AK Parti'li Ünal: Sabotajların Peşine Düşüp Süreci Terk Etmemek Lazım
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Fransa’da 3 PKK’lının öldürülmesi ile ilgili, “Sabotajların peşine düşüp süreci terk etmemek lazım.” dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Çalışan Gazeteciler Günü dolayısı ile Parlamento Muhabirleri Derneği’ni ziyaret etti. Ünal, burada gündeme ilişkin soruları yanıtladı. İmralı ile gerçekleştirilen görüşmelerle ilgili soru üzerine Ünal, “Terörü sonlandırmak için tüm enstrümanları ve mekanizmaların kullanıldığı bir süreç yönetiliyor. Terörü sonlandırmak için devletin bu sorunu çözmek gibi bir iradesi varsa bir çok enstrümanı hayata geçirmek zorundasınız. İspanya ve İngiltere örneği de böyle. Bu süreçlerde istihbarat teşkilatları aktif rol alıyorlar.” dedi.
Yeni bir süreç başlatılmadığını söyleyen Ünal, “1990’dan bu yana kadar fiili olarak, etkin şekilde akan kanı sonlandırmak için bir süreç yönetiyoruz. Burada ‘yeni bir süreç’ ya da “flaş flaş Öcalan’ın istekleri’, ‘müzakere süreci’ gibi çerçevelemek bir yönüyle sürece zarar veriyor. Terör gibi kanın bulaştığı hassas konular, toplumun tüm kesimlerinin üzerinde hassasiyetle durduğu meseleler. Herkese sorumluluk düşüyor.” diye konuştu.
Bazen bir meselenin konuşulmasının, meselenin özünün önüne geçtiğine dikkat çeken Ünal, şöyle devam etti: “Sürekli sıcak tutmak, meselenin kendisine zarar verir. Dolayısı ile yapılması gerekenleri devlet yapıyor. Burada siyasete düşen görev, siyasete düşen sorumluluk bu sorunun çözüm sürecinin stabil şekilde, sağlıklı şekilde yürütülmesine ve bu sorunu çözümü konusunda güçlü bir iradenin oluşturulmasına destek vermektir. Yoksa devletin yürüttüğü görüşmelerin içeriğini konuşmak, deşifre etmek, sürece zarar verir. Stratejik ilke akan kanın durması, acıların sonlandırılması. Türkiye’nin enerji kaybına uğradığı terör belasından Türkiye’nin kurtulmasıdır.” Fransa’da 3 PKK’lının öldürülmesi ile ilgili ise Ünal, “Eğer olayları birbirleri ile ilişkilendirir zihin okuma yaparsanız bu gerçeği vermez. Bu hassas konu içerisinde bazı sabotajlar olacaktır. Sabotajların peşine düşüp süreci terk etmemek lazım. Devlet hassas ve dikkatli davranıyor. Siyasilere düşen görev bu sürecin sağlıklı yürütülmesine destek vermektir. Sabotajların peşine düşmek yerine sonuca odaklı süreç yönetimi sonuca ulaşmalı.” değerlendirmesini yaptı .
Yeni bir süreç başlatılmadığını söyleyen Ünal, “1990’dan bu yana kadar fiili olarak, etkin şekilde akan kanı sonlandırmak için bir süreç yönetiyoruz. Burada ‘yeni bir süreç’ ya da “flaş flaş Öcalan’ın istekleri’, ‘müzakere süreci’ gibi çerçevelemek bir yönüyle sürece zarar veriyor. Terör gibi kanın bulaştığı hassas konular, toplumun tüm kesimlerinin üzerinde hassasiyetle durduğu meseleler. Herkese sorumluluk düşüyor.” diye konuştu.
Bazen bir meselenin konuşulmasının, meselenin özünün önüne geçtiğine dikkat çeken Ünal, şöyle devam etti: “Sürekli sıcak tutmak, meselenin kendisine zarar verir. Dolayısı ile yapılması gerekenleri devlet yapıyor. Burada siyasete düşen görev, siyasete düşen sorumluluk bu sorunun çözüm sürecinin stabil şekilde, sağlıklı şekilde yürütülmesine ve bu sorunu çözümü konusunda güçlü bir iradenin oluşturulmasına destek vermektir. Yoksa devletin yürüttüğü görüşmelerin içeriğini konuşmak, deşifre etmek, sürece zarar verir. Stratejik ilke akan kanın durması, acıların sonlandırılması. Türkiye’nin enerji kaybına uğradığı terör belasından Türkiye’nin kurtulmasıdır.” Fransa’da 3 PKK’lının öldürülmesi ile ilgili ise Ünal, “Eğer olayları birbirleri ile ilişkilendirir zihin okuma yaparsanız bu gerçeği vermez. Bu hassas konu içerisinde bazı sabotajlar olacaktır. Sabotajların peşine düşüp süreci terk etmemek lazım. Devlet hassas ve dikkatli davranıyor. Siyasilere düşen görev bu sürecin sağlıklı yürütülmesine destek vermektir. Sabotajların peşine düşmek yerine sonuca odaklı süreç yönetimi sonuca ulaşmalı.” değerlendirmesini yaptı .