'Terör karşısında boyun eğmemeliyiz'

Uluslararası İşbirliği Sempozyomu'nda konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, 'Terör karşısında boyun eğmemeliyiz' dedi.

Başbuğ: "Ancak insan güvenliğini merkeze almayı öneren yeni güvenlikanlayışının devlet güvenliğini geri plana attığı da söylenemez. Bugün özellikle terörün yeşerip barındığı ve buradan diğer ülkelere tehdit ettiği ülkelere bakarsak buralarda devletin bütün kurumları ile başarılı ve etkin olmadığı yönetimlerin bulunduğunu da görebiliriz.

Terörizmin küreselleşmesi, ülkelerin işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Terörizm kaynağı hedefi amacı her ne olursa olsun hiçbir şekilde meşruluğu olmayan insanlık dışı eylemlerin bütünüdür. Terör insanlık dışıdır. Terör acımasızdır.

Terör karşısında boyun eğmemeliyiz. Acımızı yüreğimize gömmeli mücadelemize kararlılıkla devam etmeliyiz. Korgeneral Mesut'un bugün bizimle beraber olması işte bunun güzel bir örneğidir. Demokrasi haklar, özgürlükler ve sorumluluklar sistemidir.

İSLAM'I TERÖRLE ÖZDEŞLEŞTİRMEK BÜYÜK HATADIR

Terör ve terörizm desteklenemez, görmezlikten gelinemez. Yeri gelmişken semavi bir din olan İslam'ı terörle özdeşleştirmenin de küresel terörizmin politik amacına hizmet edeceğini hatırlatmak isterim. Türkiye PKK terör örgütü ile 30 yılı aşkın süredir mücadele etmektedir. Bu süre zarfında çok acı kayıplar yaşadık, önemli bedeller ödedik. Ancak unutulmamalıdır ki devletler ve milletler gereken durumlarda bedel ödemeye de hazır olmalıdır. Zaman zaman yeri geldi ulus olarak tek başımıza mücadelemizi sürdürdük. Dolayısıyla terörizmle mücadelede güç birliğini acı tecrübelerimiz sonucunda öğrendik.

Terörle terörizmle mücadele ile terör örgütü ve terörist ile mücadele kavramları arasındaki ilişki ve farklılıktır. Terörle mücadele devletler arasında ve topyekün şekilde, propaganda ve uluslararası alanlarda birbiri ile paralel ve koordineli yürütülen faaliyetlerdir.

Ancak bazen bu faaliyetler arasındaki ilişki toplama işleminden çok çarpma işlemine de dönüşebilir. Terörist ile mücadele etmek güvenlik güçlerine aittir.

Bize göre terörle mücadelenin ana hedefi terör örgütünün ve destekleyecilerinin başarı umutlarının yok edilerek terörle bir yere varılamayacağını göstermek olmalıdır. Terörle mücadele insan odaklı olarak yürütülmeli mücadele insanların kalbine ve beynine hitap etmelidir. Bunun yapılabilmesi için şunlar gereklidir.

1 - Terörle mücadele mutlaka ve mutlaka yasalar çerçevesinde yürütülmelidir. Terörün olduğu bölgelerde bölge halkının sağlanması öncelikli diğer bir noktadır. Elbette teröristle masum bölge halkının karıştırılmaması vazgeçilmez bir husustur

Teröriste yardım edenler veya sempati duyanlar iyi ayırt edilebilmeli ve her birine farklı davranış biçimleri geliştirilmelidir. Terörle mücadele de bölge halkının desteği mutlaka sağlanmalıdır. Terör karşısında sabırlı olmalısınız, azimli olmalısınız ve itidalli olmalısınız. Kamuoyu tarafından da doğru şekilde algılanması zorunlu ve önemlidir. Bakınız terör örgütleri mücadelenin uzamazasını ve toplumsal sabrın tükenmesini ister. Bu nedenle stratejilerini toplumsal sabrın üzerine kurmaya çalışır. Bu nedenle terörizmle mücadelede toplumsal ve yönetsel sabrın gösterilmesi gerekir.

2- Terörle mücadelede topluma gerçekçi olmayan beklentiler verilmesinden kaçınılmalıdır. Belki yeni bir kavrama değişik bir açıdan değinmeye çalışacağım. Belki çok sık duyulan bir kavram değil ama önemli olduğunu düşünüyorum.

Terörizm kendini üreten, yaşatan ve kuşatan eko sistemin bir parçasıdır ve onunla birlikte var olur. Eko sistem nedir elbette eko sistem deyince çok genel anlamıyla içinde bulunan çevre ve düzeni anlıyoruz. Bu çevredeki tüm bitkiler, hayvanlar ve insanlar var. Eko sistem bunların birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkiler anlamıdır.

TERÖRLE MÜCADELE EDEN GÜVENLİK GÜÇLERİ BÖLGE İLE BÜTÜNLEŞMELİ

Bütün terör olaylarına baktığımız zaman, terör örgütleri içinde bulundukları eko sisteme şekil vermeye çalışıyorlar. Terörün beslendiği bu eko sistemi terörle mücadeleye katkı sağlayacak şekle dönüştürmek çok önemlidir. Bunun için de terörün beslendiği yerel sistemi iyi şekilde anlamak zorundayız. Genellikle terörün parçası olan eko sistemler çok karmaşık. Ülkeden ülkeye değişiyor.

Türkiye açısından baktığımız zaman bunun nedeni, modern, postmodern ve bir de geleneksel ağlar var. Bunun yanında terör örgütleri sınırı aşan suç örgütleri ile de uyuşturucu insan ve silah kaçakçılığı da yapıyor. İşte bütün bunlar terörle mücadelenin zaman alan bir süreç olduğunu bize gösteriyor.

Amaç terörü yalnız bırakan bir eko sistem oluşturmaktır. Bu görev milletler ve devletlere düşen görevlerdir. Alanda yani terörle mücadele eden güvenlik personeli bölgedeki eko sistem ile bütünleşmelidir. Coğrafya ile iç içe yaşamanız lazım. Coğrafya ile dost olmanız lazım. Güvenlik güçleri belli bölgede kalır ise başarı şansı yoktur. Bu her yer için geçerli. Coğrafya ise ancak ayağınız basa basa hakim olursunuz. Coğrafya'ya uzaktan hakimiyet çok zor. O yüzden diyoruz ki sizde eko sistem içerisinde aktör olmanız gerekiyor. 7/24 saat bu doğal sistemin parçası olmanız gerekiyor.

Gidiniz terörle olan bölgelere, dağın tepelerine gidin, en ucra köşedeki yerleşmelere gidin askerimiz, polisimiz, jandarmamız yanyanadır. Güvenlik güçlerinin Türkiye'de adım atmadığı hiçbir nokta yoktur. Bazen soruyorum diyorum ki acaba siz Anadolu bölgesinde müstakil görev yapan üniteleriniz ne kadardır bazı rakamlar söyleniyor 100-200 bizimki 1500'in üzerinde. Bu biraz evvel anlatmaya çalıştığım ekosistemin bir parçasıdır. TSK olarak elbette üzerinde durduğumuz diğer konu toplumla beraber olmak.

TSK'NIN GÖREVİ Mİ?

Evet görevi ülkemiz gerçekten büyük yerleşim alanları çok fazla. Devletimiz her yere ulaşamıyor. Devletimizin ulaşamadığı yerlere TSK köyün ihtiyaçlarını karşılayacak. Evet biz bunu yapıyoruz ve bununla da iftihar duyuyoruz. Bugün PKK'nın birinci istediği şey işte bu geçici ve gönüllü koruculuk sisteminin kaldırılmasıdır. Neden rahatsız oluyorlar. Türkiye bunu uzun sürelerdir uyguluyor. Bu çok önemli PKK ile mücadelede çok önemli görev ve sorumluluklar üstlenmişlerdir. Bugüne kadar bizim korucularımız 1343 şehit vermişlerdir. Korucuların kanun ve devletin yer alması sorunun bölücü terör örgütünün desteğini sağlayamayadığının da büyük bir göstergesidir.

KÖY KORUCUSU HATA YAPMAZ MI?

Elbette olabilir. Hata yapan var ise elbette sistemden ayırırsın ancak üç beş tanesi hata yapıyor diye yapılanmayı tamamen kaldırmak da terör örgütünün isteğini yerine getirmektir. Aynı sistem Irak'a kullanılmaya başlandı. Yine bu sistem Afganistan'da da aynen Irak'ta uygulanan sisteme benzer.

Örgütler kırsalda ve şehirlerde farklı şekillerde eylem yapabilmektedir. Bu nedenle her iki tipe göre farklı işlem uygulamak zorundasınız. Bugün Türkiye'deki özellikle PKK'ya baktığımız zaman bizim mücadelemiz ağırlıklı olarak kırsal alandadır. Ancak Irak'a baktığınız zaman şehirlerdedir. Terörle mücadelede güvenlik güçlerinin karşı karşıya kalacağı bazı paradoks durumlar var.

Bazen güvenlik kuvvetleri tarafından özellikle güvenlik tedbirleri tarafından fazla kuvvet kullandırılmıştır. Ama bazen bu daha az güvenli duruma düşmenize sebep olabilir. Bazen operasyonlarda daha fazla kuvvet kullanılması operasyonların başarı derecesini de azaltır.

Biz harb okullarına son iki üç yıldır sosyolojik dersini tekrar ders olarak koyduk. Subay kimle muhatap olacak toplumla insanla muhatap olacak.