İSLAM BİRLİĞİ KURMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

Ortadoğu`da sorunlu İslam ülkelerinin sayısı daha çok artmadan herkesin aklını başına toplaması gerekiyor. Herkes derken dünyadaki tüm İslam ülkelerini kastediyorum.

ARAP BAHARI ile Aralık 2010`dan itibaren, diktatörlere karşı ayaklanan kitleler, ne yazık ki Dimyat`a pirince giderken evdeki bulgurdan oldu. Kaddafi`yi Linç eden evlatları(!) şimdi O`nun dönemini mumla arıyor. Mısır`da, Seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi`yi, devirip parmaklıklar ardına gönderen iradenin Mısır halkına ait olmadığını biliyoruz. Amerika`nın Suriye`deki hesaplarının demokrasiye değil, Rusya`nın yolunu kesmeye dönük olduğu gün gibi ortada.

İran`a ambargoyu kaldırarak İsrail-İran sorunlarını askıya alan Amerika, öte yandan Suudi Arabistan`a ayar veriyor. On bir eylül saldırılarında faturayı Suudi Arabistan`a kesmek istemesinin mantığını kimse anlamıyor. Amaç, sıcak bölgede Şii yapılanmasına karşı Arabistan`ın elini kolunu bağlamak. Zira, ABD, İsrail`in güvenliği için artık Şiileri değil Sünnileri tehdit olarak görüyor. Bu algıyı perde arkasında israil`in deklare ettiğini kavramak da güç değil. ABD, 2003-2004`de Irak El Kaidesi olarak kurulan DEAŞ`ı, o dönem tehdit olarak gördüğü Şiilere karşı bir denge unsuru olarak destekledi. Ancak DEAŞ kontrolden çıkınca hesaplar başa döndü. Şimdi de Şiilere karşı tehdit olarak gördüğü DEAŞ`ı yok etmek istiyor.

“Irak Saddam`ı Arar Hale Geldi”

Halepçe`de binlerce insanı kimyasal silahlarla yok eden Saddam, tarihin gördüğü en zalim liderlerden biriydi. Ama bugün Irak halkı o zalimi bile arar hale geldi. Zira ABD`nin 2003 işgalinden bu yana Irak`ta kan durmadı. Bir milyon insan öldü. İki milyon Iraklı yaralandı. Milyonlarca kişi yerini yurdunu terk edip kaçmak zorunda kaldı. Iraklılar sonradan uyandı ki; ABD`nin hedefi ne Saddam ne de olmadığı ortaya çıkan kimyasal silahlarmış. ABD`nin Irak`ı işgalinin temel sebebinin bağımsız bir Kürt devleti kurarak İsrail`e yerel destek sağlamak olduğu anlaşıldı.

Karar mekanizması ABD ve saz ekibi olmasına rağmen, sahada tek askerleri yok. Yapay sorunlar ve anlaşmazlıklar icad ederek, Müslümanları birbirlerine kırdırmaya devam ediyorlar. ABD askerleri üslerinde viskilerini yudumlarken, cephede ötekileştirilen Müslüman çocukları birbirini öldürüyor. Türkiye batının bölgede çıkarmaya çalıştığı şii-sünni çatışmasına dönük provokasyonu gördü ve o yüzden ısrarla operasyonların içinde olmak istiyor.

“Irak Halkı Gerçekleri Görmeli”

Irak Halkı, kendi kanı üzerine yapılan hesapları görmedikçe bu oyun bozulmaz. Şu an başta Cumhurbaşkanları olmak üzere Irak`ı yöneten hükümetteki bakanların yüzde 90`ı aynı zamanda İngiltere vatandaşı. Bu elit tabakanın Irak halkının geleceğini İngiltere`nin ali çıkarlarından ayrı düşünmesi mümkün mü? Türkiye gibi güçlü bir İslam ülkesini, topraklarından uzak tutmaya çalışan İbadi`nin gizli ajandasında neler var acaba? Irak`ın çıkarları için Türkiye ile işbirliği yapmaktansa, ABD`nin (İngiltere`nin) kulu-kölesi olmaya devam etmek daha hayırlı diye mi düşünüyorlar?

Irak gazetelerinde, televizyonlarında son günlerdeki moda yorum şu; “Türkiye Musul`u işgal etmek istiyor.”

Bu ancak Musul ve Kerkük`teki Türkmen ve Sünnilerin, katledilmeye başlanması, koalisyonun ve Irak hükümetinin de bu katliamı seyretmesi durumunda belki söz konusu olabilir. O`nun adı da işgal olmaz. 2003`te ABD`nin Irak`a girişinden daha masum ve Irak halkını gerçek anlamda korumak adına bir girişim olur. Ayrıca, Türkiye`nin sınırında çıkacak orantısız bir savaşa ve bu savaştan yararlanarak, Türkiye`ye yeni bir koridor açmak isteyecek terör örgütlerine karşı, bir güvenlik tedbiri almasından daha doğal bir kaygı olamaz.
Bu Bir Haçlı Seferidir

Amerika`nın 2003 yılında Irak`ı işgaliyle başlayan ve sonrasında günümüze kadar yaşanan gelişmeler, kelimenin tam anlamıyla bir Haçlı Seferi`dir. Birinci Dünya Savaşı`yla Osmanlı`yı yıkan tüm güçler bugün “koalisyon” adı altında bir kez daha İslam Coğrafyası`ndadır. Nijerya, Kuzey Çin, Libya, Afganistan, Ukrayna gibi dünyanın farklı bölgelerinde Irak`takinden daha fazla kan akıyor. Ama koalisyon güçlerinin hedefinde ırak ve Ortadoğu var.

Gelişen ve değişen dünyada, yüz yıldır sömürdükleri ve ötekileştirdikleri Müslümanların artık bir çıkış yolu aradıklarını biliyorlar. Artık bu coğrafyada kimse cambaza bakmak istemiyor. Artık Müslümanlar ülke yönetimlerinde satılık krallar, işbirlikçi devlet başkanları görmek istemiyor.

İşte bu yüzden İslam Dünyası`nın uyanışına karşı son Haçlı Seferi`dir, adı “Koalisyon” olan bu güçlerin gelişi. Bir Müslüman Gücü oluşturarak koalisyon güçlerine “Siz kendi işinize bakın” demenin zamanı gelmiştir. Aksi halde bu topraklarda akan kan durmayacak, sömürü bitmeyecektir.