Meclis Kanser Araştırma Komisyonu 800 Sayfalık Raporunu Tamamladı

Kanser Hastalığı Konusunun Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, çalışmalarını tamamlayarak raporunu hazırladı. 4 aylık çalışma süresi sonunda hazırlanan rapor, Komisyon Başkanı Aydın ve komisyon üyelerinin Meclis’te düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Aydın, raporda 7 alt başlıkta 20 öneriye yer verildiğini söyledi. Türkiye’de kalp ve damar hastalıklarının ardından ikinci büyük ölüm nedeninin kanser olduğuna işaret edenAydın, enfeksiyon hastalıklarındaki azalma ve yaşam süresinin artması gibi nedenlerle kanser dışı hastalıkların oranlarında ciddi düşüşler yaşandığına işaret etti. Türkiye’de kanser vakalarının oranının 100 binde 200-250 civarında olduğunu belirten Aydın, bunun yıllık 150 bin yeni kanser vakası anlamına geldiğini belirtti. Aydın, bunun gelecek yıllarda artarak devam etmesinin ve 2030 yılında 100 binde 400’e ulaşmasının beklendiğini ifade etti. Aydın, bugün 2.4 milyar Euro olan kanser harcamalarının 2030yılında 10 milyar Euro’ya ulaşacağının tahmin edildiğini söyledi. Kanserin yüzde 5 ila 10’nun genetik nedenlerden, geri kalan yüzde 90’ının ise çevresel etkenlerden kaynaklandığını belirten Aydın, kansere neden olan çevresel etkenlerin başında obezite, alkol, fiziksel aktivite yetersizliği ve sigaranın geldiğini söyledi. Çevresel etkenlerle ilgili farkındalık oluşturulması halinde bunların etkisinin yüzde 50 düşürülebileceğini kaydeden Aydın, en büyük sorunun ise obezite olduğunu, Türkiye nüfusunun yüzde 60’ının sağlıksız kiloda olduğunu belirtti. Başta meme kanseriolmak üzere dünyadaki vakalarda genelde 1. evrede tanı konulduğuna ve yüzde 80 oranındaki vakada yaşamın devam ettirildiğine işaret eden Aydın, Türkiye’de ise ağırlıklı olarak 4. evrede tanı konulduğunu ve yüzde 40 oranında yaşamın devam ettirildiğini dile getirdi. Alkol ve alkollü ürünlerin de kanser vakalarında önemli bir etken olduğunu vurgulayan Aydın, cep telefonu gibi elektromanyetik cihazların kanser üzerindeki etkisinin henüz tam olarak netleşmediğini, bu konunun takip edilmesi gerektiğini dilegetirdi. Aydın, Ulusal Kanser Kurumu kurulması yönünde bir kanun teklifinin hazırlanması ve Meclis Başkanlığı’na sunulması kararına vardıklarını dile getirerek, bu konuda bir taslak hazırladıklarını söyledi. Aydın, kanser tanılı hastaların özel hastanelere gitmeleri halinde herhangi bir fark alınmasının söz konusu olmadığını vurgulayarak, fark alan özel hastaneler varsa bunların SGK ile olan sözleşmelerinin sona erdirilmesi gerektiğini dile getirdi. Komisyon Üyesi ve AK Parti Rize Milletvekili Lütfi Çırakoğlu da, komisyonun Çernobil kazasının Doğu Karadeniz üzerindeki etkileri üzerinde araştırma yaptığına işaret ederek, Doğu Karadeniz’de Çernobil’in neden olduğu psikolojik travmanın çok derin olduğunu ama tıbben Türkiye’nin genelinden farklı bir durum olmadığını açıkladı. Doğu Karadeniz’deki durumun, Türkiye geneliyle aynı oranda olduğunu belirten Çırakoğlu, "Abartıldığı oranda sağlık etkisi yapmamıştır" dedi. Çırakoğlu, hastaları ve doktorları gereksiz radyolojik tetkikler konusunda da uyararak, radyolojik tetkiklerin zorlanmasının tehlikeli olduğunu belirtti. Basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Aydın, Çernobil’in Doğu Karadeniz bölgesindeki etkileriyle ilgili bir soru üzerine Doğu Karadeniz bölgesindeki verilerin ve hasta sayılarının, Marmara’dan, Ege’den, Doğu Anadolu’dan farklı olmadığını kaydetti. 18 yaş altı çocukların cep telefonu kullanımı sonucunda kanser vakalarının arttığına ilişkin bir verinin bulunup bulunmadığı sorusu üzerine Aydın, bununla ilgili paralel bir ilişkilendirmenin söz konusu olmadığını ifade etti. Aydın, "Olası ihtiyati tedbir denilen bir şey var. Eğer olursa, bugün 18 yaş altı grupta çok yaygın kullanılır, 20-30 yıl sonra herhangi bir durum ortaya çıkarsa, toplum kullandığı için çok ciddi bir halk sağlığı problemi olacağı öngörülerek ihtiyati tedbirler doğrultusunda dikkatedilmesi öneriliyor. Biz de 18 yaş altında aşırı kullanım konusunda uyarıda bulunuyoruz. Reklamlar boyutunda ilgili kurumlara sorumluluk veriyoruz. Çocukluk yaş grubunda artan sürelerin hediye edilmesi ve gereksiz cep telefonu kullanılmasının ileride sorun doğurabileceği ilkesinden dolayı bunu söylüyoruz. Mümkün olduğunca çocukluk yaş grubunda az kullanılmasını öneriyoruz" şeklinde konuştu. İlgili kurumların bu konuda daimi takipte olması gerektiğini belirten Aydın, çalışmalarının içinde bu tür reklamların yasaklanması yönünde bir öneri bulunmadığını ifade etti. Aydın, Avrupa Birliği’nde cep telefonları için 2 watt/kg sar değeri önerildiğine işaret ederek, Türkiye’de bu değerin üzerinde cep telefonlarının ithalatına izin olmadığını, Türkiye’de kullanılan bütün cep telefonlarının sar değerinin 1 civarında olduğunu belirtti.