Günde 4 Saatimizi Ekran Karşısında Geçiriyoruz

İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve RTÜK üyesi Prof.

Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu, Türkiye`de insanların günde yaklaşık 4 saatini televizyon başında geçirdiğini söyledi.

İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fendoğlu, “Medya ve Eğitim” konulu bir konferans verdi. Hoca Ahmet Yesevi Salonu`nda düzenlenen konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süheyla Ünal, Malatya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Prof. Dr. Tahsin Fendoğlu, burada yaptığı konuşmada, Türk halkının günde ortalama 3-5 saatini televizyona ayırdığını belirtti. Buna göre; bir kişinin yılın yüzde 19,4’ünü televizyon izleyerek, (yılda 45 gün-45 gece), yüzde 33,1’ini uyuyarak, yüzde 33,1’ini çalışarak, yüzde 14,4’ünü de diğer etkinliklerle geçirdiğinin altını çizen Fendoğlu, “UNESCO raporuna göre 2006 yılında ABD (Günde ortalama 3 saat 59 dakika), Türkiye ise 3 saat, 36 dakika televizyon izliyordu. Şimdi ise Türkiye 4 saat televizyon izlemektedir. Öğrenciler, ortalama, yılın yaklaşık 900 saatini okulda, bin 200 ila bin 500 saatini ise ekran karşısında geçiriyor. Öğrencilerin, yüzde 82’si televizyon izleme, program seçme ve ekran başında kalma kararını kendileri veriyor. Bu durum sakıncalı olabilir, başarıyı engelleyebilir. 1991’de Amerika’da yapılan bir projede, 4-6 yaş arası çocuklara, ‘babanızı mı yoksa televizyonu mu daha çok seversiniz?’ diye sorulmuş ve yüzde 54 oranla ‘televizyonu babamdan daha çok severim’ cevabı alınmıştır. Türkiye’de 95 kişiye bir kahvehane, 65 bin kişiye bir kütüphane düşüyor. Ulusal ve uluslararası araştırmalar televizyon izlemeyi zaman tüketme olgusu olarak gösteriyor. Acaba zamanı israf mı ediyoruz? Sorgulamalıyız” diye konuştu.

Medyanın günlük yaşamdaki yerine ilişkin bilgiler veren Prof. Dr. Fendoğlu, basın kuruluşlarında yer alan intihar görüntüleri, argo konuşmalar ve dizilerin toplumsal etkisinin tahmin edilenin üzerinde olduğunu söyledi. Bir dizi karekteri hayatını kaybettiğinde, birçok insanın üzüldüğünü, hatta helva dağıtanların olduğunu anımsatan Fendoğlu medyaya yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Aile birlikteliğine aykırı, nikâhsız birlikteliklerden övgü ile söz edilmesi, aile kurumunu zedeliyor. Tamamen altüst ediyor. Evlilik (izdivaç) programlarında, yayın ilkelerine aykırılık toplumu rencide ediyor. Medya dünyası, yenilik (inovasyon) yapan ve dünyayı değiştirenlerin çok olduğu bir dünyadır. Medya yayınları izlenirken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar olduğunu vurgulayan Fendoğlu, şöyle devam etti: ”Bir tuşun ucundaki sanal dünya, kişiyi esir alabilir. Ekran kölesi kişi, anti sosyal, gerçekten uzak, doğadan uzak, okumaktan nefret eden bir birey haline gelebilir. Dizilerdeki alkollü içecek sahneleri bağımlılık yaşını düşürüyor. İş işten geçtikten sonra, şikâyetçi olmak, suçu çocuğa yüklemek, boşuna bir çaba olacaktır. Medyayı bilinçli kullanmaları konusunda lütfen çocuklarımıza gereken özeni gösterelim.”