OBAMA İSRAİL’E GOL ATTI…AMA !

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

20 Ocak'ta Obama, Başkanlık görevini resmen Trump'a devredecek.

Peki ne değişecek. Hem ABD'de hem de dünyada, yeni bir düzen, yeni bir insanlık anlayışı mı gelişecek?

Açlıkla boğuşan 500 milyon insan için, Trump yeni bir umut mu olacak? Üçüncü dünya ülkelerinde batının sattığı silahlarla birbirini öldürenlere “durun, artık kardeş kanı akıtmayın” mı denilecek?

Terör örgütlerini bir maşa olarak kullanan, başta ABD olmak üzere, İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika v.s, bundan vaz mı geçecek?

Batı yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürerek, açlığa mahkum ettiği milletlere, “hadi gelin dünya nimetlerini paylaşalım” mı diyecek?

Yoksa hiçbir şey değişmeyecek mi?

Ya da her şey daha kötüye mi gidecek?

Gelen gideni aratacak mı?

Obama giderayak, İsrail'e bir gol attı. Ya da attı mı? Bunu sonra anlayacağız.

İsrail'in Filistin'e ait toprakları, İsraillilerin yerleşimine açmasını, Birleşmiş Milletler, hukuka aykırı bularak, İsrail'in işgal ettiği yerleşim bölgelerini boşaltmasını istedi. Bu karar BM Güvenlik Konseyi'nden de geçti. Geçmemesi için daimi üyelerden birinin (ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, Çin), kararı veto etmesi yeterliydi. İsrail en çok ABD'ye güveniyordu. Ancak, ABD çekimser kalınca karar Güvenlik Konseyi'nde de kabul edildi.

Peki ne olacak şimdi? İsrail, işgal ettiği Filistin yerleşim bölgelerinden çekilecek mi?

İsrail çekilmek bir yana posta koymaya başladı. “Trump görevi devralınca her şey değişecek” diyor.

Zaten Trump da bunu söylüyor: “20 Ocak'tan sonra her şey farklı olacak.”

Trump, ABD'nin İsrail'le ilgili kararı veto etmesi çağrısında da bulunmuştu.

”İsrail ve Filistinliler arasındaki barış taraflar arasında doğrudan görüşmelerle gelecek, BM'nin koşullar dayatmasıyla değil. Bu, israil'i müzakerelerde çok kötü bir konuma getiriyor ve tüm İsrailliler için çok haksız bir durum' demişti.

Görüldüğü gibi Trump'tan sonra da zulüm devam edecek.

Görünen o ki, gelen gideni aratacak. Obama ise, 8 yıldır dünyadaki zulme kulaklarını tıkayıp, giderayak, Filistin'le ilgili karara imza atsa da vicdanının sesini dindiremeyecek.

Eğer BM, dünyada gerçek, kalıcı bir barış, tüm insanlığın kardeşçe yaşayacağı bir ortam istiyorsa, güvenlik konseyinin yapısını değiştirmeli ve veto hakkı olan ülkeler statüsünü kaldırıp, adil bir yönetim şeklini benimsemeli. Müslümanlar dünya nüfusunun dörtte birini oluştururken, BM Güvenlik Konseyi'nde söz hakkına sahip tek bir Müslüman ülke yok.

Bu eşyanın tabiatına aykırı durum giderilmezse, dünya gerçek anlamda huzur bulamayacaktır.

Zira Müslümanların batı tarafından sömürüldüğü, dışlandığı duygusu her zaman birileri tarafından istismar edilecek ve eli kanlı örgütler hiçbir zaman tarihe karışmayacaktır.

Çözüm, ABD ve Batı'nın dünyayı yönetmek yerine paylaşmayı seçmesindedir.

Aksi halde, akan kan çoğalıp dünyayı sardığında, Batı'nın da akıttığı kanda boğulması mukadder olacaktır.