'Kadına Şiddet Halk Sağlığı Sorunudur'
Aile ve Sosyal Politikalar Erzurum İl Müdürü Sultan Murat Aydın, kadına şiddetin halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
Aile ve Sosyal Politikalar Erzurum İl Müdürü Sultan Murat Aydın, Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi İçin Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle açıklama yaptı. Aydın, kadına şiddetin insan hakkı ihlalil olduğunu belirtti.
Aydın, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun sayesinde kadına yönelik şiddetin önüne geçilmeye çalışıldığını kaydetti.
Bakanlık olarak kada kadına şiddette sıfır tolerans anlayışı ile yola çıktıklarını dile getiren Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü,"Kadına yönelik şiddetle mücadelede sıfır tolerans anlayışıyla yola çıkan bakanlığımız, kadına şiddeti bir insan hakları ve halk sağlığı ihlali olarak görmekte ve bunu önlemek maksadıyla çeşitli hukuki yaptırımları hazırlamakta ve çeşitli hizmet modellerini devreye sokmaktadır. Unutulmamalıdır ki bir toplumda şiddet yaygınsa, bu toplumun bireylerinin büyük bölümünün beden ve ruh sağlıkları bozuk demektir. Bu nedenle kadına yönelik şiddet bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Beden ve ruh sağlığı bozuk toplumlarda cinayetler, cinnetler ve özkıyımlar artar." dedi.
Sağlıklı toplumların, mutlu yuvaların varlığı ile mümkün olduğuna da değinen Aydın,"Toplumumuzun yapı taşı olan ailenin sağlıklı olması için kadının sağlıklı olması gerekmektedir. Yani sağlıklı kadın, sağlıklı çocuk, sağlıklı aile ve sağlıklı toplum demektir. Kadına yönelik şiddette dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise çocukların durumudur. Aile içinde kadına yönelik şiddetle çocuklara yönelik şiddet arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Yani bir evde aile içi şiddet varsa, o evde yüksek ihtimalle çocuklar da şiddet görmektedir.Çocuklar aile içindeki şiddetten doğrudan, yani fiziksel olarak yaralanarak etkilenirler. Aile içindeki şiddetin çocuklar üzerinde bir başka etkisi tanık olmaları nedeniyledir. Şiddet ortamında büyüyen çocuklar, kendilerine bakıp özen gösteren kişilere, yani annelerine, kardeşlerine duygusal olarak bağlanmakta zorluk yaşayabilirler." diye konuştu.
Kadına yönelik şiddetin yalnızca Türkiye'de değil bütün dünyada ciddi bir toplumsal sorun olarak varlığını sürdürdüğüne de vurgu yapan Aydın, "Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya genelinde hayatında en az bir kez eşi veya yakın ilişki içinde bulunduğu kişi tarafından şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 59’a kadar çıkabilmektedir. Bu konuya ilişkin olarak dünya genelinde sağlıklı ve kapsamlı istatistik sıkıntısı yaşanmaktadır." ifadelerini kullandı .
Aydın, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun sayesinde kadına yönelik şiddetin önüne geçilmeye çalışıldığını kaydetti.
Bakanlık olarak kada kadına şiddette sıfır tolerans anlayışı ile yola çıktıklarını dile getiren Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü,"Kadına yönelik şiddetle mücadelede sıfır tolerans anlayışıyla yola çıkan bakanlığımız, kadına şiddeti bir insan hakları ve halk sağlığı ihlali olarak görmekte ve bunu önlemek maksadıyla çeşitli hukuki yaptırımları hazırlamakta ve çeşitli hizmet modellerini devreye sokmaktadır. Unutulmamalıdır ki bir toplumda şiddet yaygınsa, bu toplumun bireylerinin büyük bölümünün beden ve ruh sağlıkları bozuk demektir. Bu nedenle kadına yönelik şiddet bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Beden ve ruh sağlığı bozuk toplumlarda cinayetler, cinnetler ve özkıyımlar artar." dedi.
Sağlıklı toplumların, mutlu yuvaların varlığı ile mümkün olduğuna da değinen Aydın,"Toplumumuzun yapı taşı olan ailenin sağlıklı olması için kadının sağlıklı olması gerekmektedir. Yani sağlıklı kadın, sağlıklı çocuk, sağlıklı aile ve sağlıklı toplum demektir. Kadına yönelik şiddette dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise çocukların durumudur. Aile içinde kadına yönelik şiddetle çocuklara yönelik şiddet arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Yani bir evde aile içi şiddet varsa, o evde yüksek ihtimalle çocuklar da şiddet görmektedir.Çocuklar aile içindeki şiddetten doğrudan, yani fiziksel olarak yaralanarak etkilenirler. Aile içindeki şiddetin çocuklar üzerinde bir başka etkisi tanık olmaları nedeniyledir. Şiddet ortamında büyüyen çocuklar, kendilerine bakıp özen gösteren kişilere, yani annelerine, kardeşlerine duygusal olarak bağlanmakta zorluk yaşayabilirler." diye konuştu.
Kadına yönelik şiddetin yalnızca Türkiye'de değil bütün dünyada ciddi bir toplumsal sorun olarak varlığını sürdürdüğüne de vurgu yapan Aydın, "Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya genelinde hayatında en az bir kez eşi veya yakın ilişki içinde bulunduğu kişi tarafından şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 59’a kadar çıkabilmektedir. Bu konuya ilişkin olarak dünya genelinde sağlıklı ve kapsamlı istatistik sıkıntısı yaşanmaktadır." ifadelerini kullandı .