Dü’de Bakanlık - Üniversite - Sanayi İşbirliği Paneli Yapıldı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü ile Düzce Üniversitesi tarafından TÜBİTAK, KOSGEB ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destek programlarının da tanıtıldığı Bakanlık, Üniversitesi, Sanayi İşbirliği paneli yapıldı.

Dü’de Bakanlık - Üniversite - Sanayi İşbirliği Paneli Yapıldı
Düzce Üniversitesi (DÜ) Konferans Salonunda gerçekleştirilen panel geniş katılımla yapıldı. Panelde açılış konuşmasını yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Erdal Gevrek, bilginin merkezinde üniversitenin yer aldığını belirterek bilginin üretilmesi kadar kullanılmasının çok önemli olduğunu söyledi.

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Büyük, Bilgi ile para Teknoparkta bir araya geldiğini söyledi.

Büyük, “Bilgi, sanayi bir araya geldiği zaman çok büyük bir güç ortaya çıkıyor. Birliktelik her zaman olması lazımdır. Bir araya gelmek başlangıçtır. Bir arada kalmak ilerlemektir. Beraber çalışmak başarıdır. İnşallah bundan sonra biz bu işi başaracağız” dedi.

DÜ Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, Üniversite sanayi işbirliği hepimizin konuştuğu fakat bir türlü hayata geçiremediği ve her seferinde bundan sonra inşallah hayata geçireceğiz dediğimiz bir konu. Üniversitemiz ise bu konuda çok büyük adımlar attı. Genç bir üniversite olmamıza rağmen biz sanayi ile işbirliğinde uzun bir yol aldık. Örneğin Türkiye’nin çok az üniversitesinde olan istihdam garantili programlara sahibiz. Yani öğrencilerimiz sanayi kuruluşlarımızda hem eğitiliyorlar hem de burs alıyorlar ve çıkışta istihdam garantisine sahip olarak o iş yerlerinde çalışıyorlar. Bir anlamda hem biz yetiştiriyoruz hem de sanayici yetiştiriyor. Kaliteli insan yetiştirmek çok önemli. Biz her şeyden önce çalışmayı seven çalışmayı bilen araştırmayı seven araştırmayı bilen soru sormayı seven soru sormayı bilen yenilikçi, bilişimci, yaratıcı insan gücünü yetiştirebilelim üniversite bunun için çok geç, son durak. Bütün eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması gerekiyor ki, üniversitenin çıktısı da iş gücüne katlayabilsin” diye konuştu.

Vali Adnan Yılmaz, değişim, gelişim, bilginin kullanılması, üretime dayalı sanayi ve işbirliği konularına vurgu yaparak “Toplumsal refahın gelişmesi bilimsel ve teknolojik çalışmaların imkanlarından etkin bir şekilde yararlanmakla sağlanabilir. Bilimsel ve teknolojik gelişme var olan imkanların kısa sürede iyi kullanılması ile sağlanabilir. Gelişme, toplumda bilimsel düşünceyi hayat tarzı haline getirmekle sağlanır. Bilgi birikimini üretime dönüştürmenin en önemli araçlarından biri üniversite-sanayi işbirliğidir. Üniversitelerde elde edilen temel ve teorik bilgilerin uygulamaya dönüştürülmesinin güzel bir aracı olarak üniversite-sanayi işbirliği çeşitli ülkelerde kullanılmaktadır. Bu işbirliği yoluyla sanayinin ihtiyacı olan teknolojik bilgi üniversitelerden ihtiyacı olan firmalara aktarılmaktadır. Kıt kaynakların rasyonel kullanılması açısından bu kuruluşların işbirliğine ihtiyaçları vardır. Ülkemizde sanayi ile üniversiteler arasındaki işbirliği ve dayanışma istenilen seviyelerde olmadığı gibi, sanayinin üniversite ile, üniversitenin de sanayi ile bütünleşmesi arzu edilen ölçülerin çok altında gerçekleşmiştir. Bunda üniversitelerin kendilerini iyi tanıtamamalarının etkisi olduğu gibi, sanayinin teknolojik araştırmalara yönelen bir yapısının olmayışının da önemli bir rolü bulunmaktadır. Teknoloji transferi yoluyla üretim yapan Türk sanayisinin, son yıllara kadar yapısında fazla bir değişiklik olmamıştır. Ancak Türk sanayi dışa açık ekonomi politikası doğrultusunda dışarıdan alınan lisanslarla üretim yapan yapısını Türkiye’de değişen ekonomi politikaları doğrultusunda, dış ortaklıklarla yenilemeye çalışmış, fakat yurt içi yurt dışı pazarda sürekli rekabet edecek bir yapılanmaya henüz kavuşamamıştır” dedi.

Teknoparkların önemine değinen Vali Adnan Yılmaz, “Teknoparklar üniversitelerin veya araştırma kuruluşlarının tahsis etmiş olduğu mekanlarda yeni teknolojilere ulaşma arzusunda olan ve bu tür teknolojileri özümseme yeteneği olan girişimcilerin yer aldığı kuruluşlardır. Bu kuruluşlar temel birimler alanında geniş araştırma kapasitesi olan teknik üniversitelerin alt yapısından ve işbirliğinden yararlanan araştırma ağırlıklı kuruluşlardır. Teknoparklar içinde yer alan firmalar açısından teknoloji geliştirme, uygulama ve ticarileştirme faaliyetleri öncelik taşımaktadır. Teknopark uygulaması üniversitenin teorik ve temel bilgilerinden yararlanarak, uluslararası rekabet imkanlarını arttırmak için, ürün kalitesinin iyileştirilmesi, yeni ürün ve üretim özelliklerinin geliştirilmesi çalışmasıdır. Gelişmiş birçok ülkenin teknopark uygulamaları, İkinci Dünya Savaşından sonra başarı ile uygulamaya konularak, ülkelerin sanayilerinin teknoloji ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Amerika Birleşik Devletleri’nin California eyaletinde Silikon Vadi gibi çok gelişmiş, ün kazanmış teknopark uygulama alanları bulunmaktadır. Birçok gelişmiş batı ülkelerinde de Teknopark uygulamaları, bu ülkelerin ekonomik gelişme programları içinde önemli bir araç olarak görülmüş, sayıları hızla artmıştır. Teknoparkların ek istihdam oluşturmaları imkânları yanında küçük işletmeler aracı ile de teknolojik yenilikleri uygulamaya koyması yönünden de önemli bir potansiyel taşıdıkları uygulamalardan ortaya çıkmış, özellikle İngiltere başta olmak üzere Batı Avrupa ülkelerinde yaygın bir uygulama alanı bulmuştur. Türkiye’de Teknopark uygulaması 1980’li yılların ortalarında gündeme gelmiş, İstanbul Sanayi Ticaret Odası ve İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliği ile 1985 yılında uygulaması başlatılmıştır. Bu Teknopark 1986 yılında faaliyete geçmiştir. Daha sonraki yıllarda İstanbul Teknik Üniversitesiyle KOSGEB arasında imzalanan bir antlaşma gereğince, Teknopark Teknolojik Geliştirme Merkezi adı altında faaliyetini sürdürmektedir. Ankara Ortadoğu Teknik Üniversitesi bünyesinde kuruluşunu tamamlayan Teknopark’la birlikte İzmit Gebze TÜBİTAK, MAM içerisinde oluşturulan Teknoparklar faaliyetlerini sürdürmektedir. Bugün 33’ü aktif 47’ye çıkmıştır. Üniversite sanayi işbirliği ile açılan Teknopark uygulamaları ümit vericidir. Üniversite-sanayi işbirliğine hem üniversitenin hem de sanayicinin beklentilerinin çakıştığı hallerde, bu işbirliği daha kolay yapılabilecektir. Üniversiteliler yapıları itibarı ile eğitim görevi yapan, bilim üretme ağırlıklı yayın çıkarma ve dünya bilimine katkıda bulunma amaçlı temel bilgi üreten kuruluşlardır. Sanayi bilimin çıktıları olan teknoloji ile ilgilenmektedir. Sanayici zamanla yarışmak problemlerini çok kısa sürede çözmek zorundadır. Ürünü müşteri talepleri doğrultusunda kalite, standart ve sürekli ulusal ve uluslararası pazarda müşteri taleplerin karşılayacak şekilde bulundurmak ve rakip firmalarla rekabet etmek zorundadır. Üretimin gereği olarak bu işlem kesintiye uğramadan, sürekli olması gereken bir faaliyettir. Herhangi bir durumda pazardan çıkıp tekrar ayrı pazara girmenin maliyeti müteşebbis için çok yüksektir. Üniversite sanayi işbirliğinin kolaylaştırılmasına uygun ortamı hazırlamak açısından yapılması gereken faaliyetler şöyle sıralanabilir. Üniversitelerdeki bilim adamlarının sanayicinin geçici olarak çalışmasını sağlayacak yasal düzenleme yapılması gerekmektedir. Sanayide çalışan personele Üniversitedeki bilim adamlarınca seminerler verilmesi, üniversite-sanayi işbirliğinin sağlanmasına, pekişmesine ortam hazırlayacaktır. Sanayide çalışan personele mastır ve doktora programları uygulanması kuruluşlar arası iletişimi kolaylaştıracaktır. Üniversitede yetişmiş personelin sanayide görev alması bu kuruluşlar arasında kolay iletişim sağlama, sanayinin problemini üniversiteye anlatabilmesi ve aynı dili konuşup anlayabilmelerinin sağlayacaktır. Aslında üniversite ile sanayi arasındaki ilişkilerin zayıflamasının en önemli sebeplerinden biri de dil konusudur. Üniversitelerin akademik dili konuşuyor olması sanayinin de pratik dili konuşuyor olması kuruluşlar arasında anlayış farkı doğurmaktadır. Kuruluşlar arasındaki anlayış farkı işbirliğinin hızlanmasını, gelişmesini olumsuz olarak etkilemektedir. Gelişmesini hızla sağlamak zorunda olan Türkiye açısından üniversite ve sanayi işbirliğinin önemi daha da anlamlıdır. Kaynakları kıt ve bu kaynakları maksimum verimle kullanma durumunda olan Türkiye’nin hem genç nüfusu ile hem de bulunduğu coğrafi konumu ve toplumun beklentileri açısından çok çalışması gerekmektedir. Üniversite-sanayi işbirliğinden beklenen fayda sanayinin katma değer üretimini arttıracak, yeniliklerin sanayinin emrine girmesi ve toplumda refah seviyesinin arttırılmasıdır. Diğer taraftan yeni teknoloji bilgilerinin üretilmesi ile bilgi toplumun alt yapısını hazırlayarak 21. Yüzyıla Türkiye’yi hazırlamaktır. 2023, hedeflerine ulaşmak için üniversitelerin başrol oynaması gerekir.

Üniversitelerimiz ile sanayicilerimizin işbirliği yapmaları halinde biz bu hedefe çok rahat ulaşacağız. Bilim ile sanayiyi buluşturup ileri teknolojiye ulaşmamız dileklerimle” dedi.

Vali Adnan Yılmaz’ın konuşmasının ardından panele geçildi. Doç. Dr. Serkan Subaşı’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Şube Müdürü Adnan Erginöz Bakanlık destek programları, Divapan A.Ş. Genel Müdürü Hakan Zengin üniversite sanayi işbirliği, TÜBİTAK Uzmanı Esra Himmetoğlu TÜBİTAK destek programları, Fibrobetan Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Maraşlı üniversite sanayi işbirliği Düzce KOSGEB Destek Programları konusunda bilgiler aktardılar. Panel plaket töreni ile sona erdi .
Kaynak: İHA