Yazıcı: 'Öğrenci Andında Irkçılığı Öne Çıkaran Sözcükler Vardı”

Rize’de, gündeme dair açıklamalarda bulunan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, öğrenci andında ırkçılığı öne çıkartan kelimeler bulunduğunu, ana dilde eğitimin ülkeyi bölmeyeceğini söyledi.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Rize’nin Çayeli ilçesinde basın mensupları ile bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme getirilen seçim sistemi değişikliği ile ilgili en mantıklı uygulamanın daraltılmış seçim sistemi uygulaması olduğuna dikkat çeken Yazıcı, şöyle konuştu: “Ben seçim sistemi üzerindeki tartışmaların hangi partiye ne kazandırıp ne kazandırmayacağının değerlendirmesini yapmayacağım. Çünkü biz bu tip düzenlemeleri yaparken ülkeye ne getiriyor ne sağlıyor, demokratik görüntü açısından ülkenin kazanımları ne ona bakıyoruz. Sayın Başbakanımızın açıklamaları ile ortaya seçenek koyduk. İsteniyorsa mevcut sistemle devam edilsin istenmiyorsa değiştirilsin şeklinde. İkinci seçenekte ise; daraltılmış bölge yüzde 5 baraj. Bu da uygun görülmüyorsa dar bölge sıfır baraj. Dar bölgeden anlaşılması gereken şu. Türkiye 550 milletvekili çıkartıyor. Tüm Türkiye 550 seçim bölgesine ayrılır. Her seçim bölgesinden bir milletvekili seçilir. O zaman seçim barajına gerek yok. Zaten orada en çok oyu alan seçilmiş olacak baraja gerek kalmayacak. Bu çok doğal bir şey. İkinci seçenekte ise seçim bölgelerini en fazla 5 kişi olacak şekilde daraltalım. Baraj yüzde 5’e düşsün. Benim şahsi kanaatim bu seçenek daha doğru. Dar bölge sıfır baraj sistemine Türkiye henüz hazır değil. Daraltılmış bölge seçim uygulamasını geçmişte tecrübe etmiştik.”

ÖĞRENCİ ANDI IRKÇILIĞI ÖNE ÇIKARAN KELİMELER İÇERİYOR

Yazıcı, öğrenci andının kaldırılması ile ilgili tartışmaları anlamsız olarak değerlendirdi. Öğrenci andının ırkçılığı öne çıkartan sözcükler içerdiğine vurgu yapan Yazıcı, şunları söyledi: “Çok anlamsız buluyorum. Bu iddialar üzerine tek cümle yeter ama biraz açalım. Kim getirmiş bu andımız denen metni. Çok ilginç. Doktor Arif denen bir zat 1930’lu yıllarda Eğitim Bakanlığı yapmış. O tasarlamış, kaleme almış. Önce bir sabah kendi çocuklarına okumuş. Sonra Milli Eğitim Bakanı olması dolayısı ile bütün okullara bunu teşvik etmiş. Bu andın içerisinde doğru sözcükler var. Yanlış olan sözcükler var. Irkçılığı öne çıkartan sözcükler var. Dolayısı ile bunları ayıklayalım demek daha büyük bir tartışmaya neden olur. Tümü ile bu mecburiyeti ortadan kaldırmak en doğru yaklaşımdı. Bunun kaldırılması ile elbetteki farklı anlamaları, farklı zorlamaları, söylemek istemediği halde kerhen sözcüklerle bunu ifade etmeleri insanların doğasına fıtratına aykırı bir davranış biçimini de ortadan kaldırmış oluyoruz. Yoksa biz Türk’üz. Her insan kendi etnisitesi ile onun değerleri ile övünür. Ama bunların hiçbiri diğerine üstünlük vesilesi değildir. Siz kendi etnik sitenizi ortaya çıkartır. ‘Ben bununla övünüyorum. Bununla gurur duyuyorum’ diyorsanız. Bir başkasına kendi etnik sitesi ile ortaya çıkar. Bu aslında o alandaki ayrışmayı ortadan kaldırmaz daha da artırır.”
Yazıcı, Sarp Sınır Kapısı’nda bir gümrük muhafaza memurunun sınırı izinsiz geçmeye çalışan iki kişi ile girdiği tartışma sonucunda iki kişiyi silahı ile yaralamasını şöyle değerlendirdi: “Gümrük sahasına giremeyecekleri söylendiğinde fiziki saldırıya geçiyorlar. Bizim oradaki görevlimizi dövmeye başlıyorlar. O can güvenliğini korumak maksadı ile üzerinde bulunan, görevi dolayısı ile taşımak zorunda olduğu silahını kullanıyor. Yaralama oluyor. Bunların olması üzüntü verici. Tabii ki gümrük kapılarının güvenliği önemlidir. Orada daha önce bir takım çete vari yapılanmalar vardı. Bu şikayetleri alıyordum”

ANA DİLDE EĞİTİM ÜLKEYİ BÖLMEZ

Bakan Hayati Yazıcı, ana dilde eğitimin ülkeyi bölmeyeceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Milyonlarca kişinin bölünme gibi bir kaygısı yok. Ama gerekten kaygı duyarlar var. Çok azımsanacak düzeyde olsa da böyle düşünenler var. Ama bunlar gereksiz. Hiçbir kimsenin kendi etnik sitesi ile ilgili bir dil kullanması o dil ile eğitim yapması bu ülkenin bölünmesine yol açmaz. Bizim ortak paydalarımız var. Ortak değer ve kırmızı çizgilerimiz var. Tek devlet, tek vatan, tek bayrak ve tek millet. Bizim millet kavramı ırk tanımını içeren bir kavram değildir. Millet bütünün ismidir.”

Bakanlığında 1.5 yıldır türbanlı kamu personeli çalıştırdığını açıklayan Yazıcı, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her birey inandığı gibi kamu da diğer şartları haiz ise görev alma hakkına sahiptir. Değil kamuda geri kalma, eğitim hakkından yararlanma noktasında bile engellemeler olmuştu. Bunları aştık. Bu demokratikleşme paketi ile bağlantılı olarak kamuda bu tür insanların çalışmasının yolunu açıyoruz. Ben sorumluluğunu taşıdığım bakanlığımda 1.5 yıldan bu yana KPSS sürecinde ve mülakat aşamasında çalıştırmaya başladığımız kamu personelleri arasında başı kapalı kamu görevlileri de var. Bana bu sorulduğunda ‘başı kapamak dinsel bir özgürlüğün gereği ise bir hak ise yönetmelik ile bu alanı kısıtlayamazsınız. Yasak bir engel yok. Olmadığına göre yasa niteliğindeki normu ve Türkiye’nin taahhüt altına girdiği uluslar arası anlaşmaları dikkate alarak bunların başlarını kapatarak çalışabilecekleri kanısındayım."
Bakan Yazıcı’ya burada Çayelispor’a desteklerinden dolayı üzerinde adı yazılan bir forma hediye edildi. Yazıcı formayı alırken “size ne desteği verdim. Hatırlamadım” demesi dikkat çekti

Kaynak: İHA