gireceğini işaret eden Soylu, "Türkiye’de 2 tür seçim vardı. Bunlardan biri sonuç diğeri de değişim seçimidir. Sonuç seçiminde belediye başkanını, milletvekilini seçilirsiniz. Onlarda ülkenize hizmet eder. Ama Türkiye’de birde 14 Mayıs 1950, 6 Kasım 1983 ve 3 Kasım 2002 gibi önemli gelişmelerin yaşandığı değişim seçimleri vardır. 3 Kasım 2002 seçimleri, 1950'den de 1983'den de çok daha önemli olan çünkü sürdürülebilirliği olan bir seçimdir. Türkiye’nin en önemli seçimine doğru gidiyoruz. 2014 seçimleri sadece belediye seçiminden ibaret değildir. Cumhuriyet tarihinde 1925 yılında başlayan bir meselenin tamamen millet iktidarına dönmesinin ta kendisi olacaktır. Bu millet cumhuriyeti birlikte kurdu. Ondan sonra bu milletin dindarlarını, köylülerini, gayri Müslimlerini, alevilerini, kütlerini ötekileştiren bir zihniyet ortaya koydular. Yıllardan beri bu milletin evlatları onlarla birlikte olabilmek için mücadele vermekte ve bu milleti parçalayıp bu milletin enerjisini toprağa gömmek isteyenlerde onları ayrıştırmak için ellerinden gelen gayreti göstermektedirler. Bu milletin Özal’ını aldılar, Menderesini aldılar. Bu milletin sevdiği evlatlarını alarak gözünü korkutmaya çalışıyorlar. Ama bu millet Tayyip Erdoğan’ı onlara vermemek için inat ediyor. AK parti, Türkiye’nin tekrar bir araya gelerek yarınlarına birlik ve beraberlik içerisinde gitmesinin en önemli teminatlarından birisidir." diye konuştu.
"TÜRKİYEDE PARLEMENTER SİSTEM BÜROKRASİNİN REHİNESİDİR"
Parlamenter sistemin Türkiye’nin birçok konuda geri kalmışlığının en temel nedenleri arasında sayılabileceğini savunan Soylu, "Başkanlık sisteminin ülkeye neler getireceğini takip eden birsiyim. Biz parlamenter sistemin özü kötü demiyoruz. Ama Türkiye’de parlamenter sistem bürokrasinin rehinesidir. Çünkü bürokrasi parlamenter sistemi bina etmiştir. Hareket kabiliyetini kısıtlayarak esnekliğini önlüyor. Türkiye’deki cinsiyet meselesini bu sistemle çözemezsiniz. Demokratik çözümün bu kadar uzamasının en temel nedenlerinde bir tanesi, siyasetin insanların düşünceleri arasında sıkışması ve çözüm üretememesidir. Bu nedenle bir sistem oluşturmakla mükellefiz. Başbakanımız bu sistemi sadece Ak Parti için önermiyor. Türkiye’nin 150 yıl sonrası için istiyor." ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ İTİLAFLARI ORTAK BİR DİLLE ÇÖZME İRADESİNDEN SAPMAMIŞTI"
AK Partinin iktidara geldiği günden bu yana, ülkede demokratikleşme programı uyguladığını anlatan Soylu sözlerini şöyle sürdürdü: "AK Parti Türkiye’deki itilafları ortak bir dille çözmeye çalışma iradesinden hiçbir zaman sapmamıştır. Dünün ötekileştirilenleriyle birlikte, bu gün yeni bir Türkiye imar etme anlayışımız söz konusudur. Birlik ve beraberliği en iyi şekilde sürdürebilme anlayışı söz konusudur. Türkiye’de millet 2002 yılında yeniden iktidara net bir şekilde tavır koydu. Ak partinin iktidara gelişi 10 yıllık bir sıçramanın temel nedenlerinden biridir. Bu durum cumhuriyet tarihinin büyük bir fırsatıdır. Geçmişin tahribatını tamir ederek, geleceğimizi geçmişimiz gibi görmek istemiyoruz."
"O İLMİKLER MİLLETİN BOĞAZINA ATILMIŞTIR"
17 Eylül 1961’de Adnan Menderes, Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edilmesiyle insanlara bir mesaj verildiğini söyleyen Soylu, "Bu idamlarla, Türkiye’yi dönüşmek ve geliştirmek sizin haddiniz değil. Biz istersek dönüştürürüz. Sizin dininizi ve milli kimliğinizi biz imar ederiz mesajı verdiler. O ilmik onların boğazına takılmadı. Milletin boğazına takılmıştır." dedi.
Türkiye’nin geçmişte ekonomik ve demokratik alanda 3 önemli atılım gerçekleştirdiğini aktaran Soylu, 1960 ve sonrasında bu atılımlara müsaade edilmediğini kaydetti.
Geçmişte insanların sorgusuz sualsiz askeri mahkemelerde yargılandığını anımsatan Soylu, şöyle devam etti: "Türkiye geçmişte ekonomik ve demokratik alanda 3 temel sıçrama yaşadı. Bunların birincisi 1960 döneminde Adnan Menderes iktidar olduğunda gerçekleştirdi. Arkasından Türkiye bütün dini yayınların yasaklandığı, inanç özgürlüklerine kısıtlamaların getirildiği ve insanların zorla hapse atıldığı yıllardan geçti. Bu sürecin ardından ülke Turgut Özal’la birlikte yeniden ekonomik ve demokratik bir sıçrama yakaladı. 1980 ve 1983 yılı tüm zihin duvarlarımızı yıktı. İlk kez inançlı insanlar bu memleketin bizde vatandaşıyız diyeceği bir noktaya uzandılar. Ama buna da müsaade etmediler. Milleti büyük ekonomik krizlerle, terör mücadeleleriyle karşı karşıya bıraktılar. Ardından da 28 Şubatla neredeyse bu milleti şaşkına çevirdiler."
Konuşmaların ardından, AK Parti İl Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, Soylu'ya Kahramanmaraş’a özgü ceviz oyma sandık hediye etti. Daha sonra Soylu, TBMM Başkanvekili Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Türkiye Parlamenterler Birliği Başkanı Nevzat Pakdil, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, milletvekilleri Yıldırım Ramazanoğlu ve Sıtkı Güvenç Demokrat Partiden, AK Parti'ye katılan 13 üyeye rozet taktı.