CHP NİYE İKTİDAR OLAMIYOR?

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

CHP Bu ülkenin vazgeçilmez partisi olabilirdi.
Eğer değişime, gelişime ve halkın hassasiyetlerine kulak verseydi.
Eğer gerçek anlamda demokratik olabilseydi.
Ümit Kocasakal ve Eminağaoğlu genel başkanlığa aday oldukları halde yarışa giremediler. Çünkü, delegelerden almaları gereken 110 imzayı bulamadılar.
CHP tüzüğü öyle söylüyor çünkü.
Saygı duyulabilir. Ama Kılıçdaroğlu çıkıp da Erdoğan`ı tek adamlıkla suçlarsa, Ak Parti`de parti içi demokrasi olmadığından söz ederse, birileri de çıkıp, Kılıçdaroğlu`na, “Ümit Kocasakal, senin seçtiğin delegelerden imza alamadığı için aday olamadı. Bu mu parti içi demokrasi” sorusunu sorar elbet.
Muharrem İnce ise daha kurultayın ilk saatlerinde, 49 delegenin mükerrer imza verdiği (Yani hem Kılıçdaroğlu`na, hem İnce`ye imza verdikleri) iddialarıyla itibarsızlaştırılmaya, daha imza aşamasında iddiasının olmadığı algısı yaratılmaya çalışıldı. KK`nın adamlarına göre İnce`ye 117 delege imza vermişti. İnce ise 167 imzası olduğunu söylüyordu. O zaman yalancı kimdi. Genel Merkez`in delegelere baskı yaptığını da söyleyen İnce`ydi.

CHP, Kılıçdaroğlu`ndan önce altı genel başkan seçti. Atatürk, İnönü, Ecevit, Baykal, Hikmet Çetin ve Öymen, . Yedinci Genel Başkan, Baykal`a yapılan kaset operasyonunun ardından koltuğa getirilen Kemal Kılıçdaroğlu`ydu.

Atatürk`ün ölümünün ardından CHP Genel Başkanlığı`na seçilen (gelen) ismet İnönü, Ebedi Genel Başkan`dı. Yani yaşadığı sürece partinin genel başkanı olacaktı. (Demokrasiye bakın!) Buna rağmen, Ecevit İnönü`nün tahtını salladı. İnönü 1972`de istifa edince Karaoğlan partinin üçüncü genel başkanı olarak CHP Genel Merkezi`ni devraldı. 12 Eylül Darbesi`ne kadar Ecevit koltuğuna sahip çıktı. Yasaklar kalkınca Ecevit artık CHP`nin değil DSP`nin genel Başkanı`ydı. 2002 Kasım seçiminde Ecevit`in DSP`si sahneden silinirken, CHP Baykal`la yeniden “ben buradayım” dedi.

2010`da, Baykal, o meşhur kaset kumpasıyla istifa etti ve Kılıçdaroğlu ile CHP`de yeni bir dönem başladı.

CHP`nin çok partili hayata geçişin miladı da olan 1946`da başlayan çöküşü, bugüne kadar devam etti. 1972-1980 arası Ecevit`in elde ettiği kısmi başarılar bir kenara bırakılırsa, CHP bir daha toparlanamadı.

Çünkü CHP bir türlü çizgisini bulamadı.

Atatürk`ün partisiydi ama Atatürk`e en büyük saldırılar, kendi milletvekillerinden geldi. Hüseyin Aygün, Dersim Katliamı`ndan Atatürk`ü sorumlu tuttu.

Milliyetçi bir partiydi ama 1915`te Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığı yalanlarını dillendirenler yine CHP`lilerdi.
İnançlara saygılı bir parti olduğu söyleniyordu. Ancak gün geçmiyordu ki CHP`li bir vekil çıkıp da İslami değerlere hakaret etmesin ya da alaya almasın. Kimi, “Hacca gitmeyin Muhammed sizi bırakmaz sonra” diyordu, kimi ezan sesinden rahatsızlığını çirkin ifadelerle dile getiriyordu.

Adaletçi bir anlayış, hakça bölüşüm diyorlardı. Bir de bakıyordunuz, CHP Genel Merkezi`nde çalışan işçilere asgari ücret ödüyorlar, buna karşın, Tuncay Özkan`ın Kanaltürk`üne, reklam adı altında milyonlar aktarıyorlardı.

Mevcut iktidarı, yolsuzlukla suçlarken, kendi belediye başkanları çıkıp, “CHP`li Belediye Meclis üyelerine rüşvet yetiştiremiyorum” itirafında bulunuyordu.

PKK ile mücadelede şehit olan askerlerimizden hükümeti sorumlu tutuyorlar, perde arkasında ise PKK`nın siyasi kanadı olan HDP ile iş tutuyorlardı. Ve herkes bunu görüyordu.

PKK`lıların cenazelerine giden milletvekillerini Kemal Kılıçdaroğlu görmezden geliyordu. PKK`ya, PYD`ye terör örgütü bile diyemiyorlardı.

Daha neler neler… Varsa bir tanesinin yalan olduğunu söyleyen, beri gelsin alnını karışlayayım.

İşte bu yüzden CHP, 1972`den sonra bir daha toparlanamadı.

1950`de iktidarı kaybeden CHP, bugüne kadar iki-üç kez kısa süreli koalisyon ortaklığı yapabildi. CHP Seçmeni tam 68 yıldır, iktidar olabilmenin hazzını yaşayamıyor. Ama bir tanesi de çıkıp, “Niye?” diye sormuyor, biri de çıkıp, genel başkanın yakasına yapışıp, “Türkiye aynı Türkiye, insanlar aynı, herkes aynı kanuna göre seçime giriyor. Siz neden iktidar olamıyorsunuz?” demiyor.

Bunun bir tek sebebi var; Ülkenin ortak değerleriyle barışmadıkça bu millet sizi iktidara getirmez.