TBMM Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya: Toplum mühendisliği yapan Yargıtay üyeleri, cübbelerini iade etmeli (Özel)

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, bazı Yargıtay üyelerine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarına ilişkin o

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, bazı Yargıtay üyelerine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarına ilişkin olarak "Yargıtay ve yargıç kimliği içerisinde, o cübbe altında toplumun bizzat demokrasi duygularını incitecek şekilde ve kurumlarını yaralayacak şekilde gizli ilişkiler içerisinde olması kabul edilemez." dedi. Delilin elde edilmesinin hukuka aykırı olmasının ortaya çıkaracağı sonuçları ve sebebiyet vereceği zararları ortadan kaldırmayacağını dile getiren İyimaya, toplum mühendisliği içerisinde olan üyelerin cübbelerini üzerlerinden atıp o emaneti iade etmeleri gerektiğini söyledi.

Ankara Aydınlıkevler'de referandumla ilgili 'evet' çalışması yürüten İyimaya, Cihan Haber Ajansı'na konuştu. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi gibi yüksek mahkemelerin hukuk devletinin teminatları olduğuna dikkat çeken İyimaya, bu teminatın temelinde yargı bağımsızlığı ve yargıç tarafsızlığının yattığını vurguladı.

Orada yargı yetkisini kullanan üyelerin yegâne işinin, hiç başka işle uğraşmaksızın Anayasal görevlerinin adalet dağıtmak olduğunu dile getiren İyimaya, "Hukuku doğru uygulamaktır. Bu üyelerin Yargıtay ve yargıç kimliği içerisinde, o cübbe altında, toplumun bizzat demokrasi duygularını incitecek şekilde ve kurumlarını yaralayacak şekilde gizli ilişkiler içerisinde olması kabul edilemez ve bu hiçbir şekilde sürdürülemez." diye konuştu.

Yargıtay'ın veya ilgili yüksek yargı kurumunun kendi iç hukukuna göre olaya el koyup, değerlendirip durumu kamuoyu ile paylaşması gerektiğini belirten İyimaya, bunun çok önemli olduğunu ve geciktirilmemesi gerektiğini kaydetti.

Bu gibi toplum mühendisliği içerisinde olan üyelerin, cübbelerini üzerlerinden atıp, o emaneti iade etmeleri gerektiğini vurgulayan İyimaya, "Çünkü toplum mühendisliği, demokrasi ve hukukun da tasvip etmediği bir sistem bozukluğudur. Ayrıca siyaset kurumu olarak bizim, bu tür bozulmalara karşı reform hareketlerine girmemiz, milletin bize verdiği görevin doğal bir gereğidir." şeklinde konuştu.

"DELİLİN ELDE EDİLMESİNİN HUKUKA AYKIRI OLMASI, VERECEĞİ ZARARLARI ORTADAN KALDIRMAZ"

"Ses kayıtlarının içeriğinin mi önemli, yoksa elde ediliş şeklinin mi önemli" olduğuna yönelik bir soruya ise İyimaya, şöyle cevap verdi: "Her iki hususun da önemli olduğunu düşünüyorum. Hukuka aykırı iletişim işi, doğru bir iş değildir. Haberleşme özgürlüğü bakımından, kişi güvenliği bakımından ve gizlilik bakımından doğru bir şey değildir. Ama bu doğru bir şey olmama başka, her nasılsa, hukuken izleme veya hukuk dışı dinleme yoluyla her nasıl elde edilmiş olursa olsun içerik de çok önemlidir. İçeriğin hukuki sonuç doğurmaması, tamamen yargılama hukukundaki bir delil sorunuyla ilgilidir. Yoksa o kurumda meydana getireceği güven tahribatı bakımından değil. Gerçekten bu doğru ise teknik olarak bunu saptırıyorsak, o delilin elde edilmesinin hukuka aykırı olması, ortaya çıkaracağı sonuçları ve sebebiyet vereceği zararları ortadan kaldırmaz. Burada elde edilme yöntemine bakmaksızın içerikle ilgili değerlendirme yapıldığında, Yargıtay üyelerimizin bir tanesinin, iki tanesinin veya kaç tane ise onun böyle bir ilişki içerisinde olması vahimdir. Gerek Yargıtay bakımından gerek hukuk devleti bakımından gerekse demokratik saydamlık bakımından sürdürülebilir bir ilişki değildir."