Duruşmada, ''adnan Hocacılar'' Operasyonu Olarak Bilinen 1999 Yılındaki Bilim Araştırma Vakfı İle İlgili Soruşturma Kapsamında Gözaltına Alınan Emre Çalıkoğlu, Tanık Olarak Dinlenildi
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 65'i tutuklu 274 sanıklı ''Ergenekon'' davasının 262. duruşması başladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan küçük salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan ve Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 31 tutuklu sanık katıldı.
Duruşmaya, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile men cezası verilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 34 tutuklu sanık gelmedi.
Duruşmada, 1999 yılında ''Adnan Hocacılar'' grubu operasyonu olarak bilinen Bilim Araştırma Vakfı'na yapılan operasyonda gözaltına alınan Emre Çalıkoğlu tanık olarak dinlenildi.
Çalıkoğlu, 12 Kasım 1999 yılında İstanbul Organize Suçlar Şubesi'nce gözaltına alınarak 6 gün işkence gördüğünü belirterek, dönemin şube müdürü olan davanın tutuksuz sanıklarından Adil Serdar Saçan ile gözaltında tutulduğu dönemde diyalogları olduğunu ifade etti.
Çalıkoğlu, ''Kendisini derin devlet diye adlandırdı. Bundan gurur duyduğunu söylediğine, bizzat şahit oldum. 'Ergenekon' soruşturmasından sonra Saçan'ın sözünü ettiği derin devletin 'Ergenekon' yapılanması olduğunu anladım. Bunun üzerine 'Ergenekon' soruşturmasını yürüten savcılığa dilekçe verdim'' dedi.
Askerlik görevini yaptığı bir dönemde gözaltına alındığını belirten Çalıkoğlu, ''Ağır işkencenin ardından 4-5 gün sonra Saçan beni odasına aldırdı. İyi polis şeklinde konuşma yaptı. Asker olduğumu söyledim. Bana alaycı bir şekilde, 'seni askere aldırdım' dedi.
Telefonda sürekli 'komutanım' diye, itaatkar şekilde hitap ediyordu'' diye konuştu.
Gözleri ve elleri bağlı şekilde nezarethanenin girişinde bulunan taşın üzerine oturtulduklarını, işkencelerin gece saat 01.00'dan sonra yapıldığını ifade eden Çalıkoğlu, daha sonra basından Ahmet İhtiyaroğlu olduğunu anladığı kişinin işkenceden sorumlu olup, kendilerine işkence yaptığını iddia etti.
-İşkence davası-
Saçan hakkında 2003 yılında işkence suçundan dolayı şikayetleri üzerine dava açıldığını dile getiren Çalıkoğlu, dava sonucunda işkence gördüklerine karar verildiğini ancak, suçun faillerinin tespit edilemediği için Saçan'ın beraat ettiğini kaydetti.
Çalıkoğlu, Saçan'ın kendiyle birlikte gözaltına alınan bazı kişilere de ''derin devlet sizin faaliyetlerinizden memnun değil, esas devlet biziz'' şeklinde tehditvari bir şekilde konuşmalar yaptığını duyduğunu anlattı.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorusu üzerine 2003 yılındaki işkence davasında neden derin devletten söz etmediğini, ''O zaman 'Ergenekon' yoktu. O dava işkence davasıydı'' şeklinde açıklayan Çalıkoğlu, 1999 yılındaki gözaltı sürecinde ifadelerini daha imzalamadan Doğan Medya Grubu'nda haber olduğunu söyledi.
Dava sanıklarından Tucay Özkan'ın o dönem Doğan Medya Grubu'nda çalıştığını, bu haberlerin sorumlusunun Özkan olduğunu söyleyen Çalıkoğlu, kendileri hakkında yapılan haberler nedeniyle Saçan ve Özkan'ın bağlantısı olduğunu düşündüğünü kaydetti.
Tuncay Özkan da, büyük bir grup olan Doğan Medya'nın her biriminin ayrı ayrı sorumluluğu olduğunu, kendisinin o dönemde bütün gruptan sorumlu bir pozisyonda bulunmadığını belirterek, Çalıkoğlu'na ''Sizinle ilgili benim imzamın olduğu bir haber var mı. Bana haberden dolayı dava açtınız mı-'' diye sordu.
Çalıkoğlu da, Özkan'ın kendisiyle ilgili imzalı bir haberi olmadığını, Özkan'a haberlerden dolayı dava açmadığını ifade ederek, ''İmzanız gerekiyor mu.- Sizin sorumlu olduğunuz kurumda yayınlandı. Bütün Doğan Grubu'nda bunu gerçekleştirdiniz'' dedi.
Özkan'ın ''Hangi gazetede sizinle ilgili haber yaptım'' sözleri üzerine Çalıkoğlu, ''Siz Saçan'dan elde ettiğiniz bizimle ilgili sahte bilgileri bütün kanallara servis ettiniz'' diye konuştu.
Özkan'ın ''Benim servis ettiğimi nereden biliyorsunuz'' sözleri üzerine de Çalıkoğlu, ''Ben öyle olduğunu düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
Özkan da, hayatı boyunca iddianamesi hazırlanmamış davalarla ilgili haber yapmadığını belirtti.
Duruşmaya ara verildi.
Muhabir: Hanife Sevinç
Yayıncı: Sabri Çelebioğlu
Kaynak: AA
Duruşmaya, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile men cezası verilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 34 tutuklu sanık gelmedi.
Duruşmada, 1999 yılında ''Adnan Hocacılar'' grubu operasyonu olarak bilinen Bilim Araştırma Vakfı'na yapılan operasyonda gözaltına alınan Emre Çalıkoğlu tanık olarak dinlenildi.
Çalıkoğlu, 12 Kasım 1999 yılında İstanbul Organize Suçlar Şubesi'nce gözaltına alınarak 6 gün işkence gördüğünü belirterek, dönemin şube müdürü olan davanın tutuksuz sanıklarından Adil Serdar Saçan ile gözaltında tutulduğu dönemde diyalogları olduğunu ifade etti.
Çalıkoğlu, ''Kendisini derin devlet diye adlandırdı. Bundan gurur duyduğunu söylediğine, bizzat şahit oldum. 'Ergenekon' soruşturmasından sonra Saçan'ın sözünü ettiği derin devletin 'Ergenekon' yapılanması olduğunu anladım. Bunun üzerine 'Ergenekon' soruşturmasını yürüten savcılığa dilekçe verdim'' dedi.
Askerlik görevini yaptığı bir dönemde gözaltına alındığını belirten Çalıkoğlu, ''Ağır işkencenin ardından 4-5 gün sonra Saçan beni odasına aldırdı. İyi polis şeklinde konuşma yaptı. Asker olduğumu söyledim. Bana alaycı bir şekilde, 'seni askere aldırdım' dedi.
Telefonda sürekli 'komutanım' diye, itaatkar şekilde hitap ediyordu'' diye konuştu.
Gözleri ve elleri bağlı şekilde nezarethanenin girişinde bulunan taşın üzerine oturtulduklarını, işkencelerin gece saat 01.00'dan sonra yapıldığını ifade eden Çalıkoğlu, daha sonra basından Ahmet İhtiyaroğlu olduğunu anladığı kişinin işkenceden sorumlu olup, kendilerine işkence yaptığını iddia etti.
-İşkence davası-
Saçan hakkında 2003 yılında işkence suçundan dolayı şikayetleri üzerine dava açıldığını dile getiren Çalıkoğlu, dava sonucunda işkence gördüklerine karar verildiğini ancak, suçun faillerinin tespit edilemediği için Saçan'ın beraat ettiğini kaydetti.
Çalıkoğlu, Saçan'ın kendiyle birlikte gözaltına alınan bazı kişilere de ''derin devlet sizin faaliyetlerinizden memnun değil, esas devlet biziz'' şeklinde tehditvari bir şekilde konuşmalar yaptığını duyduğunu anlattı.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorusu üzerine 2003 yılındaki işkence davasında neden derin devletten söz etmediğini, ''O zaman 'Ergenekon' yoktu. O dava işkence davasıydı'' şeklinde açıklayan Çalıkoğlu, 1999 yılındaki gözaltı sürecinde ifadelerini daha imzalamadan Doğan Medya Grubu'nda haber olduğunu söyledi.
Dava sanıklarından Tucay Özkan'ın o dönem Doğan Medya Grubu'nda çalıştığını, bu haberlerin sorumlusunun Özkan olduğunu söyleyen Çalıkoğlu, kendileri hakkında yapılan haberler nedeniyle Saçan ve Özkan'ın bağlantısı olduğunu düşündüğünü kaydetti.
Tuncay Özkan da, büyük bir grup olan Doğan Medya'nın her biriminin ayrı ayrı sorumluluğu olduğunu, kendisinin o dönemde bütün gruptan sorumlu bir pozisyonda bulunmadığını belirterek, Çalıkoğlu'na ''Sizinle ilgili benim imzamın olduğu bir haber var mı. Bana haberden dolayı dava açtınız mı-'' diye sordu.
Çalıkoğlu da, Özkan'ın kendisiyle ilgili imzalı bir haberi olmadığını, Özkan'a haberlerden dolayı dava açmadığını ifade ederek, ''İmzanız gerekiyor mu.- Sizin sorumlu olduğunuz kurumda yayınlandı. Bütün Doğan Grubu'nda bunu gerçekleştirdiniz'' dedi.
Özkan'ın ''Hangi gazetede sizinle ilgili haber yaptım'' sözleri üzerine Çalıkoğlu, ''Siz Saçan'dan elde ettiğiniz bizimle ilgili sahte bilgileri bütün kanallara servis ettiniz'' diye konuştu.
Özkan'ın ''Benim servis ettiğimi nereden biliyorsunuz'' sözleri üzerine de Çalıkoğlu, ''Ben öyle olduğunu düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
Özkan da, hayatı boyunca iddianamesi hazırlanmamış davalarla ilgili haber yapmadığını belirtti.
Duruşmaya ara verildi.
Muhabir: Hanife Sevinç
Yayıncı: Sabri Çelebioğlu