Kerem Tunçeri: Savunmamızla her takımı yenebiliriz

Efes Pilsen ve Milli Takımımızın tecrübeli oyun kurucusu Kerem Tunçeri, THY Euroleague'in resmi internet sitesi için Frank Lawlor'un sorularını yanıtl

Efes Pilsen ve Milli Takımımızın tecrübeli oyun kurucusu Kerem Tunçeri, THY Euroleague'in resmi internet sitesi için Frank Lawlor'un sorularını yanıtladı.

Efes Pilsen'in milli oyun kurucusu Kerem Tunçeri, Turkish Airlines Euroleague'in resmi internet sitesine verdiği röportajda, "Bire bir savunmayı elimizden gelen en iyi şekilde yapabilirsek her rakibe karşı oynayabiliriz" dedi.

Tecrübeli yıldız Euroleague.net'ten Frank Lawlor'un sorularını şöyle cevaplandırdı:

- Senin için özel bir yazdı. Dünya Şampiyonası'nda yakaladığın ivmenin, Euroleague'deki en iyi sezon başlangıcını yapmana yardımı oldu mu?

Bu sistem meselesi. Önceki yıllarda, takımı organize etmem ve sayı üretmeyi çok fazla düşünmemem isteniyordu. Şimdi daha serbestim. Tabii ki, takımın oyun kurucusu olarak, diğerlerini düşünmek zorundayım ama pas verme veya şut atma tercihi bana ait olunca, kendimi daha rahat hissediyorum.

- İki uzatmaya giden, zorlu Union Olimpija maçındaki mağlubiyetten sonra, tekrar ayağa kalkmayı nasıl başardınız?

Bizim için çok kötü bir maçtı. Galibiyet avucumuzun içindeydi ama maçın sonunda basit hatalar yaptık. O maçı kazansak, şimdi iyi bir durumda olacaktık. Sonuçta bu basketbol. Her an her şey olabilir. O maçı geride bırakıp önümüze bakmalıyız.

- Şimdiye kadarki maçlarınızın hepsi yakın geçti. Valencia ve Milano maçlarını kazanmanızın ve Olimpija maçını kaybetmenizin sebepleri nelerdi?

Son iki maçta çok iyi işler yaptık. Galibiyetlerde başrolü savunmamız oynadı. İlk tercihimiz, mümkün olduğunca adam adama savunma yapmak. Bunu yaptığımız sürece, her takıma karşı oynayabiliriz. Tabii ki, tersi bir durumda da herhangi bir takıma karşı sorun yaşabiliyoruz. Kazandığımız maçlarda farkı yaratan durum da buydu.

- 3 maçta %66 saha içi isabeti sağlarken, serbest atışların da tamamında başarılı oldun. Bu kadar iyi bir isabet oranının sırrı nedir?

Çok çalışıyorum. Her şey kendine güvenmekle başlıyor ama sonrasında bunu, çok çalışarak desteklemeniz lazım. Antrenmanlardan önce ve sonra, kendi başıma çalışıyorum. Eğer artık daha isabetli şut atıyorsam, buna tek bir sebep söyleyebilirim: Çok çalışmak.

- Yeni antrenörünüz Velimir Perasovic, tüm zamanların en iyi şutörlerinden birisi. Onunla bu konu hakkında konuşuyor musunuz?

Sadece şutlar hakkında değil, her şeyden konuşuyoruz. Ben özel bir pozisyonda oynuyorum. Takıma yön vermem lazım. Sadece şut atmaya değil, tüm takıma konsantre olmalıyım. Bu sebeple de koç Perasovic ile her konuda diyalog halindeyiz.

- Geçen yıl 15 maçta ulaştığın iki sayılık isabetli atış sayısını, yani 8'i, bu sezon 3 karşılaşmada yakaladın. Daha fazla iki sayılık atış deneme değişikliği sendin mi, antrenör Perasovic'ten mi yoksa her ikinizden mi geldi?

Her ikimizden de... Benim ilk düşündüğüm sayı atmak değil. Hücumda topu dolaştırarak boş adamı bulmakla daha fazla ilgileniyorum ve bununla skor bulma imkânları ortaya çıkıyor. Eğer bana fırsat gelirse değerlendiriyorum. Ama bu sayı atmaya çalıştığım anlamına gelmiyor, sadece elime geçen şanstan faydalanıyorum.

- Ender Arslan ile sadece Efes Pilsen'de değil, Milli Takım'da da uzun yıllar birlikte oynadınız. Aranızda nasıl bir ortaklık var?

Çok yakınız. Ben ondan biraz daha yaşlıyım. Ona ağabeyi gibi davranıyorum. Efes Pilsen ve Milli Takım'da beraber geçirdiğimiz zamanlarda birbirimize çok güven duyuyoruz ve bunun böyle devam edeceğini düşünüyorum.

- Efes Pilsen artık maçlarını senin de forma giydiğin Türk Milli Takımı'nın birkaç ay önce gümüş madalya kazandığı Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynuyor. Her Euroleague maçını orada oynamak senin için özel bir anlam ifade ediyor mu?

Tabii ki öyle, çok güzel yapılmış yeni bir salondayız. Ben ve diğer Milli oyuncular Sinan Erdem'de birçok unutulmaz an yaşadı ve şimdi de neredeyse tüm iç saha maçlarımızı orada, dolu tribünler önünde oynuyoruz. Bu bizim için çok iyi. Türk basketbolu uzun bir yol kat etti. Futbol Türkiye'de her zaman birinci spor dalıydı ama şimdi insanlar basketbolu da takip ediyor. Bu da bizi kesinlikle mutlu ediyor.

- Ev sahipliği avantajını yeni salonda şimdiden hissediyor musunuz?

Türk taraftarlar oldukça coşkulu. Türkiye'de Fenerbahçe veya Beşiktaş gibi ezeli rakiplerle karşılaştığınız zaman taraftarların etkisini maçın başından sonuna kadar hissediyorsunuz. Bizim taraftarlarımız ise o kadar ateşli değil. Maçlara basketbolsever olarak geliyorlar ve çılgınca şeyler yapmıyorlar. Ama gün geçtikçe daha fazlası geliyor ve bu sayede ev sahipliği avantajı da oluşacak.