Kongre Kapsamında ''Yeni Anayasa Tartışmaları'' Adı Altında Panel Düzenlendi
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, ''Anayasa yapımının en az kendisi kadar anayasa algısı da önemlidir. Anayasa hukukçulara bırakılamayacak kadar önemlidir'' dedi.
11. Türkiye Eczacılık Kongresi kapsamında ''Yeni Anayasa Tartışmaları'' başlıklı panel düzenlendi.
Gazeteci Yaşar Taşkın Koç'un moderatörlüğünü yaptığı panele İyimaya'nın yanı sıra, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ve MHP Antalya Milletvekili Tunca Toskay, Demokrat Yargı Birliği Eşbaşkanı Dr. Orhangazi Ertekin, İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Kentel de katıldı.
Ahmet İyimaya, Türkiye'nin 1,5 asırlık dönemde anayasa sorununun makul ve kabul edilebilir ortak alanda çözemediğini söyledi.
İyimaya, ''Bunun çeşitli izahı mümkün. Ben 'bunun bir kaç sebebi vardır' diyorum. Bir tanesi yapımı milletin hakkı olan anayasaları bürokrasi devlet ve seçkinler yaptı. Masa başı ürünler olarak görülüyor. Genetik sorun var. Milletin talepleri beklentileri yerine ebed müddet olan devleti ikame edecek değerler daha fazla öne alınmıştır'' diye konuştu.
İktidar yetkisinin asli sahibinin millet olduğunu anlatan İyimaya, sivil toplumun da anayasayı gündeme getirmesinin önemli olduğunu söyledi.
İyimaya, ''Çünkü anayasanın ve anayasa yapımının en az kendisi kadar anayasa algısı önemlidir. Anayasa hukukçulara bırakılamayacak kadar önemlidir. Toplumun sahip olması sivil toplumun tartışmaları böyle panellere taşıması hallerindedir ki ancak anayasanın bağlayıcılığını ve üstünlüğünü idrak edebiliriz ve zihin dünyamızdaki dönüşümü yapabiliriz'' ifadelerini kullandı.
Anayasa yapım süreci hakkında da bilgi veren İyimaya, milletten saklı bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti.
Taleplerin anayasalaştırılmadığını ve sadece birinci taslağın üretildiğini belirten İyimaya, taslağın olgunlaşması halinde topluma sunulacağını söyledi.
İyimaya, ''Sosyologlarımız, sivil toplum örgütlerimiz, hukukçularımız değerlendirecekler, tartışacaklar. Ondan sonra ikinci bir taslak üreteceğiz. Siyasal partiler iç tartışmalarını yapacak. Sözkonusu metin bir uzlaşma sağlanırsa anayasa teklifine dönüşecek. Yetmez, açık toplumdayız televizyonlar, basın herkes tartışacak. Ayrıca genel kurulun tasvibine mazhar olması halinde uzlaşma kuralı olur o zaman millete götürülecek, referanduma, halk oylamasına götürülecek'' diye konuştu
-''Geçici de olsa Anayasasızlık dönemi yaşanabilir''-
İyimaya, kapasitesi ve demokratik iradenin sisteme yansıtılması ve zaafları düşünülerek parlamentonun 1982 Anayasası'nı yürürlükten kaldırabileceğini dile getirerek, ''Bir anayasasızlık döneminin geçici olsa da yaşanması düşünülebilir. Bu benim bireysel görüşüm. Bunun iki tane faydası olur birincisi anayasasızlık deneyimi, ikincisi ise toplumsal talebin anayasa yapım noktasında siyaset kurumuna daha fazla baskı yapabilme kapasitesinin o yolla gelişmesidir'' ifadelerini kullandı.
Yeni anayasa sürecinde proje üretilememesi halinde birinci sorumlunun kendisi ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri olacağını kaydeden İyimaya, ikinci sorumlunun siyasal partiler, üçüncü sorumlunun ise toplum dinamikleri olacağını öne sürdü.
-61 anayasasında Demokrat Parti ve Adalet Partisi dışlandı-
Atilla Kart, 1961 anayasasının anayasalar içerisinde genelde temel hak ve özgürlükler anlamında iyi bir anayasa olarak görüldüğünü belirtti.
Yüzde 61-62'lik bir oyla bu anayasanın kabul gördüğünü kaydeden Kart, ''Ama kalıcı olmamıştır. Bir sürü dinamik söz konusu ama en önemli dinamik şudur o anayasayı yapanlar Demokrat Parti ve Adalet Partisi kitlesini dışlamışlardır. Bu gerçeği görelim. Bunu bir CHP milletvekili olarak söylüyorum bunu bir öz eleştiri olarak da görebilirsiniz. Böyle bir yanlışın içine girilmiştir'' dedi.
Türkiye'de nefret ve ayrışma söyleminin kök saldığını savunan Kart, ''Bizim görevimiz o farklı görüşleri anayasa mahareti içerisinde şu masaya resmetmek. Bunu başarabildiğimiz ölçüde görevimizi yapmış olacağız. Bunun da yolu o farklılıkları, aykırılıkları kabul etmemizden geçer'' diye konuştu.
Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na müdahale ettiğini iddia etti. İyimaya, Kart'ın bu iddiasına ''Başbakanımızın uzlaşma komisyonuna her hangi bir müdahalesi yok'' diyerek karşılık verdi.
-''Sonuna kadar masada olacağız''-
Anayasa yapmanın hukuk açısından en zor işlerden biri olduğunu vurgulayan Tunca Toskay, komisyonun Türkiye'nin bulunduğu şartlar itibarıyla zor bir görev ifa ettiği dile getirdi. Toskay, ''Biz bütün gücümüzle demokratik olarak bu komisyonun çalışmalarına parti olarak katkı vermeye devam edeceğiz, sonuna kadar masada olacağız. Başarılı olursak çok güzel bir sonuç almış olacağız'' dedi.
Toskay, komisyondan bir sonuç çıkmaması halinde sürecin ''heba olmuş bir süre'' olarak değerlendirilmesinin doğru olmayacağını belirterek, ''Çünkü demokratik açıdan biz çok ciddi bir tecrübe kazanıyoruz orada. Çok zor dediğimiz konularda uygar bir ortamda fikir alışverişinde bulunuyoruz'' ifadelerini kullandı.
Her ülkenin kendi yapısına ve dinamiklerine göre bir anayasa yapması gereğine dikkati çeken Toskay, Türkiye'nin de 136 yılda 5 anayasa yapan bir ülke olarak bu konuda tecrübeli olduğunu söyledi.
Toskay, vesayetin sadece askeri ve bürokratik olmadığını iddia ederek, vesayetin her türlüsüne karşı olduklarını bildirdi.
Dr. Orhangazi Ertekin de, CHP ve MHP'nin yeni anayasa istemediğini sadece anayasal reform istediğini iddia ederek, yeni anayasayı zorlayan temel etkenin Türk milliyetçiliğinin içine girdiği kriz olduğunu savundu.
Doç. Dr. Ferhat Kentel ise toplumun bölünmüş durumda olduğunu ve tahammül probleminin bulunduğunu iddia ederek, demokrat olmayı öğrenmenin başkasına saygı duymaktan geçtiğini söyledi.
Muhabir: Enes Kaplan
Yayıncı: Erdem Gültekin
Kaynak: AA
Gazeteci Yaşar Taşkın Koç'un moderatörlüğünü yaptığı panele İyimaya'nın yanı sıra, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ve MHP Antalya Milletvekili Tunca Toskay, Demokrat Yargı Birliği Eşbaşkanı Dr. Orhangazi Ertekin, İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Kentel de katıldı.
Ahmet İyimaya, Türkiye'nin 1,5 asırlık dönemde anayasa sorununun makul ve kabul edilebilir ortak alanda çözemediğini söyledi.
İyimaya, ''Bunun çeşitli izahı mümkün. Ben 'bunun bir kaç sebebi vardır' diyorum. Bir tanesi yapımı milletin hakkı olan anayasaları bürokrasi devlet ve seçkinler yaptı. Masa başı ürünler olarak görülüyor. Genetik sorun var. Milletin talepleri beklentileri yerine ebed müddet olan devleti ikame edecek değerler daha fazla öne alınmıştır'' diye konuştu.
İktidar yetkisinin asli sahibinin millet olduğunu anlatan İyimaya, sivil toplumun da anayasayı gündeme getirmesinin önemli olduğunu söyledi.
İyimaya, ''Çünkü anayasanın ve anayasa yapımının en az kendisi kadar anayasa algısı önemlidir. Anayasa hukukçulara bırakılamayacak kadar önemlidir. Toplumun sahip olması sivil toplumun tartışmaları böyle panellere taşıması hallerindedir ki ancak anayasanın bağlayıcılığını ve üstünlüğünü idrak edebiliriz ve zihin dünyamızdaki dönüşümü yapabiliriz'' ifadelerini kullandı.
Anayasa yapım süreci hakkında da bilgi veren İyimaya, milletten saklı bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti.
Taleplerin anayasalaştırılmadığını ve sadece birinci taslağın üretildiğini belirten İyimaya, taslağın olgunlaşması halinde topluma sunulacağını söyledi.
İyimaya, ''Sosyologlarımız, sivil toplum örgütlerimiz, hukukçularımız değerlendirecekler, tartışacaklar. Ondan sonra ikinci bir taslak üreteceğiz. Siyasal partiler iç tartışmalarını yapacak. Sözkonusu metin bir uzlaşma sağlanırsa anayasa teklifine dönüşecek. Yetmez, açık toplumdayız televizyonlar, basın herkes tartışacak. Ayrıca genel kurulun tasvibine mazhar olması halinde uzlaşma kuralı olur o zaman millete götürülecek, referanduma, halk oylamasına götürülecek'' diye konuştu
-''Geçici de olsa Anayasasızlık dönemi yaşanabilir''-
İyimaya, kapasitesi ve demokratik iradenin sisteme yansıtılması ve zaafları düşünülerek parlamentonun 1982 Anayasası'nı yürürlükten kaldırabileceğini dile getirerek, ''Bir anayasasızlık döneminin geçici olsa da yaşanması düşünülebilir. Bu benim bireysel görüşüm. Bunun iki tane faydası olur birincisi anayasasızlık deneyimi, ikincisi ise toplumsal talebin anayasa yapım noktasında siyaset kurumuna daha fazla baskı yapabilme kapasitesinin o yolla gelişmesidir'' ifadelerini kullandı.
Yeni anayasa sürecinde proje üretilememesi halinde birinci sorumlunun kendisi ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri olacağını kaydeden İyimaya, ikinci sorumlunun siyasal partiler, üçüncü sorumlunun ise toplum dinamikleri olacağını öne sürdü.
-61 anayasasında Demokrat Parti ve Adalet Partisi dışlandı-
Atilla Kart, 1961 anayasasının anayasalar içerisinde genelde temel hak ve özgürlükler anlamında iyi bir anayasa olarak görüldüğünü belirtti.
Yüzde 61-62'lik bir oyla bu anayasanın kabul gördüğünü kaydeden Kart, ''Ama kalıcı olmamıştır. Bir sürü dinamik söz konusu ama en önemli dinamik şudur o anayasayı yapanlar Demokrat Parti ve Adalet Partisi kitlesini dışlamışlardır. Bu gerçeği görelim. Bunu bir CHP milletvekili olarak söylüyorum bunu bir öz eleştiri olarak da görebilirsiniz. Böyle bir yanlışın içine girilmiştir'' dedi.
Türkiye'de nefret ve ayrışma söyleminin kök saldığını savunan Kart, ''Bizim görevimiz o farklı görüşleri anayasa mahareti içerisinde şu masaya resmetmek. Bunu başarabildiğimiz ölçüde görevimizi yapmış olacağız. Bunun da yolu o farklılıkları, aykırılıkları kabul etmemizden geçer'' diye konuştu.
Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na müdahale ettiğini iddia etti. İyimaya, Kart'ın bu iddiasına ''Başbakanımızın uzlaşma komisyonuna her hangi bir müdahalesi yok'' diyerek karşılık verdi.
-''Sonuna kadar masada olacağız''-
Anayasa yapmanın hukuk açısından en zor işlerden biri olduğunu vurgulayan Tunca Toskay, komisyonun Türkiye'nin bulunduğu şartlar itibarıyla zor bir görev ifa ettiği dile getirdi. Toskay, ''Biz bütün gücümüzle demokratik olarak bu komisyonun çalışmalarına parti olarak katkı vermeye devam edeceğiz, sonuna kadar masada olacağız. Başarılı olursak çok güzel bir sonuç almış olacağız'' dedi.
Toskay, komisyondan bir sonuç çıkmaması halinde sürecin ''heba olmuş bir süre'' olarak değerlendirilmesinin doğru olmayacağını belirterek, ''Çünkü demokratik açıdan biz çok ciddi bir tecrübe kazanıyoruz orada. Çok zor dediğimiz konularda uygar bir ortamda fikir alışverişinde bulunuyoruz'' ifadelerini kullandı.
Her ülkenin kendi yapısına ve dinamiklerine göre bir anayasa yapması gereğine dikkati çeken Toskay, Türkiye'nin de 136 yılda 5 anayasa yapan bir ülke olarak bu konuda tecrübeli olduğunu söyledi.
Toskay, vesayetin sadece askeri ve bürokratik olmadığını iddia ederek, vesayetin her türlüsüne karşı olduklarını bildirdi.
Dr. Orhangazi Ertekin de, CHP ve MHP'nin yeni anayasa istemediğini sadece anayasal reform istediğini iddia ederek, yeni anayasayı zorlayan temel etkenin Türk milliyetçiliğinin içine girdiği kriz olduğunu savundu.
Doç. Dr. Ferhat Kentel ise toplumun bölünmüş durumda olduğunu ve tahammül probleminin bulunduğunu iddia ederek, demokrat olmayı öğrenmenin başkasına saygı duymaktan geçtiğini söyledi.
Muhabir: Enes Kaplan
Yayıncı: Erdem Gültekin