Bdp Mersin Milletvekili Kürkçü: ‘kongre Girişimi’ Yeni Bir Siyasi Hareket Olacak

Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Türkiye’de mevcut olan iki farklı siyasi kanadın dışında üçüncü bir alanın doldurulması için yeni bir siyasi kalıp arayışı içerisinde olduklarını belirtti.

Bdp Mersin Milletvekili Kürkçü: ‘kongre Girişimi’ Yeni Bir Siyasi Hareket Olacak

Kürkçü, Türkiye’nin kendisine 3’üncü bir alanın açıldığını belirterek, “Şimdi artık biz kendi sahamızda bir ittifak, kendi sahamızdakilerden bir himaye beklemiyoruz. Kendi yürüyüşümüzü kendimiz kuracak cesarete sahibiz.” diye konuştu.

Eskişehir Süder Düğün Salonu`nda düzenlenen `Kongre Girişimi Tanıtım Toplantısı`na katılan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, yeni bir siyasi oluşumun sinyallerini verdi. ‘Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun başlattığı yürüyüşü ‘Kongre Girişimi’ olarak devam ettireceklerini belirten Kürkçü, 15-16 Ekim’de 825 delegenin Ankara’da bir araya gelerek Kongre Girişimi’ni ilan edeceklerini söyledi.
Başlatılan siyasi hareketin ilk defa gerçekleştirildiğini kaydeden Kürkçü, ”İlk bakışta şöyle gözükebilir. ‘Biz çok gördük bunları, 20-30 sene önce de yapmıştınız. Değişen ne var?’ diye. Ancak 20-30 sene önce yaptığımız işlere benzemiyor. Her şeyden önce 20-30 sene sonra yapılıyor. Bunu yapmakta olanlar büyük bölümüyle 30 sene önce anneleri ve babaları için fikir olarak bile yoktular. Dolayısıyla başka bir zamanda başka bir mekânda, tarih içinde konuşuyoruz. 30 yılın deneyimi içinden konuşuyoruz. Bu deneyimin bize verdiği esin şudur ki Türkiye’de anlamlı toplumsal bir halk hareketini oluşturmak, geçmişte olduğu gibi kendilerini halk yerine ikame eden sosyalist sözcülerin yukarıda yaptığı ittifakların aşağıda karşılığını bulmayabileceğini, bulsa bile uzun ömürlü olamayacağını yaşantımız içerisinde gördük.” dedi.


"YENİ BİR İCAT PEŞİNDE DEĞİLİZ"
Geçmişte yaşanılan ittifak arayışlarına, bağımsız olarak günümüzde çok fazla siyasi, kültürel arayışın kendi yatağını kendisi açmaya başladığına dikkat çeken Kürkçü, ”Bu harekete özgünlüğünü katan, bu kendi yatakları birleştirme ve ortaklaştırma arzusudur. Biz bu arzuya siyasi kalıp bulma çabasındayız. Geçmişten farklı olarak icat peşinde değiliz. Zaten yürümekte ve değişmekte olan hayata bir siyasi ifade kazandırmak için yardımcı olmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
Türkiye`nin, çok kritik bir evrede olduğuna vurgu yapan Kürkçü, geçmişe saptanmış, kurumsallaşmış bütün kalıpların, bütün siyasi çerçevenin yerinden oynadığı bir ortamda bu hareketi yaptıklarını söyledi. Kürkçü, konuşmasına şöyle devam etti: “Geçmişi örnek alsaydık Türkiye’nin iki siyasi kutubun içerisinde kendimize alan aramamız gerekirdi. Bir tarafta şimdi hâkim olan muhafazakar-milliyetçi ittifak, bir diğeri de onun karşısındaymış gibi gözüken ve aynı kurumsal yapıyı koruyan ulusalcı söylemlerle varlığını sürdüren iki hakim kanat arasında kendimize bir yer aramak zorunda kalırdık. Oysa ki Türkiye kendine 3’üncü bir alanın açıldığını görüyor. O alanı doldurmak ve kendimize yer açmak için yeni farklı kendisi olan yeni bir hayat arayışını ikame ediyoruz. Şimdi artık biz kendi sahamızda bir ittifak, kendi sahamızdakilerden bir himaye beklemiyoruz. Kendi yürüyüşümüzü kendimiz kuracak cesarete sahibiz.”

"HAREKETİMİZ 5 EKSENE DAYANIYOR"
Kongre Girişimi Hareketi olarak siyasi çizgiler içerisinde 5 temel eksenleri olduğunu söyleyen Kükçü, bu eksenlerin hiçbirinin diğerinden öncelikli olmadığının altını çizdi. Kürkçü, siyasi eksenlerini şöyle sıraladı:
”Birinci eksenimiz, hakları inkâr edilen halklar eksenidir. Ezilen halklar için mücadelemizi sürdüreceğiz. İkinci eksenimiz, emek dinamiğidir. Bir diğeri ise Türkiye, insanları Müslüman-Türk sentezi olarak kabul gören bir yapıya sahip. Herkesi Türk saydığı gibi herkesi doğuştan Müslüman sayan bir devlettir. Türkiye, bu bakımdan laik bir devlet değildir. Bir din devletidir. Bu devlet, zorla kendi halkına Müslümanlığını halkına dayatmaktadır. Dördüncü bir eksen ise kadınların mücadelesidir. Bu konuda çalışmalarımız hız kesmeden devam edecektir. Son olarak beşinci eksenimiz, doğanın yaşadığı tahribata son verecek bir eksendir. Doğayı biz insanlar katlediyoruz. Buna bir dur demenin zamanı gelmiştir.”