'Bir Doktorumuzun 10 Hastayı Aynı Anda Muayene Ettiği Günler Geride Kaldı'
AK Parti Kayseri Milletvekili Dr. İsmail Tamer, 10 yıl öncesinde sağlıkta verilen hizmetin zorluğunu ve çekilen sıkıntıları dile getirdi.
Vatandaşın doğru bir sağlık hizmeti almadığını belirten Tamer, “SSK Hastanesindeki bir doktorumuz 200 hastayı muayene ederdi. Odasına hastaları 10 kişi olarak alırdı. Daha hastanın ağzında bir kelime çıkar çıkmaz ilacını yazardı. Bugün ise insanlarımız istediği doktor tercihini yapıyor ve kaliteli bir hizmet alıyor.” dedi.
Türkiye Serbest Muhasebeci, Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Kayseri Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası tarafından düzenlenen 3. Türkiye Sektörel Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu’nda Milletvekili Dr. İsmail Tamer konuşma yaptı. "Biz sağlıktaki gelişimi tıbbı olarak önemli olduğunu söylüyoruz." diyen Dr. İsmail Tamer, bunun yanında, ekonomik ve finansla olarak gelişimin denetiminin muhasebecilere bırakılacağını ama tıbbi yöndeki gelişimde dünyada gelinen noktanın çok önemli olduğunu söyledi.
Dr. Tamer, sağlıkta ilerlemenin, bebek anne ölüm hızları ile değerlendirildiğini aktararak, “Türkiye, gelişmiş ülkelerin 30 yılda yaptığı çalışmalarda, yüzde 30’larda olan bebek ölümlerini binde 8’lere indirdi. Türkiye'nin, bu süreyi yüzde 34’lerden 9 ve 10’lara indirmesi sağlıktaki dönüşümle 10 yılda yapıldı. Sağlığın Türkiye’de önemli oranda geldiği noktadır. Anne ölümleri hızı da böyle. 2003 yılında anne ölüm hızları 100 binde 64’lerde idi. Bugün 16.4’e gelmiştir. Bu, sağlığın nereye geldiğinin göstergesidir. Halkın memnuniyeti ve sağlığa kolay erişimi ve hastanelere gittiğinde aldığı kaliteli sağlık hizmetine verdiği tepki de çok önemlidir.” diye konuştu.
İsmail Tamer, insanların sağlık hizmetinde 2003 yılı öncesindeki memnuniyeti yüzde 39.1 iken, bugün yüzde 76’lara geldiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu, sağlığın nereden nereye geldiğini gösterir. 2003 yılı öncesinde ben de doktordum. Sağlık hizmeti verdik. Sıkıntılar yaşadık. Hastanelerin durumu içler açısı idi. Bir yatakta iki hasta. Kanlı çarşaflar. Değiştirilmeyen eskimiş küvetler ile tıbbi malzemeler. Cerrah olarak ameliyata girerken Türkiye’de siyah ipek dediğimiz bu malzemeyi bulamazdık. Dolaplarımızda sakladığımız ve o ipekleri kullanabilmek ve alabilmek için çok sıkıntılar yaşadık. Geride kaldı bunlar. Kuyruklar vardı. SSK önlerinde bir günde 200 doktor vardı. Karşısına 10’ar kişi alırdı. “Hastaya neyin var” dediğinde, “Migren” derken daha “M” harfi çıkarken ilaç yazarak reçetesini verdiği dönemler vardı. Bazı reçete içerisindeki kalemlerin, ilaçların alınamadığını unutmamalıyız. Bugün öyle değil, ilaç fiyatlarında yüzde 80’lere varan ucuzlama oldu. İlaç sektöründeki finansal değerleri taahhüt etmemiz sıkıntılı idi. O ilaç fiyatlarını, kanser ilaçları bulunmayan ilaçlarda hem indirim hem de ücretsiz verilmesi çok anlamlıydı.”"TÜRKİYE’DEKİ HEMŞİRE SAYISI 400 BİN OLMALI"Dr. İsmail Tamer, Türkiye’de mevcut ebe ve hemşire sayısının 230 bin olduğunu ifade ederek, “Gelişmiş ülkelerde iki hastaya bir hemşire düşüyor. Bizim ülkede de bu şekilde olması için 400 bin hemşireye ihtiyaç var.” dedi.
Tamer, 2023 vizyonundaki sağlıkta da belli yerlere gelinmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: “Bunun için Kamu Hastaneleri Birliği kurduk. Üç tane önemli dala ayırdık. Tıbbı, mali ve idari hizmet olarak. Burada sorumlu arkadaşlar oldu. Sağlığın finansındaki doğru yönetimi yapabilme adına mali birim oluşturuldu. Daha kaliteli sağlık hizmetini ucuz olarak ve hatta ücretsiz vermenin peşindeyiz. Türkiye’de sağlık dönüşüm projesini söylediğimizde bakanımız doktor açığımız olduğunu ifade etti.
Muhalefet o zaman doktor açığı olmadığını belirtti.
Bugün bile 120 bin doktorumuz var. Bu kadar hizmeti verebilmenin sıkıntısı yaşanıyor. 2023’de doktor sayısını 200 bine getirmeyi amaçlıyoruz. Ebe ve hemşirede sayımız 230 bin. Ama ihtiyacımız olan Avrupa’daki ülkelerde olduğu gibi bir hemşireye iki hasta düşmesi için 400 bin hemşireye ihtiyacımız var. Bu sayıların kapatılmasını amaçlıyoruz. Tıp fakültelerine bugün 7 bin 500 öğrenci alıyoruz. Ama bunun 10 binlere çıkması gerekir.” "HALK ADINA DENETİMLER OLMASI GEREKİR"Sempozyumda konuşan DSP Genel Başkanı ve Uluslararası Muhasebe Federasyonu (IFAC) Yönetim Kurulu Üyesi Masum Türker de ''Tekel hakkı verilen bütün işlerin bu ülkede halk adına denetlenmesi gerekir ve bu denetimin artık eskiden olduğu gibi devlet eliyle yürütülmemesi gerekir.'' diye konuştu.
İktidarın, son dönemde en çok övündüğü ve 'reform yaptım' dediği konuların başında sağlık sektörünün geldiğini anlatan Türker, “Bu sektörde yeterli denetim yapılmadığı için reformlar doğru olup, olmadığı bilinmiyor. Başka ülkelerde sağlık alanında reform yapılacağı zaman birçok kesimden görüş alınıyor. Bu sektörü, sağlık camiası dışında bağımsız olarak denetleyen hiç kimse yok.” dedi.
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Nail Sanlı da sempozyumda bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından katılımcılara plaket verildi.
Türkiye Serbest Muhasebeci, Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Kayseri Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası tarafından düzenlenen 3. Türkiye Sektörel Muhasebe Uygulamaları Sempozyumu’nda Milletvekili Dr. İsmail Tamer konuşma yaptı. "Biz sağlıktaki gelişimi tıbbı olarak önemli olduğunu söylüyoruz." diyen Dr. İsmail Tamer, bunun yanında, ekonomik ve finansla olarak gelişimin denetiminin muhasebecilere bırakılacağını ama tıbbi yöndeki gelişimde dünyada gelinen noktanın çok önemli olduğunu söyledi.
Dr. Tamer, sağlıkta ilerlemenin, bebek anne ölüm hızları ile değerlendirildiğini aktararak, “Türkiye, gelişmiş ülkelerin 30 yılda yaptığı çalışmalarda, yüzde 30’larda olan bebek ölümlerini binde 8’lere indirdi. Türkiye'nin, bu süreyi yüzde 34’lerden 9 ve 10’lara indirmesi sağlıktaki dönüşümle 10 yılda yapıldı. Sağlığın Türkiye’de önemli oranda geldiği noktadır. Anne ölümleri hızı da böyle. 2003 yılında anne ölüm hızları 100 binde 64’lerde idi. Bugün 16.4’e gelmiştir. Bu, sağlığın nereye geldiğinin göstergesidir. Halkın memnuniyeti ve sağlığa kolay erişimi ve hastanelere gittiğinde aldığı kaliteli sağlık hizmetine verdiği tepki de çok önemlidir.” diye konuştu.
İsmail Tamer, insanların sağlık hizmetinde 2003 yılı öncesindeki memnuniyeti yüzde 39.1 iken, bugün yüzde 76’lara geldiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu, sağlığın nereden nereye geldiğini gösterir. 2003 yılı öncesinde ben de doktordum. Sağlık hizmeti verdik. Sıkıntılar yaşadık. Hastanelerin durumu içler açısı idi. Bir yatakta iki hasta. Kanlı çarşaflar. Değiştirilmeyen eskimiş küvetler ile tıbbi malzemeler. Cerrah olarak ameliyata girerken Türkiye’de siyah ipek dediğimiz bu malzemeyi bulamazdık. Dolaplarımızda sakladığımız ve o ipekleri kullanabilmek ve alabilmek için çok sıkıntılar yaşadık. Geride kaldı bunlar. Kuyruklar vardı. SSK önlerinde bir günde 200 doktor vardı. Karşısına 10’ar kişi alırdı. “Hastaya neyin var” dediğinde, “Migren” derken daha “M” harfi çıkarken ilaç yazarak reçetesini verdiği dönemler vardı. Bazı reçete içerisindeki kalemlerin, ilaçların alınamadığını unutmamalıyız. Bugün öyle değil, ilaç fiyatlarında yüzde 80’lere varan ucuzlama oldu. İlaç sektöründeki finansal değerleri taahhüt etmemiz sıkıntılı idi. O ilaç fiyatlarını, kanser ilaçları bulunmayan ilaçlarda hem indirim hem de ücretsiz verilmesi çok anlamlıydı.”"TÜRKİYE’DEKİ HEMŞİRE SAYISI 400 BİN OLMALI"Dr. İsmail Tamer, Türkiye’de mevcut ebe ve hemşire sayısının 230 bin olduğunu ifade ederek, “Gelişmiş ülkelerde iki hastaya bir hemşire düşüyor. Bizim ülkede de bu şekilde olması için 400 bin hemşireye ihtiyaç var.” dedi.
Tamer, 2023 vizyonundaki sağlıkta da belli yerlere gelinmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: “Bunun için Kamu Hastaneleri Birliği kurduk. Üç tane önemli dala ayırdık. Tıbbı, mali ve idari hizmet olarak. Burada sorumlu arkadaşlar oldu. Sağlığın finansındaki doğru yönetimi yapabilme adına mali birim oluşturuldu. Daha kaliteli sağlık hizmetini ucuz olarak ve hatta ücretsiz vermenin peşindeyiz. Türkiye’de sağlık dönüşüm projesini söylediğimizde bakanımız doktor açığımız olduğunu ifade etti.
Muhalefet o zaman doktor açığı olmadığını belirtti.
Bugün bile 120 bin doktorumuz var. Bu kadar hizmeti verebilmenin sıkıntısı yaşanıyor. 2023’de doktor sayısını 200 bine getirmeyi amaçlıyoruz. Ebe ve hemşirede sayımız 230 bin. Ama ihtiyacımız olan Avrupa’daki ülkelerde olduğu gibi bir hemşireye iki hasta düşmesi için 400 bin hemşireye ihtiyacımız var. Bu sayıların kapatılmasını amaçlıyoruz. Tıp fakültelerine bugün 7 bin 500 öğrenci alıyoruz. Ama bunun 10 binlere çıkması gerekir.” "HALK ADINA DENETİMLER OLMASI GEREKİR"Sempozyumda konuşan DSP Genel Başkanı ve Uluslararası Muhasebe Federasyonu (IFAC) Yönetim Kurulu Üyesi Masum Türker de ''Tekel hakkı verilen bütün işlerin bu ülkede halk adına denetlenmesi gerekir ve bu denetimin artık eskiden olduğu gibi devlet eliyle yürütülmemesi gerekir.'' diye konuştu.
İktidarın, son dönemde en çok övündüğü ve 'reform yaptım' dediği konuların başında sağlık sektörünün geldiğini anlatan Türker, “Bu sektörde yeterli denetim yapılmadığı için reformlar doğru olup, olmadığı bilinmiyor. Başka ülkelerde sağlık alanında reform yapılacağı zaman birçok kesimden görüş alınıyor. Bu sektörü, sağlık camiası dışında bağımsız olarak denetleyen hiç kimse yok.” dedi.
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Nail Sanlı da sempozyumda bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından katılımcılara plaket verildi.