Meclis'teki Güvenlik Noktalarına Yerleştirilen Ses Kayıt Cihazlarına Muhalefetten Tepki
TBMM Başkanlığı, TBMM kampüsü içinde bulunan binaların giriş kapılarında polislerle vatandaşlar arasında yaşanan tartışmalarda kimin haklı olduğunun tespiti amacıyla, x-ray cihazlarının bulunduğu noktalara mikrofon özelliği taşıyan ses kayıt sistemleri yerleştirdi.
CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, Meclis kampüsü içindeki binaların giriş kapılarına konulan ses alıcı cihazlarıyla ilgili olarak, "15 gün içinde kaldırılmazsa suç duyurusunda bulunacağım" derken, TBMM İdare Amili ve AK Parti Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz ise cihazın polisle vatandaşlar arasındaki tartışmalarda 'hakem' görevini yerine getireceğini söyledi.
TBMM Başkanlığı, TBMM kampüsü içinde bulunan binaların giriş kapılarında polislerle vatandaşlar arasında yaşanan tartışmalarda kimin haklı olduğunun tespiti amacıyla, x-ray cihazlarının bulunduğu noktalara mikrofon özelliği taşıyan ses kayıt sistemleri yerleştirdi. Muhalefet, ses alıcılarının milletvekillerinin özel konuşmalarını da kaydedeceğini öne sürerek kaldırılmasını istedi.
Meclis'in basın girişinde ise TBMM İdare Amiri Öz ile CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan arasında tartışma yaşandı. Öz, cihazların kulislere yerleştirilmediğini ifade etti. MERNİS projesi kapsamında enformasyan ve telekomünikasyon konusunda Meclis'in altyapısını yenileme noktasında yapılan bir proje olduğunu ifade eden Öz, "Polisimizle buraya gelen misafirlerimiz, vatandaş arasında değişik gerekçelerle tartışmalar çıkıyordu. Bunları kayıt altına almak için yapılan bir şeydir. Bunda bir maksat
aranmamalıdır. Burası özel bir alan değil. Kamuya açık bir alan ve burada sürekli bir polis arkadaşımız mevcut. Polisin olduğu bir nokta ve kontrol cihazının olduğu bir mekan. Gizli bir şey konuşulursa zaten polis arkadaşlar burada dinliyorlar. Tamamıyla tartışmalar noktasında hakem görevi görmesi amacıyla takılan bir cihazdır. Bunu kimse başka türlü değerlendirmesin" diye konuştu.
Cihazın kapsama alanının en fazla 10 ile 15 metre arasında olduğunu belirten Öz, duvar ve camları aşarak ses kaydedemediğini bildirdi. Öz, "Burası özel bir alan değil. Burada zaten polis arkadaşlarımız mevcut. Bunu çarpıtmanın bir anlamı yok. Konuşurken zaten polisler duyuluyor" diye konuştu.
CHP Adana Milletvekili Seyhan ise, "Ben milletvekiliyim. Bizim konuşmamızı kaydetmeye kimin ne hakkı var. Kamusal alan diye ben özgürce konuşamayacak mıyım? Ben konuşma konusunda talimatı Meclis Başkanı'ndan mı alacağım? Benim bireysel özgürlüğüm yok mu? Evime de koyun o zaman" tepkisini gösterdi.
Öz, bunu kuru kuruya demagoji meselesi haline getirmemek gerektiğini belirterek, güvenlik gerekçesiyle yapılan bir şey olduğunu vurguladı. Hiç kimseyi dinleme diye bir kasıtları bulunmadığını söyleyen Öz, "Milletvekili nerede, ne özel konuşacağına kendisi karar verir. Burada milletvekilinin ne konuştuğunu dinlemek gibi bir kastımız yok. Bunlar 8-9 noktaya konuldu. Bunlar da sadece x-ray cihazlarının olduğu noktaya konulmuştur. Bunu büyütmemek gerekir. Maksadını aşmamak gerekir. 9 noktada var. Bizim
maksadımız basın mensuplarını, milletvekillerini veya vatandaşları dinlemek değil. Bizim burada sık sık karşılaştığımız bir olay var. Polis arkadaşlarımızla buraya gelen ziyaretçiler arasında değişik zamanlarda tartışmalar oluyor. Polis 'ben haklıyım', vatandaş 'ben haklıyım' diyor. Bizim tek gayemiz burada haklı-haksızın tespitinin yapılmasıdır. Bu noktada farklı bir teknoloji varsa o da değerlendirilebilir" şeklinde konuştu.
Seyhan, bu sorunun farklı bir şekilde çözülebileceğini dile getirerek, "Memura bir küçük kayıt cihazı verilir. Herhangi bir tartışma anında onun düğmesine basar ve sadece o sesi alır. Benim de özgürlüğümü elimden almazlar. Sadece sorun olduğunda kullanılır. 50-60 metreden vakumlama mesafesi olan çok hassas bir alıcı cihaz takmışlar. Tümü x-ray cihazlarının üzerinde değil. Bu benim özgürlüğümü kısıtlar. Bu nedenle kaldırılması lazım" dedi.
Basın kapısına konulan cihazın, basın mensuplarının konuştuğu her şeyi kayıt altına alacağını öne süren Seyhan, "Meclis Başkanı'nı göreve çağırıyorum. Bu konuda bir çözüm gerekiyorsa ücretini ben karşılamak üzere kendimi de görevli ilan ediyorum. Bu duyarlılığı kaçırmasınlar. Çöz desinler kendi bütçemle çözerim. Hemen kaldırılmalı. Kamusal alan benim ailemle, çocuklarımla, arkadaşımla yaptığım değerlendirmenin zapt-u rapt altına alınacağı yer değil. Buna tahammül edemeyiz. İlgili mercilere şikayetimizi
yapacağız. Eğer bunlar 15 gün içinde kaldırılmazsa savcılığa suç duyurusunda bulunacağım" ifadelerini kullandı.
Öz ise, "Biz hiçbir zaman insanlarımızın, basının özgürlüklerini kısıtlayan bir eylem içinde olmadık. TBMM buraya cihaz takmaktan aciz bir kurum değildir. Ne Sayın Seyhan'ın, ne de benim vereceğim katkıya ihtiyaç yoktur. Bu çok cüzi bir şeydir. Eğer farklı bir teknoloji varsa bu farklı teknolojiyi biz Telekom'dan aynı şekilde yaptırırız. Maksadımızı yerine getirecek farklı bir teknoloji varsa değerlendirilir. Bizim insanların özgürlüğünü kısıtlama diye bir derdimiz yok. Kimseden sakladığımız,
gizlediğimiz bir şey de yok. Kamuya hizmet eden insanların açık ve şeffaf olmasında bir mahsur yok" değerlendirmesinde bulundu. Tartışmanın sonunda Seyhan, bugüne kadar alınan kayıtların basına açıklanmasını teklif etti. Öz ise maksadını aşan bir uygulamada ilk müdahaleyi kendilerinin yapacağını ifade etti.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise Meclis'te dinleme yapıldığı zaman ve bu cihazlar kullanıldığı zaman bunun hesabının birilerine sorulacağını ifade etti. Kaplan, "Doğrusu da budur. Ama herkes dinleniyorum kaygısını taşıyorsa bu kaygıyı gidermek gerekir. Kişilik hakları denen bir olay var. Bu hakların ihlal edilmemesi gerekiyor. Bu Anayasal güvenceye alınmıştır. Güvenlik gerekçesiyle özgürlüklerin kısıtlanmasının da bir standardı vardır. Bunu yadırgıyorum, niye yalnızca milletvekilleri için
düşünüyorsunuz. Salı günleri Meclis'e 17 bin kişi giriyor. Milletvekilinden çok buraya giren her vatandaşın kişilik hakları kutsaldır. Milletvekiliyle vatandaşın dinlenmesi arasında bir fark görmüyorum. Bu konuda Meclis'in kamuoyunu doğru dürüst bilgilendirmesi gerekir" şeklinde konuştu.
TBMM Başkanlığı, TBMM kampüsü içinde bulunan binaların giriş kapılarında polislerle vatandaşlar arasında yaşanan tartışmalarda kimin haklı olduğunun tespiti amacıyla, x-ray cihazlarının bulunduğu noktalara mikrofon özelliği taşıyan ses kayıt sistemleri yerleştirdi. Muhalefet, ses alıcılarının milletvekillerinin özel konuşmalarını da kaydedeceğini öne sürerek kaldırılmasını istedi.
Meclis'in basın girişinde ise TBMM İdare Amiri Öz ile CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan arasında tartışma yaşandı. Öz, cihazların kulislere yerleştirilmediğini ifade etti. MERNİS projesi kapsamında enformasyan ve telekomünikasyon konusunda Meclis'in altyapısını yenileme noktasında yapılan bir proje olduğunu ifade eden Öz, "Polisimizle buraya gelen misafirlerimiz, vatandaş arasında değişik gerekçelerle tartışmalar çıkıyordu. Bunları kayıt altına almak için yapılan bir şeydir. Bunda bir maksat
aranmamalıdır. Burası özel bir alan değil. Kamuya açık bir alan ve burada sürekli bir polis arkadaşımız mevcut. Polisin olduğu bir nokta ve kontrol cihazının olduğu bir mekan. Gizli bir şey konuşulursa zaten polis arkadaşlar burada dinliyorlar. Tamamıyla tartışmalar noktasında hakem görevi görmesi amacıyla takılan bir cihazdır. Bunu kimse başka türlü değerlendirmesin" diye konuştu.
Cihazın kapsama alanının en fazla 10 ile 15 metre arasında olduğunu belirten Öz, duvar ve camları aşarak ses kaydedemediğini bildirdi. Öz, "Burası özel bir alan değil. Burada zaten polis arkadaşlarımız mevcut. Bunu çarpıtmanın bir anlamı yok. Konuşurken zaten polisler duyuluyor" diye konuştu.
CHP Adana Milletvekili Seyhan ise, "Ben milletvekiliyim. Bizim konuşmamızı kaydetmeye kimin ne hakkı var. Kamusal alan diye ben özgürce konuşamayacak mıyım? Ben konuşma konusunda talimatı Meclis Başkanı'ndan mı alacağım? Benim bireysel özgürlüğüm yok mu? Evime de koyun o zaman" tepkisini gösterdi.
Öz, bunu kuru kuruya demagoji meselesi haline getirmemek gerektiğini belirterek, güvenlik gerekçesiyle yapılan bir şey olduğunu vurguladı. Hiç kimseyi dinleme diye bir kasıtları bulunmadığını söyleyen Öz, "Milletvekili nerede, ne özel konuşacağına kendisi karar verir. Burada milletvekilinin ne konuştuğunu dinlemek gibi bir kastımız yok. Bunlar 8-9 noktaya konuldu. Bunlar da sadece x-ray cihazlarının olduğu noktaya konulmuştur. Bunu büyütmemek gerekir. Maksadını aşmamak gerekir. 9 noktada var. Bizim
maksadımız basın mensuplarını, milletvekillerini veya vatandaşları dinlemek değil. Bizim burada sık sık karşılaştığımız bir olay var. Polis arkadaşlarımızla buraya gelen ziyaretçiler arasında değişik zamanlarda tartışmalar oluyor. Polis 'ben haklıyım', vatandaş 'ben haklıyım' diyor. Bizim tek gayemiz burada haklı-haksızın tespitinin yapılmasıdır. Bu noktada farklı bir teknoloji varsa o da değerlendirilebilir" şeklinde konuştu.
Seyhan, bu sorunun farklı bir şekilde çözülebileceğini dile getirerek, "Memura bir küçük kayıt cihazı verilir. Herhangi bir tartışma anında onun düğmesine basar ve sadece o sesi alır. Benim de özgürlüğümü elimden almazlar. Sadece sorun olduğunda kullanılır. 50-60 metreden vakumlama mesafesi olan çok hassas bir alıcı cihaz takmışlar. Tümü x-ray cihazlarının üzerinde değil. Bu benim özgürlüğümü kısıtlar. Bu nedenle kaldırılması lazım" dedi.
Basın kapısına konulan cihazın, basın mensuplarının konuştuğu her şeyi kayıt altına alacağını öne süren Seyhan, "Meclis Başkanı'nı göreve çağırıyorum. Bu konuda bir çözüm gerekiyorsa ücretini ben karşılamak üzere kendimi de görevli ilan ediyorum. Bu duyarlılığı kaçırmasınlar. Çöz desinler kendi bütçemle çözerim. Hemen kaldırılmalı. Kamusal alan benim ailemle, çocuklarımla, arkadaşımla yaptığım değerlendirmenin zapt-u rapt altına alınacağı yer değil. Buna tahammül edemeyiz. İlgili mercilere şikayetimizi
yapacağız. Eğer bunlar 15 gün içinde kaldırılmazsa savcılığa suç duyurusunda bulunacağım" ifadelerini kullandı.
Öz ise, "Biz hiçbir zaman insanlarımızın, basının özgürlüklerini kısıtlayan bir eylem içinde olmadık. TBMM buraya cihaz takmaktan aciz bir kurum değildir. Ne Sayın Seyhan'ın, ne de benim vereceğim katkıya ihtiyaç yoktur. Bu çok cüzi bir şeydir. Eğer farklı bir teknoloji varsa bu farklı teknolojiyi biz Telekom'dan aynı şekilde yaptırırız. Maksadımızı yerine getirecek farklı bir teknoloji varsa değerlendirilir. Bizim insanların özgürlüğünü kısıtlama diye bir derdimiz yok. Kimseden sakladığımız,
gizlediğimiz bir şey de yok. Kamuya hizmet eden insanların açık ve şeffaf olmasında bir mahsur yok" değerlendirmesinde bulundu. Tartışmanın sonunda Seyhan, bugüne kadar alınan kayıtların basına açıklanmasını teklif etti. Öz ise maksadını aşan bir uygulamada ilk müdahaleyi kendilerinin yapacağını ifade etti.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise Meclis'te dinleme yapıldığı zaman ve bu cihazlar kullanıldığı zaman bunun hesabının birilerine sorulacağını ifade etti. Kaplan, "Doğrusu da budur. Ama herkes dinleniyorum kaygısını taşıyorsa bu kaygıyı gidermek gerekir. Kişilik hakları denen bir olay var. Bu hakların ihlal edilmemesi gerekiyor. Bu Anayasal güvenceye alınmıştır. Güvenlik gerekçesiyle özgürlüklerin kısıtlanmasının da bir standardı vardır. Bunu yadırgıyorum, niye yalnızca milletvekilleri için
düşünüyorsunuz. Salı günleri Meclis'e 17 bin kişi giriyor. Milletvekilinden çok buraya giren her vatandaşın kişilik hakları kutsaldır. Milletvekiliyle vatandaşın dinlenmesi arasında bir fark görmüyorum. Bu konuda Meclis'in kamuoyunu doğru dürüst bilgilendirmesi gerekir" şeklinde konuştu.