Darbeciler Kılıçdaroğlu'na torpil geçti mi?

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

Kılıçdaroğlu`nun uçağı 15 Temmuz gecesi 23.00`de İstanbul`a iniyor.
O sırada Atatürk Havalimanı`nın girişleri darbeciler tarafından tutulmuş.
Kılıçdaroğlu, darbeciler tarafından hiç engellenmeden havaalanından çıkışına izin veriliyor.
Bu durum Kılıçdaroğlu`nun darbeci olduğunu göstermese bile en azından darbecilerin Kılıçdaroğlu`na iltimas geçtiğini gösterir.
Eğer Kılıçdaroğlu`nun yerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Başbakan Binali Yıldırım olsa elini kolunu sallayarak oradan ayrılabilir miydi?
Elbette buna izin vermezler anında derdest ederlerdi.
Kılıçdaroğlu hava limanından çıkıp Bakırköy Belediye Başkanı`nın evine gidiyor.
O sırada artık darbe girişiminde bulunulduğu kesinleşmiş.
Millet sokaklara dökülmüş ve çatışmalar başlamış.
Kılıçdaroğlu`nun açıklaması 0030`da haber sitelerine düşüyor. Durumu kurtaracak, oldukça naif bir darbeye karşı açıklama geliyor.
Oysa sosyal medya üzerinden çok daha hızlı ve etkili bir darbe açıklaması gelebilirdi.
Neyse işin o tarafını okuyucuların yorumuna bırakalım ve sonrasına gelelim.
15 Temmuz sonrası önemli olan.
Kılıçdaroğlu, Yenikapı`daki darbeye karşı Türkiye mitingine önce katılmayacağını açıklıyor.
Kurmayları diyor ki; “Katılmazsan ilerde sana darbeci suçlaması gelir.”
Bunun üzerine nazlana nazlama geliyor Yenikapı`ya.
Hayatında ilk ve tek “FETÖ” sözü o mitingde çıkıyor ağzından. Bir daha, Kılıçdaroğlu, darbeyi anlatırken bile “FETÖ” sözcüğünü kullanmıyor.
Sonrasında neler oluyor?
Kılıçdaroğlu, işgal girişimi sonrası, tutuklanan, gözaltına alınan FETÖ`cülere adeta kalkan oluyor. Gözaltılara, ihraçlara, tutuklamalara karşı çıkıyor.
Sonra okyanus ötesinden, “15 Temmuz`un kontrollü olduğu” açıklaması geliyor. Ardından Kılıçdaroğlu ekranlarda boy gösteriyor ve 15 Temmuz alçak girişimi için, “Kontrollü Darbe” diyor.
Fetö soruşturmasını sulandırmak için, Ak Parti milletvekilleri arasında 180 Bylokçu milletvekili olduğu iddiasını ortaya atıyor. “Delil” diyorlar, susuyor, arkasını dönüyor. “Delil Yok” diyor pişkin pişkin.


FETÖ hayır kampanyası yapıyor.
En büyük hayırcı Kılıçdaroğlu oluyor.
İki danışmanı bylock kullanmaktan tutuklanıyor, Kılıçdaroğlu yine susuyor.
Son olarak, Cumhurbaşkanı, “Kasetle geldin kasetle gideceksin” diyor. Kılıçdaroğlu yine susuyor. Levent Gök`ten cılız bir açıklama geliyor.
Şimdi millet 16 Nisan referandumuna kilitlendi.
Görünen o ki, daha doğrusu CHP`li anketçilerin araştırmaları bile ortaya koyuyor ki, sonuç “Evet” olacak.
Peki hangi oranda evet çıkacak? Yine araştırmalara baktığımızda, yüzde 54-55 ile evet önde.
Yüzde 59-60 sürpriz olur mu?
Bence olmaz.
Referandum sonrası ise CHP`nin ciddi şekilde karışacağını öngörmek mümkün. Hayır çıkacağını öngören anketçiler de çuvallayacak ve geçmişte olduğu gibi zor duruma düşecek. Referandum sonrası Kılıçdaroğlu, bırakmayacağım dese de, parti içi muhalefet Kemal Bey`i bu sefer fena sıkıştıracak. Ardından, CHP`de Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı tartışması başlayacak. Hizipler, seslerini yükseltecek. Hulasa referandum sonrası CHP`yi çok zor günler bekliyor.