Yüksek Yargıda Daire Sayısını Artıran Tasarı Meclis Adalet Komisyonu’nda

TBMM Adalet Komisyonu, AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya başkanlığında yaptığı toplantıda Yargıtay ve Danıştay’ın daire sayısı ve üye sayısının artırılmasını öngören kanun tasarısı üzerindeki görüşmelerini sürdürüyor. Komisyona katılan Yargıtay temsilcileri, tasarıya ilişkin itiraz ve eleştirilerini anlattı. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Mustafa Kılıçoğlu, bölge adliye mahkemelerinin devreye girmesi halinde ceza dosyalarının yüzde 85’inin bu mahkemelerde görüleceğini, hukuk dairelerinin işyükünün ise yüzde 40 oranında azalacağını söyledi. Yargıtay’daki bozma kararlarından kaynaklanan dosyalar üzerinde yapılan incelemelerin kısa sürdüğüne işaret eden Kılıçoğlu, bunların iş yükünü artırıcı özelliğinin bulunmadığını vurguladı. İstinaf mahkemelerinin devreye girmesinden sonra Yargıtay’a dosya akışının azalacağını belirten Kılıçoğlu, ceza dairelerinde en fazla 2, hukuk dairelerinde ise en fazla 1 yıl içinde tüm davaların karara bağlanabileceğini ifade etti. Dairelerde iki ayrı heyetoluşturulması yönündeki hükme karşı çıkan Kılıçoğlu, bunun içtihat birliği konusunda sıkıntılara yol açabileceğini söyledi. Kılıçoğlu, başkanvekiline başkanlık görevi verildiği eleştirisini de getirdi. Yargıtay Üyesi Seyfettin Çilesiz ise, Yargıtay’ın pozisyonunu bölge adliye mahkemelerinin kuruluşuna göre endekslediğini ifade ederek, daha önce bu mahkemeler kurulsa bugünkü iş yüküyle karşılaşmayacaklarını bildirdi. Yargıtay’daki iş yükünün büyük oranda yapılan kanun değişikliklerinden kaynaklandığını dile getiren Çilesiz, şunları söyledi: "Şimdi yolun sonuna gelmiş gibi gözüküyoruz. Yasa değişiklikleri hız kesti. Yasa bozmalardan kaynaklanan suni şişkinliğin sonuna geldik." İş yüküyle ilgili değerlendirmelerin hukuk dairelerindeki dosyala göre yapılmasının daha doğru olacağını belirten Çilesiz, hukuk dairelerinin 1 yılda ellerindeki 370 bin dosyadan 350 binini karara bağlama kapasitesine sahip olduğunu söyledi. Çilesiz, bölge adliye mahkemelerinin kurulması halinde Yargıtay’a ceza dosyası gelmeyeceğini kaydetti. Yargıtay Tetkik Hakimi Adnan Deynekli ise, bu düzenlemelerin torba kanunla yapılmasının, kanun yapma tekniğine uygun olmadığını belirtti. Deynekli, bölge adliye mahkemelerinin kurulması halinde Yargıtay’daki dosyaların bu mahkemelere gönderilebileceğini ifade etti. Yargıtay temsilcilerinin açıklamalarının ardından söz alan Adalet Bakanı Ergin, Yargıtay ve Danıştay’ın alınmadığı eleştirilerine cevap verdi. Anayasa değişiklikleri öncesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Danıştay Başkanı, Yargıtay Başkanı ve kendisini Köşk’e davet ettiğini hatırlatan Ergin, süreçle ilgili bilgi aldıktan sonra belli bir çalışmanın birlikte yapılması talimatını verdiğini kaydetti. Anayasa’da yapılacak değişikliklerle ilgili katkılarını almak istediğini ve birlikte çalışmayapabileceklerini ifade ettiğini hatırlatan Ergin, bu süreç içinde hem Yargıtay Başkanı’nın, hem de Danıştay Başkanı’nın, ’Bizim bu konularda daha önce ortaya konulmuş görüşlerimiz var, onlardan istifade edebilirsiniz’ yaklaşımını ortaya koyduklarını söyledi. Ergin, bu yaklaşım karşısında tasarı üzerindeki çalışmalar karşısında Yargıtay ve Danıştay’ın önceki görüşlerini baz alarak bir pozisyon belirlediklerini kaydetti. Yargıtay’daki dosyaların kurulacak olan istinaf mahkemelerine gönderilmesi halindeYargıtay’ın iş yükünün azalacağı görüşüne de katılmadığını dile getiren Ergin, "Bu şartlarda istinaf mahkemeleri ölü doğar. Çalışmadan enkaz haline gelir. Yasa koyucunun da böyle bir iradesi sözkonusu değil" dedi. İstinaf mahkemelerinin hakim ve savcı açığı nedeniyle kurulamadığına işaret eden Ergin, ticaret mahkemelerinin tek hakime indirilmesi gibi tedbirlerle değişik imkanları zorlayarak hakim ve savcı oluşturmaya çalıştıklarını anlattı. Ergin, "İstinaflara Haziran ayındaki yaz kararnamesi içinde görevlendirme yapılmasını düşünüyoruz. Bunlar görevlendirildiği takdirde bunların çalışması adli yılın başında sözkonusu olabilecektir" diye konuştu. Komisyonun tasarı üzerindeki görüşmeleri sürüyor.