CHP’DE İNCE İNCE BİR KAVGA!

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce`yi Cumhurbaşkanı adayı yaparken, bir tek şart öne sürdü:

“Benim karşıma geçip genel başkan adayı olmayacaksın”

İnce bu uzlaşmayı seçimden haftalar önce, Fox Tv`de canlı yayında açıkladı: “Kemal Bey`e karşı genel başkanlık yarışı yapmayacağım. O`nun karşısında aday olmayacağım”
Tabi siyasette verilen bu türden sözlerin, birkaç saat sonra unutulduğunu ya da bir önemi kalmadığını biliyoruz. Nerden mi? Elbette Kemal Kılıçdaroğlu`nun arşivinden. Deniz Baykal 2010 yılında kaset komplosuyla genel başkanlıktan istifa ettiğinde Kemal Kılıçdaroğlu, hiç vakit kaybetmeden, “Baykal`ın koltuğuna aday değilim. Genel Başkanlığa aday olmayacağım” demişti. Hatta o gece kendisini arabasıyla evine bırakan, Savcı Sayan`a, “Deniz Bey`e ihanet etmem aday olmayacağım” sözünü vermişti. Ancak, saatler sabahın dokuzunu gösterirken, Kılıçdaroğlu kameraların karşısına geçecek ve “Adayım” diyecekti.

Dolayısıyla Muharrem İnce`nin, sözünü yiyerek, “Genel Başkan adayıyım” açıklaması kimseyi şaşırtmayacaktır. Kılıçdaroğlu`nu bile şaşırtmayacaktır.

Ancak CHP`deki dengeler İnce`nin CHP Genel başkanı olmasına izin verir mi?

Vermezse ne olur?

Kılıçdaroğlu yeniden CHP Genel Başkanı olmaz belki ama öyle biri aday yapılır ki, CHP`deki dinamiklerin korunması adına Kılıçdaroğlu genel başkan seçilmiş gibi olur. Yani, Cumhurbaşkanlığı seçiminde İnce`ye yüzde 30 verenler, sözkonusu CHP Genel Başkanlığı olduğunda, aynı toleransı göstermeyebilir.

İnce aday olsa bile yine 400 küsür delegenin oyunu alarak ikincilikte kalır. Yine başını kaşıyarak, “Biz nerde yanlış yaptık yahu” der. Ama İnce yanlış yapmamıştır. CHP`yi yöneten gizil güçler, İnce şablonunda bir siyasetçinin Genel Başkanlığına izin vermemiştir. Hepsi bu. Yani İnce, bırakın hata yapmamayı, ağzıyla kuş tutsa bile CHP Genel Başkanı olamaz.

Yapmazlar.

Çünkü, CHP`nin mevcut delege yapısı öylesine organize edilmiş ki, İnce ne yaparsa yapsın o organizasyonu kıramaz. O delegelerle gidilecek seçimde Kılıçdaroğlu her zaman kazanır. Ancak tabandan gelen tepkiler; dayanılmaz baskılar Kılıçdaroğlu`nun çekilmesini gerekli kılabilir. İşte o zaman, delegenin Kılıçdaroğlu`nun yerine koyabileceği bir aday İnce`nin karşısına çıkarılır. Sandıklar açıldığında, Muharrem İnce kaybetmiş olur.

İnce`nin kazanabilmesinin tek şartı, yenilenmiş delegelerle kurultaya gitmektir. Bunun başkaca çaresi yoktur. Delegeler yenilenirken de, tarafsız, demokratik bir delege seçimi yapılmak zorundadır.Aksi halde sonuç yine değişmez. “CHP küçük olsun bizim olsun” diyen güruh, İnce`yi asla ve asla o koltukta görmek istemez.

Mesela, ince`nin karşısında Fikri Sağlar`ın (Kılıçdaroğlu da destek verirse) şansı olabilir.

Peki son bir soru: Muharrem İnce nasıl oldu da yüzde 30`un üzerinde oy alabildi?

Bu sorunun bir tek cevabı var. İnce, politikasını Erdoğan düşmanlığı üzerine kurmadı. “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” gibi saçma sapan bir söylem kurgulamadı. Meydanlara çıktı, eleştirisini, muhalefetini yaptı. Şu ana kadar sandığa gitmeyen CHP tabanını da fişekledi. Yetmedi ama Kılıçdaroğlu`nun saplanıp kaldığı yüzde 25 barajını parçalamayı başardı.