Evleri Baraj Suyu Altında Kalacak Köylüler, Barakalarda Yaşamaya Başladı

Samsun’un Vezirköprü ilçesi Susuz köyü sakinleri, Boyabat Barajı’nın su tutmaya başlamasıyla su altında kalacak evlerini terk etmeye başladı.

Doğup büyüdüğü yerleri terk etmek istemeyenler ise hayatlarını sürdürmek için köyün dışındaki bir alanda tahta barakalar kurmaya başladı.
Kamulaştırma kapsamında, arazilerinin düşük fiyatlarla alındığını ve kendilerine, köylerini kuracak yeni bir yerin gösterilmemesi nedeniyle mağdur olduklarını belirten köylüler, yetkililerin kendileriyle ilgilenmemesinden yakınarak, sitemlerini dile getiriyor. Yakın zamanda su altında kalacağını bildikleri halde, barakalarını kurmaya devam eden köylüler, memleketlerini terk etmek istemediklerini ifade ediyor.

Yapım aşaması tamamlanan Boyabat Barajı’nda ise yaklaşık 2 hafta önce kapaklar kapatılarak su tutulmaya başlandı. Suların yükselmesiyle Susuz Köy’ün Boyabat bağlantı yolu tamamen sular altında kaldı. Barajın yükselen suları 1,5 kilometre sonra köye ulaşmış olacak. Yaklaşık 72 hanenin bulunduğu Susuz Köyü merkezinde evlerin yakın zamanda sular altında kalması bekleniyor. Köylerini bırakmak istemeyen köy sakinlerinin bazıları evlerini sökerek köyden yaklaşık 4 kilometre uzaklıktaki Gölderesi mevkiinde baraka yaparken, bazı köylülerin de evlerini yıkmayarak yeni oluşturdukları ve adına `kelik` dedikleri tahta barakalar yapıyor. Memleketlerini terk etmemek için barakalar yapan köylüler, geçici alanında sular altında kalması söz konusu olduğunu ve yer altı suyunun yoğun olduğu bölgede kışın kar yağmasıyla büyük sıkıntı yaşanacağını ve yetkililerin kendilerine bir köy yeri göstermelerini beklediklerini dile getiriyor.
Köy sakinlerinden 3 çocuk babası Mehmet Emir (55), “Baraj nedeniyle biz mağdur olduk. Ne hak sahiplerine yerleri gösterildi, ne de şehirde olanlar evlerini alabildi. Biz vatandaş olarak yakın bir yerde köyümüzü kurmak için yer talep ettik fakat yer göstermediler. Ne gelen var, ne de buradan giden var. Bu suyun ne zaman nereye kadar çıkacağını da bilmiyoruz, bu konuda bilgi veren de yok. Derme çapma çadırların altında vakit geçireceğiz. Yetkililere sesleniyorum. Buradaki halimizi gelsinler görsünler. Biz sadece ilçemizin sınırları içersinde ya da köyümüze yakın bir yerinde köy yeri istiyoruz. Biz memleketimizi terk etmek istemiyoruz.” dedi.
Köylü Mehmet Emir de tarımsal faaliyette bulunanlara Çorum İskilip’te yer verileceği söylendiğini, fakat hala bunun da netleşmediğini ifade etti. Emir, "Şehirde olan köylülerimiz ise daire bulamıyorlar, çünkü müteahhitle konuşuyorlar, parası 3-4 ay içerisinde ödenmeyince anlaşamıyorlar. Bu köyün bir yere yerleştirilmesi ve köyü yaşatmaları lazım. Bu köyün yaklaşık 900 yıllık bir geçmişi var. Bu köyün tarihi bir yerlerde yaşamalıdır. Anlaşmalardan hiç kimse memnun değil. Bu kadar acizlik olmaması lazım.” diyerek sıkıntılarını dile getirdi.

Mehmet Deniz (39) simili vatandaş ise kimsenin kendilerinden haberi olmadığını belirterek, şunları ifade etti: “Bir afet olduğu zaman devlet oraya el atıyor, bütün imkanları sunuyor fakat bize burada nedense kimse görmüyor. Şirket suyu tutmaya başladı baraj doluyor, bizi burada ise adeta rezil ettiler. Biz köyümüzün çevresinde bir köy yeri istiyoruz. Bunu bize çok gördüler. Çok girişimde bulunduk fakat bir yanıt alamadık. Şimdi su doluyor. Köyümüze çok yaklaştı. Bu kış günü barınmak için tahtalarla kendimize baraka yapma derdine düştük. Kamulaştırma kapsamında paramızda tam ödenmedi.”
Köy sakinlerinden 3 çocuk babası Mustafa Çalışmaz (42) da içinde bulundukları durumu şöyle anlattı: "Burada sıkıntımız çok büyük. Tahta barakalarda yaşamak zorunda kaldık. Bu barakalarda sağlık bir şekilde yaşam olmayacağı bir gerçek. Van’da bulunan depremzedelerin kaldığı çadırda sürekle yangınlar meydana geliyor. İnsanlarımız hayatlarını kaybediyor. Bizim tek isteğimiz köyümüzü kuracak bir yer gösterilmesidir. Kamulaştırma kapsamında tarlalarımıza biçilen değerde çok cüzi miktarlarda. Bizim en önemli sıkıntımız olan yerleşim yerinin çözülmesini istiyoruz. Burada 72 hanenin hepsi mağdur. Ne tarımsal, ne de şehirleşme anlamında kimse memnun değildir. Bu çadırlar da yakın zamanda karasu altında kalacaktır. Lütfen bizim sesimizi duysunlar."